EGE'YE BAKIŞ/PELİN ENGİN- 1 Mayıs kutlamalarında HKP'nin Beşiktaş'tan Taksim'e yürümek istemesi ile yaşanan polis ablukası ile HKP İzmir İl Başkanı Avukat Tacettin Çolak gözaltına alınmıştı. Çolak, serbest bırakılmasının ardından gözaltı süreci ve AKP iktidarı hakkında Ege'ye Bakış Gazetesi'ne konuştu.
‘1 MAYIS TÜRKİYE’DE BAYRAM DEĞİL MÜCADELE!’
1 Mayıs İşçi Bayramı’nın Türkiye’de bayram gibi kutlanamadığından bahseden Çolak, “Her şeyden önce 1 Mayıs, uluslararası alanda kutlanan, işçi sınıfının birlik ve mücadele günü ve bayramıdır. Fakat bizim ülkemizde bir bayram havasından ziyade bir mücadele günü olarak kutlanıyor. Parababalarının sömürüsü ve soygunu devam ettikçe, işçi sınıfının demokratik hak mücadelesi bir sonuca ulaşmadıkça bu gün bayram olmaktan çıkar” dedi.
‘HER YIL YASAKÇI VE BASKICI UYGULAMALARLA KARŞILAŞIYORUZ’
Türkiye’nin her 1 Mayıs’ta yaşadığı yasaklar ve baskılardan bahseden Çolak, “Türkiye her 1 Mayıs’ta devletin yasakçı ve baskıcı uygulamalarıyla karşılaşmıştır. Devlet, kendi kurallarına göre ve kendi çizdiği alanlar içerisinde kutlamalara izin veriyor. 1 Mayıs’lar Anayasanın 26. ve 34. maddeleri gereğince hem ifade özgürlüğü hem de toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkı çerçevesinde devletin müdahalesine uğramamalıdır. İşçilerin, siyasi partilerin, devrimcilerin ve halkın 1 Mayıs’ı nerede kutlamak isterlerse orada kutlamaları bir haktır” diye konuştu.
'TAKSİM’DE KUTLAMA ENGELLENEMEZ’
Çolak, devletin yapılan gösterilerde sınır belirleme hakkı olmadığını vurgulayarak, “Devlet, göstericilerin can güvenliğini ve güvenli bir ortamda toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmalarının önünü açmalıdır. Bizim ülkemizde ise karşımıza maalesef engel ve yasaklar çıkıyor. Biz de bu yılki 1 Mayıs’ta yine bir engel ve yasak ile karşılaştık. Taksim’in çevresi tamamen kuşatılmış durumdaydı ve biz HKP olarak Taksim’e yürüyebilmek için Beşiktaş’ta toplandık ve orada engellendik. Başka bir yerde kutlamak isteyen de kutlayabilir ama Taksim’de kutlamak isteyen de engellenemez, bu yasal değildir” ifadelerini kullandı.
‘ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KARARI VAR’
HKP olarak 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması gerektiğini savunduklarını belirten Çolak, “AKP yandaşlarına yasak olmayan yer bize neden yasak oluyor? Konu kendi yandaşlarına geldiği anda hiçbir kanun tanımadan istedikleri gibi davranıyorlar. Biz 2013’ten beri her yıl gözaltına alınıyoruz ama hepsinden de beraat ediyoruz. En son 2017 yılında gözaltına alındım ve yargılandım. Bizzat benim tarafımdan Anayasa Mahkemesine yapılan bir başvuru var. Bu başvuruya Anayasa Mahkemesi de 16 Kasım 2023 tarihinde bir ihlal kararı verdi. Verilen kararda mahkeme açıkça diyor ki; ‘Taksim işçiler açısından sembolik bir önemdedir, 1977’de öldürülen 34 işçinin anısını yaşatmak işçilerin temel hakkıdır ve buna saygı gösterilmesi gerekir’ dedi.
‘ÇEVİK KUVVET ETRAFIMIZI SARDI, GÖZALTINA ALDI’
Çolak, 1 Mayıs’ı HKP olarak Taksim’de kutlamak istedikleri için gözaltında alındıktan sonra yaşadıklarından bahsetti:
“Biz sendikaların ve DİSK’in Kadıköy çağrısına itiraz ettik ve Taksim’de kutlayacağımızı ilan ettik. Saat 10’da Beşiktaş’ta toplanmak üzere çağrı yaptık ve oradaydık. Fakat Zincirlikuyu’dan Şişli’ye, Mecidiyeköy’e, Beşiktaş’a kadar Taksim’e çıkan bütün sokaklar kapatılmıştı. Hatta Beşiktaş’ın bütün ana caddeleri ve buralara çıkan bütün sokaklar bariyerlerle kapatılmıştı. Yasal mitingin de sönük geçmesini sağlamak için Avrupa Yakası’ndan Kadıköy’e giden vapurları dahi yasakladılar. Bunlar hep keyfi uygulamalardır. Bizim de gerçekleştirdiğimiz yürüyüşte polise elimdeki Anayasa Mahkemesi kararını göstererek yaptığının kanunsuz olduğunu ve yürüyüşümüze engel olmaması gerektiğini söyledik. Fakat bunun üstüne çevremiz çevik kuvvetle sarılarak gözaltına alındık.”
‘GÖZALTINDA YEMEK BİLE VERMEDİLER’
Yaşanılan gözaltı sürecindeki usulsüzlüklere ve polis şiddetine değinen Çolak, “Polisin 19 Mart’tan bu yana saldırganlığı çok arttı. Biber gazı sıkıyorlar, plastik mermi sıkıyorlar. Biz bu kadar büyük bir şiddetle karşılaşmamış olsak da gözaltına alınırken şiddetle karşılaştık. Bazı arkadaşlarımıza ters kelepçe yaptılar. Oysa Yakalama ve Gözaltına Alma Yönetmeliğine göre kelepçe takmanın koşulu, yakalanan kişinin kendisine ve başkalarına zarar verme halidir. Benimle birlikte 1 Mayıs’ta gözaltına alınan hiç kimsenin böyle bir amacı yoktu, olamaz da. Biz sabah saat 10.20 civarı gözaltına alındık, gece yarısı serbest bırakıldık ve o saatler arasında küçük bir otobüsün içerisinde tutulduk, partililerimizin getirdiği yemekleri bile vermediler. Gece ifadeye çıkarılana kadar kimseyle görüştürmediler, ailelerimize haber vermediler, anında telefonlarımıza el konuldu. Bu sebeplerden dolayı tartıştık fakat ‘Kanun biziz’ diyorlar. Tutanakları imzalayan polisler bizi Beşiktaş’ta gözaltına alan polisler değil, değişik karakollardan 1 Mayıs için geçici görevlendirilmiş acemi polislere olay tutanağını imzalattılar. Tabi biz de bu gerçek durumu yansıtmayan olay tutanağını imzalamadık.” ifadelerini kullandı.
‘HALK ARTIK BEZMİŞ DURUMDA’
AKP iktidarının korktuğunu söyleyen Çolak, “19 Mart operasyonlarından sonra biz parti olarak CHP’nin düzenlediği her mitinge katıldık. Ama hem bizim hem de katılan milyonlarca insanın sorunu sadece İmamoğlu meselesi değil. Bu ülkede 23 yıllık bir iktidar var ve bu iktidar ülkenin başına Batılı emperyalistler tarafından iktidara getirilmiş bir partinin iktidarıdır. Bu iktidar, Türkiye’ye çok büyük zararlar verdi. İnsanların ocağına ateş düşmüş durumda, antidemokratik uygulamalar aldı başını gidiyor. Türkiye’de laiklik ilkesi başta olmak üzere Cumhuriyetin birçok kazanımı ortadan kaldırılmış durumda. Halk artık bezmiş durumda ve bu yüzden sokağa çıktılar. AKP iktidarı ise Halkın sokağa dökülmesinden çok korkuyor. 19 Mart olaylarından bu yana gençlere yapılan zulüm, biber gazları, gözaltına alırken yapılan işkenceler, hepsinin sebebi iktidarın halktan korkusu. Kitlesel bilinç geliştikçe iktidarın korkusu artıyor” şeklinde konuştu.
‘AKP’NİN SİLAHI DİN!’
AKP’nin din ile halkı kandırdığını belirten Çolak, “AKP iktidarının en önemli silahı da ‘din’ silahı. Allah ile insanları kandırmaya çalışıyorlar. Bir dönem Erdoğan, ‘İleri demokrasiyi biz getirdik’ şeklinde yalanlarla milleti kandırdı fakat tam tersine diktatöryel, baskı ve zulüm politikalarıyla insanları sindirmeye çalışıyor” dedi.
‘KEYFİLİK ALMIŞ BAŞINI GİDİYOR’
Gözaltı sürecinde yaşadığı keyfi uygulamalara değinen Çolak, “Gözaltına alınma sebebim tamamen iktidarın ve polisin keyfi uygulamalarından kaynaklı. Gözaltına sebep olarak da ‘izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşü’ suçunu önümüze getiriyorlar. Halbuki Anayasada toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde izin alınması gereken bir düzenleme yoktur. Bu keyfi uygulamalarla bizim ifade özgürlüğümüzü de elimizden almaya çalışıyorlar. Elimizde kapı gibi Anayasa Mahkemesi kararı olmasına rağmen umursamıyorlar. Anayasa Mahkemesi kararlarını polislere gösterdiğimizde bazen yırtıp atıyorlar. Keyfilik almış başını gidiyor.”
‘DİPLOMASI OLMAYAN BİRİ CUMHURBAŞKANLIĞI YAPIYOR’
Çolak, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasının kanunsuz olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’de yasalar, yönetmelikler tamamen keyfi bir şekilde işletiliyor. Kuralsızlık almış başını gidiyor. Bunların da tek sebebi baştaki adam, Tayyip Erdoğan. Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması bile kanunsuz. Anayasanın 101. maddesindeki en önemli kural, cumhurbaşkanının dört yıllık yükseköğrenim bitirmiş olması gerektiğidir. Tayyip Erdoğan’ın böyle bir diploması yok. Üniversite mezunu olmayan birisi cumhurbaşkanı olamaz. Marmara Üniversitesi’nden mezunum diyor, biz oraya başvurduk fakat diploma yok. Askerliği yedek subay olarak yaptım diyor, Milli Savunma Bakanlığı’na başvurduk, bir bilgi vermediler. Eyüp Lisesi’ne de başvurduk onlardan bir yanıt vermiyor, yani bu adamın Lise diploması bile yok. Diploması olmayan birisi şu an cumhurbaşkanlığı yapıyor. Aslı görülmeden Noter tarafından suret onayı yapılmış bir diploma örneği var, o da sahte. Zaten bu işlemi yapan İstanbul 15. Noteri’neı Noterler Birliği Disiplin Kurulu tarafından ceza verilmiştir” diye konuştu.
‘AKP İKTİDARI YÜZYILIN FELAKETİ’
“HKP, bu ülkenin en yurtsever en vatansever en halksever en doğasever ve en hayvansever partisidir. Biz parti olarak AKP iktidarını ‘yüzyılın felaketi’ olarak tanımlıyoruz. AKP’nin amaçlarından biri de Türkiye’deki laiklik ilkesini tamamen ortadan kaldırıp toplumu şeriat düzenine götürmek. Laiklik nedir? Kadının özgürleşmesidir. Türkiye’yi Ortaçağ’ın karanlığına hapsetmeye çalışıyorlar. Cumhuriyet devletine tamamen çökmüş durumdalar ve kendileri buradan ganimet topluyorlar. Genel başkanımız Nurullah Efe’nin bir sözü var; AKP mevcut yasalara göre kurulmuş bir parti değil, çıkar amaçlı bir suç örgütüdür. AKP iktidarı bir felakettir ve bu felaketten bir an önce kurtulmamız gereklidir.”
‘MUHALEFET ETKİLİ VURUŞ YAPMALI’
Muhalefetin daha etkili vuruş yapması gerektiğini söyleyen Çolak, “Ekrem İmamoğlu’nun belirlenmiş/kanıtlanmış bir yolsuzluğu yok ama kendilerinin var. Muhalefet neden bu konuya değinmiyor? Bu konunun üstüne neden gidilmiyor? Özgür Özel her hafta mitinglerde saatlerce konuşuyor fakat bu konulardan hiç bahsetmiyor, Erdoğan’ın diplomasızlığından bahsetmiyor. İmamoğlu’nun en azından iptal edilecek bir diploması var, Erdoğan’da o da yok. Muhalefetin üstüne gitmesi gereken bu konularda muhalefet de sessiz kalıyor” şeklinde konuştu.
‘CHP EYLEMLERİ SÖNDÜRDÜ’
“Biz CHP’nin iktidara gelmesini CHP’lilerden daha çok istiyoruz. Ama CHP, 19 Mart’tan sonraki uyanışı söndürdü. Eylemlerin en kitlesel olduğu anda, süreci zamana yaydılar ve mitinglere dönüştürdüler. Fakat CHP iktidara gelirse en azından bu Ortaçağ’cı gidişat karşısında bir miktar daha olumlu bir kazanım olacak. CHP’nin iktidar olmasını istememiz CHP’den tamamen bir umut beklediğimizden değil fakat laiklik konusunda daha farklı bir tutum göstereceklerini ve bu iktidar gibi fütursuzca davranmayacaklarını düşünüyoruz. Bugünkü koşullarda bu bile önemli bir kazanım olacak.”