Gerçek Haberci'den Sıla Arabacıoğlu'nun haberine göre; İzmir’deki sağlık çalışanları ‘ceza sözleşmesine’ tepki vermek için İzmir İl Sağlık Müdürlüğü önüne bir araya geldi. Sağlık çalışanları açıklamanın sonunda Aile Sağlık Merkezleri’ne gelen elektrik faturalarını yaktı. İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Muhteber Çolak, ASM’lere son gelen zamlar ile 14 bini aşan faturaların geldiğini vurguladı. ASM’lerde çalışan sağlık çalışanlarının sorunlarına değinildi, açıklama Tarkan’ın sosyal medyaya damgasını vuran ‘Geççek geççek’ şarkısı ile bitirildi.
Çolak, “Pandemide poliklinik hizmeti vermeye devam ettik”
Dr. Çolak, Aile Sağlığı Merkezleri’nin özel işyeri konumuna geldiğini vurgulayarak, “Daha önceden Sağlık ocağı olan binalarımıza kira ödemeye başladık. Elektrik, su, doğalgaz faturalarını biz ödemeye başladık. Taşeron firmalardan personel ve hemşire çalıştırmak zorunda kaldık. Tıbbi atıklarımızın imhasını, aile sağlığı merkezinde kullanılan sabundan ilaca her şeyi kendimiz temin etmek zorunda kaldık. Kamu hastanelerinde performanstan kasıt ilave ücret almak iken bizde vatandaş çocuğunu aşıya getirmedi veya gebeliğini bize bildirmedi diye maaştan para kesildiği negatif performans sistemi diye dünyada olmayan bir ücretlendirmeyle çalıştık. Hastaneler karantina süreçlerinde poliklinik hizmeti vermezken biz normal poliklinik yapmaya devam ettik” dedi.
“Grevdeyken İzmir Sağlık Müdürlüğü para kesintisi yaptı”
Sözleşme yetkisi valilikten alınıp sağlık müdürlüğüne aktarıldığını hatırlatan Dr. Çolak, şunları söyledi:
“Sözleme yenileme için müdürlüklerce keyfiyete açık komisyonlar oluşturulmuş. Bu komisyonlar icraatlarına başlayıp İstanbul, Diyarbakır, Tekirdağ, Muş, Hakkâri’de arkadaşlarımızın sözleşmelerini keyfi bir şekilde yenilemedi. Tepki ve görüşmeler sonrası geri adım atılmış olsa da aynı komisyonlar duruyor. Bakalım gelecek yıl hangi il bu keyfi uygulamayla hangimizi cezalandıracak diye beklemek istemiyoruz. Ağustos ayında yaptığımız grevler sonrası HYP 0,9 olan puanı 1 yaptıklarını açıkladılar. Fakat İzmir il sağlık müdürlüğü ayrı bir hukuksuzlukla hiçbir soruşturma yapmadan maslarımızdan para kesintisi yaptı. İzmir il sağlık müdürlüğü ağustos ayından bu yana yüzlerce arkadaşımızı soruşturmalarla uğraştırıyor. Birçoğumuzun soruşturmaları henüz sonuçlanmadı.”
Cari gider ödemelerine yapılan yüzde 30’luk zammın yeterli olmadığının altını çizen Çolak, “Kiralara, doğalgaza elektriğe, su faturalarına yapılan zamlar ortada. Asgari ücrete yapılan zammı da göz önüne aldığımızda sistem çökme noktasına gelmiş durumda” sözlerine yer verdi.
Çamlı, “Talepler giderilmezse süresiz greve gidilebilir”
İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı da her basamakta çalışan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının artık tükendiğine dikkat çekerek, “Özellikle ASM çalışanlarının yaşadığı sorunlar uzun süredir bilinmekte. Bu sistem kurulduğundan beri bir türlü oturtulamadı. Masa başında sahanın gerçekliğinden uzak birtakım kararlarla, günü kurtarmaya yönelik yapılan açıklamalarla sürdürülmeye çalışılsa da geldiğimiz nokta açık. İflas etmiş politikalara baktığımızda ne özlük haklarımız ne çalışma koşullarımız ne de ekonomik koşullarımız kabul edilebilir düzeyde değil. Hekimler artık bu ülkede mesleki açıdan gelecek görmüyorlar. Bunları duyun ve görün diye buradayız. Pandemide özveriyle hizmet veren bizler korunamadık. 500’ü aşkın sağlık çalışanını bu hastalıktan kaybettik; ama yine de Covid-19 meslek hastalığı sayılmadı. Taleplerimiz giderilmezse belki de süresiz greve gidebileceğimizi buradan haykırmak istiyoruz” diye konuştu.
Doğan, “Makamda oturanların gözleri görmüyor”
Genel Sağlık-İş Genel Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Tarık Doğan ise, “Emekçinin derdine çözüm üretme makamında oturanların gözleri görmüyor, kulakları duymuyor. Şiddetsiz çalışma ortamları sağlayamadınız. Ek gösterge yalanı ile yıllardır oyaladınız. Geleceğimizi güvencesiz bıraktınız Yoksulluğa mahkûm ettiniz. Tüm bunların sonucunda hastaneleri hekimsiz, ekonomik politikalarınızın başarısızlığı sonucu hastaları ilaçsız bıraktınız. İzlenen piyasacı sağlık politikaları sonucu sağlık sitemi çökme noktasına gelmiş ancak sağlık hizmetlerinin bel kemiği sağlık emekçileri çalışmaktan, üretmekten, vazgeçmemiştir” dedi.
Çolak, “Pandemide poliklinik hizmeti vermeye devam ettik”
Dr. Çolak, Aile Sağlığı Merkezleri’nin özel işyeri konumuna geldiğini vurgulayarak, “Daha önceden Sağlık ocağı olan binalarımıza kira ödemeye başladık. Elektrik, su, doğalgaz faturalarını biz ödemeye başladık. Taşeron firmalardan personel ve hemşire çalıştırmak zorunda kaldık. Tıbbi atıklarımızın imhasını, aile sağlığı merkezinde kullanılan sabundan ilaca her şeyi kendimiz temin etmek zorunda kaldık. Kamu hastanelerinde performanstan kasıt ilave ücret almak iken bizde vatandaş çocuğunu aşıya getirmedi veya gebeliğini bize bildirmedi diye maaştan para kesildiği negatif performans sistemi diye dünyada olmayan bir ücretlendirmeyle çalıştık. Hastaneler karantina süreçlerinde poliklinik hizmeti vermezken biz normal poliklinik yapmaya devam ettik” dedi.
“Grevdeyken İzmir Sağlık Müdürlüğü para kesintisi yaptı”
Sözleşme yetkisi valilikten alınıp sağlık müdürlüğüne aktarıldığını hatırlatan Dr. Çolak, şunları söyledi:
“Sözleme yenileme için müdürlüklerce keyfiyete açık komisyonlar oluşturulmuş. Bu komisyonlar icraatlarına başlayıp İstanbul, Diyarbakır, Tekirdağ, Muş, Hakkâri’de arkadaşlarımızın sözleşmelerini keyfi bir şekilde yenilemedi. Tepki ve görüşmeler sonrası geri adım atılmış olsa da aynı komisyonlar duruyor. Bakalım gelecek yıl hangi il bu keyfi uygulamayla hangimizi cezalandıracak diye beklemek istemiyoruz. Ağustos ayında yaptığımız grevler sonrası HYP 0,9 olan puanı 1 yaptıklarını açıkladılar. Fakat İzmir il sağlık müdürlüğü ayrı bir hukuksuzlukla hiçbir soruşturma yapmadan maslarımızdan para kesintisi yaptı. İzmir il sağlık müdürlüğü ağustos ayından bu yana yüzlerce arkadaşımızı soruşturmalarla uğraştırıyor. Birçoğumuzun soruşturmaları henüz sonuçlanmadı.”
Cari gider ödemelerine yapılan yüzde 30’luk zammın yeterli olmadığının altını çizen Çolak, “Kiralara, doğalgaza elektriğe, su faturalarına yapılan zamlar ortada. Asgari ücrete yapılan zammı da göz önüne aldığımızda sistem çökme noktasına gelmiş durumda” sözlerine yer verdi.
Çamlı, “Talepler giderilmezse süresiz greve gidilebilir”
İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı da her basamakta çalışan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının artık tükendiğine dikkat çekerek, “Özellikle ASM çalışanlarının yaşadığı sorunlar uzun süredir bilinmekte. Bu sistem kurulduğundan beri bir türlü oturtulamadı. Masa başında sahanın gerçekliğinden uzak birtakım kararlarla, günü kurtarmaya yönelik yapılan açıklamalarla sürdürülmeye çalışılsa da geldiğimiz nokta açık. İflas etmiş politikalara baktığımızda ne özlük haklarımız ne çalışma koşullarımız ne de ekonomik koşullarımız kabul edilebilir düzeyde değil. Hekimler artık bu ülkede mesleki açıdan gelecek görmüyorlar. Bunları duyun ve görün diye buradayız. Pandemide özveriyle hizmet veren bizler korunamadık. 500’ü aşkın sağlık çalışanını bu hastalıktan kaybettik; ama yine de Covid-19 meslek hastalığı sayılmadı. Taleplerimiz giderilmezse belki de süresiz greve gidebileceğimizi buradan haykırmak istiyoruz” diye konuştu.
Doğan, “Makamda oturanların gözleri görmüyor”
Genel Sağlık-İş Genel Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Tarık Doğan ise, “Emekçinin derdine çözüm üretme makamında oturanların gözleri görmüyor, kulakları duymuyor. Şiddetsiz çalışma ortamları sağlayamadınız. Ek gösterge yalanı ile yıllardır oyaladınız. Geleceğimizi güvencesiz bıraktınız Yoksulluğa mahkûm ettiniz. Tüm bunların sonucunda hastaneleri hekimsiz, ekonomik politikalarınızın başarısızlığı sonucu hastaları ilaçsız bıraktınız. İzlenen piyasacı sağlık politikaları sonucu sağlık sitemi çökme noktasına gelmiş ancak sağlık hizmetlerinin bel kemiği sağlık emekçileri çalışmaktan, üretmekten, vazgeçmemiştir” dedi.