Ülke tarihinin en büyük depremini yaşadık. Acımız da kaybımız da büyük. Hepimize büyük geçmiş olsun başımız sağ olsun. Yine enkaz altında yaşam mücadelesi veren insanlarımız için depremin en kritik saatleri ne yazık ki heba edildi. Depremden 2 gün sonra bile enkazın altında yakınlarının sesini duyduğunu ve yardım beklediğini haykıran, televizyon kanallarını arayıp açık adres vererek yardımı isteyen, yurttaşların yakarışı yürekleri dağladı.
81 ilde 83 milyonuz, emeğin ürettiği zenginlikler, vergilerimizle oluşan bütçe olanakları ve teknik, bilimsel olanaklar doğru yönetilip yönlendirilse çok daha hızlı ve başarılı bir kurtarmanın yapılabileceği bir çağda yaşadığımızı biliyoruz.
İzmir yakın zamanda yaşadığı depremin duyarlılığı ile de Büyükşehir, ilçe belediyeler ve partimizin de bileşeni olduğu Emek ve Demokrasi Güçleri İzmir deprem Koordinasyonunu oluşturdu. Deprem bölgesiyle dayanışmak için hızla organize olundu ve kampanya başlatıldı. Acil ihtiyaçların listesi günlük yayınlanıp gelen yardımlar Tepekule Kongre Merkezi ve Gaziemir Fuar alanında toplanarak uçak ve gemilerle deprem bölgesine ulaştırılıyor.
HÜKÜMET VE PATRONLAR DEPREM FIRSATÇILIĞI İLE HAKLARIMIZI GASP ETMEKTE!
Gölcük depreminin fırsat bilinip Meclis’ten mezarda emeklilik yasasının geçirilmesi gibi bugün de ek zam bekleyen işçilerin can derdinde olmasını fırsat bilen Antepli kimi tekstil patronları işçilerin ücretlerini zamsız yatırdı. Meclis’te görüşülmekte olan düzenlemeyi bekleyen EYT’liler endişelenmekte.
Can kurtarmada, deprem için toplanan vergileri halkına layıkıyla ulaştırmada, görevini yerine getirmeyen hükümet, ilan ettiği OHAL ile depremi de kendi politikaları için “lütuf” bilip seçimlere OHAL uygulamasıyla gitmek istemektedir. OHAL demek grevlerin yasaklanması, söz, basın, ifade özgürlüğünün kısıtlanması demektir. OHAL demek devletin ulaşamadığı afet bölgelerine halk dayanışmasının kesilmesi demektir.
Özelleştirmelerle Köy Hizmetleri’ni Karayolları’nı küçültüp, tasfiye ederek devleti şirket gibi yönetmekle övünen kapitalist politika, depremle birlikte bir kez daha çökmüştür. Devleti küçültüp şirketleri büyüten AKP iktidarı depremzede yurttaşlar karşısında küçülmüştür. Yine bir deprem sonrası bilim insanlarının aylar yıllar önce yaptığı uyarıların dikkate alınmadığı, deprem yönetmeliğinin uygulanmadığı, denetlenmeden bina ruhsatı verildiği, yerleşim yerlerinin fay hattı üzerine kurulduğu konuşuluyor.
•Depremde yıkımın daha da büyük olmasında ihmal ve sorumluluğu olan tüm müteahhitlik firmaları ve her düzeyde sorumlu kamu görevlilerinin hesap vermesi,
•Bütün kentlerde depremin yıkıcılığını azaltacak önlemlerin alınması, düzenlemelerin hızla yapılması,
•OHAL kararının geri çekilmesi için örgütlenerek mücadele edelim.