EGE’YE BAKIŞ – Gazeteciler Adem Sarıkaya ve Adem Nakçı, Gerçek Haberci ile Ege’ye Bakış programında İzmir gündemini değerlendirdi. Programda, İYİ Parti’nin henüz açıklanmayan İzmir adayları, AK Parti’nin Bayraklı Belediye Başkan Adayı Bilal Kırkpınar hakkındaki iddialar, AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ’ın logosuz afişleri gibi İzmir siyasetinde yer bulan konular ele alındı.
“YİNE AYNI HİKAYE”
İYİ Parti’nin Buca Belediye Başkan adayı olarak gösterilecek isim olan Suat Nezir hakkında konuşan Adem Sarıkaya, “İYİ Parti’de seçim öncesi adaylar yavaş yavaş belli oluyor. Adaylara da baktığımızda bugün Buca’dan Suat Nezir’in açıklanması var. Suat Nezir, 2019 yerel seçimlerinde CHP’nin Buca adayı olarak gösterilmişti. Ardından değiştirilmiş ve mevut başkan olan Erhan Kılıç gelmişti. Suat Nezir bir ara küsmüştü ama sonra tekrar partiyle dirsek temasına geçmiş ve aday adaylığını açıklamıştı CHP’den. CHP’den aday gösterilmeyince bugün İYİ Parti’den aday gösteriliyor.” diye konuştu.
Nakçı ise konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yine aynı hikâye, ‘Beni kandırdılar, aday göstereceklerdi Deniz Yücel bana söz verdi’ diyor. Yani görünen o ki seçimi kazanmaktan çok kaybetmek, kaybettirmek üzerine kurulan bir siyaset. Kaybettirelim nasıl olursa olsun, isterse hiç olmayayım ama onlar da kaybetsin diye. Suat Nezir özelinde konuşursak, Suat Nezir’in kuzeni aile içinde daha güçlü olan İsa Nezir, AK Parti’nin meclis üyesi zaten. Meclis üyesi adayı ve büyükşehir belediye meclis üyesi diye de biliyorum; yanlış hatırlamıyorsam eğer. Meclis üyeliğinden büyük ihtimalle yine listeye yazılacak çünkü Adnan Öztekin’le iyi ilişkileri var, İYİ Parti tabanıyla iyi ilişkileri var, artı olarak da Buca’da sevilen bir isim. Şimdi aslı varken suretine neden oy verelim diye bir durum var ya, aynı onun gibi. Suat Nezir ailesi zaten İsa Nezir’e oy verir yani. Suat Nezir oraya gitse ne olur? Suat Nezir onun için siyasetini ‘Bizi kandırdılar, ikna ediyorlar.’ söylemlerinin üzerine kuracak.”
“BELEDİYE ALMAKTAN ÇOK…”
İYİ Parti’nin yerel seçimlere yönelik çalışmaları ve açıklamalarıyla ilgili konuşan Adem Sarıkaya, “İYİ Parti belediye almaktan çok gücünü belediye kaybettirmek üzerinden gösterecek gibi.” dedi. Sarıkaya, konuşmasına şöyle devam etti:
“Aslında İYİ Parti git gide DSP’lileşiyor. Tabii şimdi İYİ Parti’nin siyasi hayatını sürdürebilmesi için minimum bir büyükşehir ve küçük il ve ilçe belediyesi alması gerekiyor. Ancak bizim gördüğümüz İYİ Parti’nin hemen hemen Türkiye’nin hiçbir yerinde bir belediye alacak güçte olmaması. Siyaset ne getirir ne götürür, günler bize ne gösterecek? İYİ Parti nereye savrulacak? Herhangi bir belediye alamazsa ya da küçük bir iki belediye dışında alamazsa nereye gidecek hep beraber göreceğiz.”
Nakçı ise şunları ekledi:
“Türkiye Genelinde bunu yapıyor İzmir özelinde değil. Mesela İzmir’de Ülkü Doğan’la ilgili zaten ilginç bilgiler geliyor. Bir de onun geliş hikayesi de farklı, kongrede kaybettiği adamın üzerine atamayla gelme gibi bir durumu var. O zaten İYİ Parti içinde tartışılıyor. Daha vahimi Ülkü Başkan, adayları ‘Önümüzdeki hafta açıklayacağız’ diyor. İşte bir tanesi Suat Nezir. Benim tahminim 18 tane aday, orada CHP’den kopanları toplayayım gibi. İki seçim önce AK Parti birçok yerde seçimi alırken CHP’den kopanların DSP adayı olması gibi bir şey bu.”
“TİP ÜYESİ İLGİNÇ BİR ŞEY SÖYLEDİ”
Adem Sarıkaya, bazı CHP’lilerin İYİ Parti’den aday olmasıyla ilgili de “CHP sosyal demokrat. Yani en azından öyle söylüyorlar ama İYİ Parti sağ kökenli daha çok milliyetçilik üstünde duran sağ ekonomik yöntemleri liberal ekonomik yöntemleri benimseyen bir parti. Nerede uyuşuyorlar bu arkadaşlar benim en çok merak ettiğim konu bu.” değerlendirmesinde bulundu. Sarıkaya, konuşmasına devam ederken, “Şimdi İYİ Parti’den sonra TİP ve DEM Parti. En önemlisi de bence şu anda İzmir için TİP. Geçtiğimiz genel seçimlerde aslında kendilerinin de beklemediği bir başarı elde ettiler. İkinci bölgede kıl payı milletvekilliğini kaçırdılar. Hatta AK Parti’ye milletvekili kazandırdılar. Tabii sol kendi arasında bunu tartışıyordur neden böyle yaptığını. Hatta TİP’e popülist diyen solcular da çok fazla.” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz günlerde bir TİP üyesi ile aralarında geçen diyaloğu aktaran Nakçı ise şunları söyledi:
“Pazartesi günü Süleyman Abi için eylem vardı Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği; TİP de destek oldu sağ olsunlar yalnız bırakmadılar. Orada ilginç bir şey söyledi bir tane TİP üyesi, Büyükşehir belediye başkan adaylığı için başvuru rakamları üç bin lira, ilçe belediye için 2 bin lira belirledik dosya alım bedeli. Diğer partilerde 30 bin 40 bin lira ve ‘birçok CHP’lilerle dirsek temasında’ olduklarını söyledi.”
“LOGO TARTIŞMASI”
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ’ın çeşitli bölgelere astırdığı afişlerde partisinin logosunun yer almaması tartışmalara neden oldu. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan, Nakçı, şunları kaydetti:
“Onun dışında Ankara’da Mansur Yavaş. CHP’liliği hiçbir zaman kabul edemedi Mansur ve afişlerine logo bastırmadı. Neden? İşte alttan gelen MHP’li AK Partili seçmenleri çalmak için. Bugün aynı taktiği Hamza Dağ uyguluyor. Afişte bir AK Parti logosu yok. İnsanlar ‘Logo olmasa ne olacak’ diyor ama madem öyle neden Menemen adayı AK Parti logosuyla çıkıyor? Menemen, Bayraklı adayı neden AK Parti logosuyla çıkıyor? Sokağa gidiyoruz mesela AK Parti logosuyla çıkamayanlar var yani. Neden? Toplumu irrite etmemek için. Aynı Mansur Yavaş taktiği. Sanki biraz da ondan kopya alınmış bir seçim propagandası görüyoruz. Bir de şu var, Mansur Yavaş MHP’lilerden BBP’lilerden meclis üyesi orada getirdi. Şimdi Ceyda Bölünmez Çankırı gibi diğer yerlerde böyle kadın adaylar göstererek daha soft, kibar görünme, İzmir’liyiz deme çabası var. Girdiği bütün mekanlar zaten onlara oy vermeyenlerin olduğu yerler. Karabağlar’da mesela Basınsitesi’ne giriyor, Bozyaka’ya Bahar Mahallesi’ne giriyor, en çok memurların oturduğu ama AK Parti’ye oy verilmeyen yerlerde. Konak’ta mesela Kordon’a çıkıyor, Gül Sokak’ta geziyor, Alsancak’ın sokaklarında geziyor. Tarz değişmiş durumda.”
Sarıkaya ise şu değerlendirmelerde bulundu:
“Geçen 2018 seçimlerinde de Nihat Zeybekçi de hemen hemen Hamza Dağ gibi bir siyaset yürüttü. AK Parti logosu vardı hatırladığım kadar ama o dönem de Konak’ta yine kadın aday vardı, Melek Hanım. Birçok yerde yine böyle İzmirlilere sempatik gelecek isimleri çıkarmışlardı. O zaman da Kordon, Gül Sokak ziyaret edilmişti ki edecekler onlar da bu şehrin insanları. Şimdi şöyle İzmir’de dikey yapıdaki insanlar hep Kordon’a gidiyor sanıyorlar. Dikey yapıdaki insanda para kaldığını sanıyorlar. Yani İzmir’in siyaseti aslında artık o kadar kısır kaldı ki bunu bile bilmiyorlar. İzmir’de parası olanlar, Güzelbahçe’de, Bostanlı’da, Narlıdere’de yani buralarda oturuyorlar artık yeni kurulan yerlerdeler. İzmir’de şu an Güzelyalı’ya geldiğinizde, hep Konakta seçimlerde konuşulur, Göztepe Güzelyalı nezih muhit diye konuşulur. Hala esnaf da o algıyı kıramamıştır, orada yaşayan insanlarda para var sanıyorlar. Ama orada işin içine girdiğimizde Güzelyalı’da oturan insanla Kahramanlar’da oturan insan arasında pek de bir fark olmadığını görüyoruz.”
“KAVGALARIN BOYUTU ŞEKİL DEĞİŞTİRİYOR”
Adem Nakçı, AK Parti’yle ilgili ayrıca şunları söyledi:
“Kavgaların boyutu şekil değiştiriyor, Yıllardır Adem Nakçı kazanıyor diyelim, e sıra Adem Sarıkaya’ya gelince o ne zaman kazanacak diye başkaldırıyor. Sarıkaya kazanınca Nakçı başkaldırıyor. Bütün hikaye bunun üzerine dönüyor. Şu an bütün ilçelerinde yüzde sekseninde doksanında kavga var. Mesela düşün; Narlıdere’de MHP’ye verdi diye istifa eden İlçe Başkanı Metin Başkan, ‘Beni aday göstermiyorsun bağımsız oldum’ dedi, MHP’den aldılar AK Partiye verdiler. Bergama’da kavganın boyutu farklı bir yerde. Her gün bir ifşaat ortaya atılıyor. En son da bugün, basın mensuplarına servis edilen bir belge var. 2009’da dönemin Kınık Belediye Başkanı eşine şiddetten yedi ay hapis cezası almış diye bir uzaklaştırma. O dosya düştü ortaya yani biz AK Parti’de böyle şeyler görmezdik. Bir belediye başkanı eşine şiddet uygulamış. Eski gazete küpürleri dosyalarla beraber bütün gazetecilere servis edilmeye başlandı. Onun dışında mesela Bayraklı. Bayraklı’da Bilal Kırkpınar var. Bilal Kırkpınar mesela adaylığı açıklanmadan önce çok büyük bir kaza geçirdi. Hala o kazanın büyük etkisi olduğu söyleniyor partililer tarafından. Bazen mesela böyle travmatik durumlarda hafıza gider gelir, donukluk yaşanır. Bilal Bey’de inşallah yoktur ama bütün AKP, bugün Bayraklı bununla çalkalanıyor. Hani böyle bir travma yaşanıyor, belediye başkanlığı olursa bu durum ne getirir, başkanlık kötüye kullanılabilir, bazıları başkanı kötüye sevk edebilir diye bunlar konuşuluyor.”
MAZBATA İDDİASI
Son olarak İYİ Parti İzmir İl Başkanı Ülkü Doğan hakkında bir iddiayı dile getiren Nakçı, şunları dile getirdi:
“İYİ Parti İzmir İl Başkanı kaç gün oldu atanalı hala mazbatası yok, yönetimi yok. Seçim ağzındasın, bir tane il başkanı atıyorsun, İzmir gibi göz bebeği bir yerde. 18 tane ilçe belediye başkan adayını atayamamışsın. Bunlardan biri Karabağlar. Bu aday açıklamaları da sürekli erteleniyor. Neden değişiyor? CHP aday tanıtımını 18’ine çekti. Şunu söylüyorum. Ablası hayatını kaybettiği için aday açıklamasını bu kadar uzatmanın bir mantığı yok. Ben sana söylüyorum söylesinler CHP’den kopanları aday göstereceğiz diye. Suat Nezir örneği önümüzde. Ben İYİ Parti Bayraklı açıklamadı, Erdinç Başkan orada aday olacak diye herkes kesin bakıyor. Konak adayı da yok. Şimdi Hasan Karabağ’ın İYİ Parti’den aday olacağı söyleniyor. Öyle bir söylenti var. Yani İYİ Parti’nin beklentisi bu. Ben vazgeçtim İYİ Parti’nin beklentisinden. Ondan da vazgeçtim. Bir ilde, ‘Ben İzmir’den doğacağım, İzmir’de büyüyeceğim’ diye bir genel başkan gövde gösterisi yapıyor. Burada parti kuracağım diyorsun. Ümit Özlale burada her yerde dolaşıyor başkan edalarıyla. E arkadaş sen daha ilçe adaylarını belirleyememişsin. Bırak ilçe adaylarını il yönetiminin meşruiyeti yok. Yani şeklen Ülkü Başkan atanmış ama kadının mazbatası yok. Yönetimi yok. Kurmuşlardı bir yönetim sonra onların da yüzde 15’inin parti üyesi olmadığı ortaya çıktı. Niye açıklamıyorlar? İşe bu, AK Parti İYİ Parti’den medet umuyor CHP’den oy çalacak diye.”
Sarıkaya ise şunları ekledi:
“İYİ Parti, aslında iller bazından çok Genel Merkez’deki yanlıştan dolayı zora düştü. Eğer İYİ Parti deseydi ki ‘Tamam arkadaşım sen bana İzmir’i vermiyor musun? Vermiyorsun. Olsun ben İstanbul’da Ankara’da yine seni destekleyeceğim ama İzmir’de Antalya’da şurada burada benim kendi adaylarım var onlara da güveniyorum. Buralarda aday çıkarıyorum ama Ankara ve İstanbul’da seni destekleyeceğim’ deseydi, İzmir’de Ümit Özlale belki de aradan sıyrılır belki de başkan olurdu. Büyük de şansı vardı.”