Turuncu TV’de İzmir gündemini değerlendiren Gazeteci Adem Nakçı, Adem Sarıkaya ve Pelin Uzun önemli noktalara değindi.
Geçtiğimiz günlerde Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin’in değerlendirme toplantısına yönelik eleştirilerde bulunan Nakçı, “Gazetecilikten gelen basın danışmanı arkadaşlarımız masanın diğer tarafında geçince farklı bir dünyaya girdiğini düşünerek tavır ve davranışları değişiyor. Biz 7-8 arkadaş Narlıdere’de alanı terk ettik. Çıkma sebebimizi belirttik, duruşlarının yanlış olduklarını söyledik. Açık büfe kahvaltı koymuşlar; ama kimse oraya kahvaltıya gitmiyor. Bunun dışında da herkesi çağırmışlar, çok adam getirdim hesabını yapıyorlar. Herkesin gelmesinden çok önemli olan nitelikli eleman gelmesi önemli, orada da haber yazacak 4-5 kişiden fazlası yoktu. Orda imtiyaz sahibi olarak bende vardım; ama haberi ben mi yazdım? Muhabirimiz yazdı, ilk iki sıra gazete imtiyaz sahibi ve temsilcilere ayırmışlar. Muhabirleri 3’üncü sıradan sonra oturttular. Biz sorduk neden böyle oldu, neden bizi oradan oraya sürüklediniz dedik. Başkan ‘yerler giderler’ dedi dendi, bu da çok kötü bir yaklaşım. Biz cemiyet olarak da ‘kahvaltılı toplantı’ ibaresine karşıyız” dedi.
Sarıkaya, “Ortam bataklığa döndüğü için sinekten geçilmiyor”
Sarıkaya ise gazetecilikten gelmeyen insanların muhabirleri küçümsediğinin altını çizerek, “Sen de ben de buraya muhabirlikten geldik. Ben vakit olarak ayda bir haber üretiyorsam onlar haftada 2-3 haber üretiyor. Basın danışmanları masanın diğer tarafına geçince başka kaygılar başlıyor. Bu kaygılar; çok insan toplamak, kimseyi küstürmemek, başkana fazla insan göstermeyi gözetiyorlar. Adamın gazetesi ayda bir interneti yok, yani bunlar çantacı. Aslında bataklığın üstündeki sinekler. Ortam bataklığa döndüğü için sinekten geçilmiyor” ifadelerini kullandı.
Nakçı, “İkna yoluna gitmeden kavgayla yaparsan yanlış yaparsın”
Efes-Selçuk Belediyesi’nin değerlendirme toplantısında ise gazetecilere soru kartları dağıtıldığının altını çizen Nakçı, “Hesabına gelirse cevap veriyor. İlk girişte gazetecilerin yerine başkaları oturtulmuş. Biz kapıdan girdik, basın danışmanı ortada yok. Yerlerimize başkaları oturmuş, kaldıramayız dediler. O zaman bizi çağırmayın, bizi neden çağırdınız? Selçuklularla kendi kendinize al gülüm ver gülüm oynayın” dedi.
Nakçı, Selçuk’ta Roman vatandaşlara uygulanan muameleye tepki göstererek, “Belediye, Özcan Purçu’nun oraya getirdiği roman vatandaşları oraya getirdiğinde ‘burası olmaz sit alanı’ dedi. Haklı ama bugün bir üslubu var, sen gece yarısı herkesin barakalarını yıkar, çatılarını sökersen Avrupa Birliği’nin ilerleme raporlarında açık açık yazılır. Burada, danışmanın sana akıl verseydi, anlatsaydın. Yasal olmadığı söyleyip bunu yapsaydın hiçbir şey olmazdı. İzmir’de sen bir ikna yoluna gitmeden kavgayla yaparsan yanlış yaparsın. Çeşme bunu çözerken akıllıca davrandı. Çeşme gerçeği anlattı sorunu çözdü. Selçuk şahsi kavga etti, haklı olduğunu düşünüyorsan millete anlat ya da gazetecileri topla” diye konuştu.
Sarıkaya, “Orada tapusu olanlar mağdur oldu”
Çeşme’de yerli romanlara imkânlar sağlandığına dikkat çeken Sarıkaya, “Çeşme’de sorun çıkaran romanlar da dışarıdan gelenler. Selçuk’taki romanların oturduğu yerler belli, neden hiç oturmadıkları yerlere götürüyor? Çoğusu da kendi akrabaları, tapusu olan adamlar mağdur oldu. İşin içinde çökme de var, alanda tarihi eserler de var. Bu iş gerçekten karışık, Özcan bey hiçbir işte yok rantın olduğu yerde ses çıkarıp romanları evlerinden ettiler. Sana bu para nereden geldi? Nasıl arazi aldın sen, günde 10 romana çay ısmarlasan paran biter. Filiz Hanım’ı burada destekliyorum; am lojmanların satışında destekleyecek bir durum söz konusu değil” açıklamasını yaptı.
Nakçı, “Meclis üyesiyken neden Efes’ten para almamak için el kaldırdın?”
Nakçı, Selçuk’ta yapılan değerlendirme toplantısından sonra birçok kişinin arayarak bilgi verdiğini vurgulayarak, “Selçuk ile ilgili bilgiler bize akıyor. Efes-Selçuk diyorsun; ama sen meclis üyesiyken neden Efes’ten para almamak için el kaldırdın? Selçuk Belediyesi şu anda hizmet yapamaz neden biliyor musunuz; Efes’ten gelen gelirlerin yüzde 50’si gitti. Efes Kanalı senin için kurtuluştu, neden şimdi müteahhit battı olmaz diyorsun. Biz eleştirdiğimizde bize kızıyorlar neden? Eksik eleştirmişiz diye” dedi.
Sarıkaya, “2022 yılında biz bu kokuyla yaşamak zorunda değiliz”
Son olarak körfezdeki kirliliğe ve İzmir’deki koku sorununa dikkat çeken Sarıkaya, “Sahil hattındaki her şey lağım kokusuna teslim oldu. Geçtiğimiz günlerde akşam başlayan berbat bir korku sabaha kadar sürdü. Alsancak’ta da çok ağır bir koku oluyor. Hatta Bostanlı’da kışın bile kötü bir koku var. Bunun çözümü olmazsa Tunç Soyer, İzmir’de ikinci dönemi unutur. İzmirli’nin en büyük fobisi kokudur. AK Parti İl Başkanlığı Manda Çayı’nda toplanarak koku ile ilgili açıklama yaptılar. ‘Körfezi Gediz kirletmiyor’ dedi. Nasıl kirletmiyor? Nasıl bu kadar rahat yalan söyleniyor? Körfezin ana temiz su kaynağı Gediz. Nereden geldiği de yapılması gereken de belli. Benim gördüğüm ne İBB ne de Konak Belediyesi bu konuyla ilgili çalışmıyor. Biz 2022 yılında bununla yaşamak zorunda değiliz. Denize giremiyoruz yanında oturalım bari” diye konuştu.
Geçtiğimiz günlerde Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin’in değerlendirme toplantısına yönelik eleştirilerde bulunan Nakçı, “Gazetecilikten gelen basın danışmanı arkadaşlarımız masanın diğer tarafında geçince farklı bir dünyaya girdiğini düşünerek tavır ve davranışları değişiyor. Biz 7-8 arkadaş Narlıdere’de alanı terk ettik. Çıkma sebebimizi belirttik, duruşlarının yanlış olduklarını söyledik. Açık büfe kahvaltı koymuşlar; ama kimse oraya kahvaltıya gitmiyor. Bunun dışında da herkesi çağırmışlar, çok adam getirdim hesabını yapıyorlar. Herkesin gelmesinden çok önemli olan nitelikli eleman gelmesi önemli, orada da haber yazacak 4-5 kişiden fazlası yoktu. Orda imtiyaz sahibi olarak bende vardım; ama haberi ben mi yazdım? Muhabirimiz yazdı, ilk iki sıra gazete imtiyaz sahibi ve temsilcilere ayırmışlar. Muhabirleri 3’üncü sıradan sonra oturttular. Biz sorduk neden böyle oldu, neden bizi oradan oraya sürüklediniz dedik. Başkan ‘yerler giderler’ dedi dendi, bu da çok kötü bir yaklaşım. Biz cemiyet olarak da ‘kahvaltılı toplantı’ ibaresine karşıyız” dedi.
Sarıkaya, “Ortam bataklığa döndüğü için sinekten geçilmiyor”
Sarıkaya ise gazetecilikten gelmeyen insanların muhabirleri küçümsediğinin altını çizerek, “Sen de ben de buraya muhabirlikten geldik. Ben vakit olarak ayda bir haber üretiyorsam onlar haftada 2-3 haber üretiyor. Basın danışmanları masanın diğer tarafına geçince başka kaygılar başlıyor. Bu kaygılar; çok insan toplamak, kimseyi küstürmemek, başkana fazla insan göstermeyi gözetiyorlar. Adamın gazetesi ayda bir interneti yok, yani bunlar çantacı. Aslında bataklığın üstündeki sinekler. Ortam bataklığa döndüğü için sinekten geçilmiyor” ifadelerini kullandı.
Nakçı, “İkna yoluna gitmeden kavgayla yaparsan yanlış yaparsın”
Efes-Selçuk Belediyesi’nin değerlendirme toplantısında ise gazetecilere soru kartları dağıtıldığının altını çizen Nakçı, “Hesabına gelirse cevap veriyor. İlk girişte gazetecilerin yerine başkaları oturtulmuş. Biz kapıdan girdik, basın danışmanı ortada yok. Yerlerimize başkaları oturmuş, kaldıramayız dediler. O zaman bizi çağırmayın, bizi neden çağırdınız? Selçuklularla kendi kendinize al gülüm ver gülüm oynayın” dedi.
Nakçı, Selçuk’ta Roman vatandaşlara uygulanan muameleye tepki göstererek, “Belediye, Özcan Purçu’nun oraya getirdiği roman vatandaşları oraya getirdiğinde ‘burası olmaz sit alanı’ dedi. Haklı ama bugün bir üslubu var, sen gece yarısı herkesin barakalarını yıkar, çatılarını sökersen Avrupa Birliği’nin ilerleme raporlarında açık açık yazılır. Burada, danışmanın sana akıl verseydi, anlatsaydın. Yasal olmadığı söyleyip bunu yapsaydın hiçbir şey olmazdı. İzmir’de sen bir ikna yoluna gitmeden kavgayla yaparsan yanlış yaparsın. Çeşme bunu çözerken akıllıca davrandı. Çeşme gerçeği anlattı sorunu çözdü. Selçuk şahsi kavga etti, haklı olduğunu düşünüyorsan millete anlat ya da gazetecileri topla” diye konuştu.
Sarıkaya, “Orada tapusu olanlar mağdur oldu”
Çeşme’de yerli romanlara imkânlar sağlandığına dikkat çeken Sarıkaya, “Çeşme’de sorun çıkaran romanlar da dışarıdan gelenler. Selçuk’taki romanların oturduğu yerler belli, neden hiç oturmadıkları yerlere götürüyor? Çoğusu da kendi akrabaları, tapusu olan adamlar mağdur oldu. İşin içinde çökme de var, alanda tarihi eserler de var. Bu iş gerçekten karışık, Özcan bey hiçbir işte yok rantın olduğu yerde ses çıkarıp romanları evlerinden ettiler. Sana bu para nereden geldi? Nasıl arazi aldın sen, günde 10 romana çay ısmarlasan paran biter. Filiz Hanım’ı burada destekliyorum; am lojmanların satışında destekleyecek bir durum söz konusu değil” açıklamasını yaptı.
Nakçı, “Meclis üyesiyken neden Efes’ten para almamak için el kaldırdın?”
Nakçı, Selçuk’ta yapılan değerlendirme toplantısından sonra birçok kişinin arayarak bilgi verdiğini vurgulayarak, “Selçuk ile ilgili bilgiler bize akıyor. Efes-Selçuk diyorsun; ama sen meclis üyesiyken neden Efes’ten para almamak için el kaldırdın? Selçuk Belediyesi şu anda hizmet yapamaz neden biliyor musunuz; Efes’ten gelen gelirlerin yüzde 50’si gitti. Efes Kanalı senin için kurtuluştu, neden şimdi müteahhit battı olmaz diyorsun. Biz eleştirdiğimizde bize kızıyorlar neden? Eksik eleştirmişiz diye” dedi.
Sarıkaya, “2022 yılında biz bu kokuyla yaşamak zorunda değiliz”
Son olarak körfezdeki kirliliğe ve İzmir’deki koku sorununa dikkat çeken Sarıkaya, “Sahil hattındaki her şey lağım kokusuna teslim oldu. Geçtiğimiz günlerde akşam başlayan berbat bir korku sabaha kadar sürdü. Alsancak’ta da çok ağır bir koku oluyor. Hatta Bostanlı’da kışın bile kötü bir koku var. Bunun çözümü olmazsa Tunç Soyer, İzmir’de ikinci dönemi unutur. İzmirli’nin en büyük fobisi kokudur. AK Parti İl Başkanlığı Manda Çayı’nda toplanarak koku ile ilgili açıklama yaptılar. ‘Körfezi Gediz kirletmiyor’ dedi. Nasıl kirletmiyor? Nasıl bu kadar rahat yalan söyleniyor? Körfezin ana temiz su kaynağı Gediz. Nereden geldiği de yapılması gereken de belli. Benim gördüğüm ne İBB ne de Konak Belediyesi bu konuyla ilgili çalışmıyor. Biz 2022 yılında bununla yaşamak zorunda değiliz. Denize giremiyoruz yanında oturalım bari” diye konuştu.