ÖMER FARUK ALTIN/EGE’YE BAKIŞ-Foça'nın Kocamehmetler Köyü'nde halkın can güvenliğini tehdit ettiği taş ocaklarına karşı başlatılan mücadele geçtiğimiz Temmuz ayında, zeytinlik alanda faaliyet gösteren taş ocaklarına ilişkin mahkeme, "Kamu yararı bulunmuyor" diyerek köylüleri haklı bulmuştu. Geçen sürede taş ocakları sahiplerinin başvuruları üzerine Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından mahkeme kararı uyulmayarak verilen bir yazıyla tekrar çalışmaya devam etmesi Foça halkının tepkisine neden oldu.
Bugün İzmir Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştiren Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu, mahkeme kararının uygulanması için yetkililere seslendi. Platform adına basın metnini Ramis Sağlam okudu.
"İKİ TAŞ OCAĞI DA FAALİYETLERİNE YASA DIŞI OLARAK DEVAM ETMEKTEDİR"
Taş ocağının, yöre sakinleri ve tüm Foça kamuoyunda büyük rahatsızlığa yol açtığını dile getiren Ramis Sağlam, "İlgili taş ocakları ormanlık alan içine kadar girmiş bulunmakta, bölgenin en kadim ve yaygın tarım ürünlerinden biri olan zeytin bahçelerinin çok yakınında faaliyet yürüterek zeytincilik yasasına muhalefet etmektedir. Ayrıca İzmir 4. İdare Mahkemesi her iki taş ocağı hakkında Bakanlık tarafından verilen ÇED kapsam dışı kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etmiş ve İdari Yargılama Usulü Kanunu 28. Madde gereği iptal kararlarının uygulanması için Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu tarafından Foça Kaymakamlığı'na bildirimde bulunmuştur. Ancak mahkemenin dava konusu yapılan ÇED kapsam dışı kararlarının iptali kararına rağmen her iki taş ocağı da faaliyetlerine yasa dışı olarak devam etmektedir. Platformumuz iptal edilen mahkeme kararının uygulanması için birden fazla kez ve birden çok kamu kurumuna dilekçe ile başvurarak her iki taş ocağı hakkında verilen mahkeme kararlarının uygulanmasını talep etmiş fakat başvurularımıza rağmen bugüne kadar sonuç alınamamıştır" ifadelerini kullandı.
"İKİ TAŞ OCAĞININ FAALİYETLERİNİN SON BULMASINI TALEP EDİYORUZ"
Anayasa'nın 56. maddesi ile güvence altına alınan çevre hakkını vurgulayan Sağlam, "Anayasa 138/4. Madde gereği yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. Yine 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. Maddesinde ‘Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez’ seklindedir. Anayasa 56. Madde ile düzenlenen 'Çevre Hakkı' gereği herkes hem sağlıklı ve dengeli bir cevrede yasama hakkına hem de bu çevreyi bozmama, çevreyi koruma yükümlülüğüne sahiptir. Foça’da sağlıklı ve dengeli bir çevrede yasam hakkını savunan ve Foça halkının birlikte mücadelesiyle var olan Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu olarak, mahkeme kararının uygulanarak Kocamehmetler köyü ile birlikte tüm Foça'nın doğal yaşamını ve insan sağlığını olumsuz etkileyen bu iki taş ocağının faaliyetlerinin bir an önce son bulmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
"DAVA FOÇA HALKININ LEHİNE SONUÇLANMIŞTIR"
Sağlam, basın açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
Yürütülen taş ocağı faaliyetlerinin sağlıklı yaşam hakkını ihlal ettiğini söyleyen Sağlam, “İşletme faaliyetlerinin ilgili yasa ve yönetmeliklere muhalefeti nedeniyle platformumuzun yürüttüğü çalışmalar sonucu Foça Belediyesi tarafından taş ocakları aleyhine dava açılmış ve dava Foça halkının lehine sonuçlanmıştır. Açılan davada dosyaya sunulan ve mahkemenin gerekçeli kararına temel oluşturan bilirkişi raporunda taş ocakları faaliyetlerinin bölgeye verdiği zarar tüm uzmanlar tarafından ortaya konmuştur. Bilirkişi raporunda taş ocaklarının faaliyet gösterdiği alanın bulunduğu tepenin alt eteklerinden yaklaşık olarak 110 metre mesafeden itibaren yoğun zeytinliklerin yer almaktadır. Ayrıca kuzey yamaç hariç diğer üç yan çevresinde meyve bahçeleri ile yoğun üretim yapılan tarım arazilerinin yer aldığı bilgisine yer verilmiştir. Uzun yıllar boyunca emek ve çaba ile oluşturulmuş zeytin bahçelerinin korunması gerektiğine vurgu yapılmıştır