ÖMER FARUK ALTIN/EGE’YE BAKIŞ- Yeniden Refah Partisi(YRP) Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, Anadolu Buluşmaları kapsamında bugün basın mensuplarıyla bir araya geldi. Basın toplantısına Genel Başkan Yardımcıları, MKYK Üyeleri ve basın mensupları katılım sağladı. Ayrıca toplantının sonunda Dr. Erbakan basının sorularını yanıtladı.
“ASGARİ ÜCRETLİYE, EMEKLİYE YİNE ÇİLE DÜŞÜYOR”
Dr. Erbakan’ın açıklamalarında öne çıkan başlıklar şu şekilde:
Türkiye’nin gündemi de bir yandan son derece yoğun en önemli gündem maddelerinin başında da ekonomik sıkıntılar geliyor bugün Türkiye’de yoksulluk sınırı 72 bin liranın üzerine çıkmış açlık sınırı 22 bin liranın üzerine çıkmış ve bu hesaba göre Türkiye’nin ortaya koyduğu bu hesaba göre Türkiye’de halkın yüzde sekseni yoksulluk sınırı altında yüzde 45’i de açlık sınırı altında yaşam mücadelesi veren bir hale gelmiştir. Diyanet işleri Başkanlığının yoksul Müslümanlara verilmesi gereken fitrenin artık emeklimize ve asgari ücretli bize de verilebileceğini açıklaması Türkiye’de milyonların nasıl yoksul ulaştırıldığını ve alım gücünün ne kadar düştüğünü açık bir şekilde göstermektedir. Son olarak ocak ayı enflasyon rakamları açıklandı yüzde 5,03’lük bir enflasyon rakamıyla karşı karşıya kaldık bu da demek oluyor ki ocak ayı içerisinde asgari ücretin ve emekli maaşının alım gücü %5 daha eridi ve asgari ücretin alım gücü 21 bin liraya düştü. Türkiye’de açlık sınırı 22 bin TL yani arada bin 86 TL’lik fark var. Ocak ayı enflasyonuyla beraber asgari ücret ne kadar zam yapılmış olsa da ellerine geçtiğinde maalesef açlık sınırının altında bir rakamla karşı karşıya kalıyordu asgari ücretliye emekliye 2025 yılında yine çile düşüyor. yine yaşam mücadelesi düşüyor tabii burada diğer önemli bir rakam Türkiye’deki ekonomik şartların ifade edilmesi bakımından 2024 yılında 2023’e göre karşılıksız çekler yüzde 210 oranında artıyor yüzde 210’luk bir artış demek 3 misli bir artış demektir. Yani piyasada karşılıksız çekler bir senede 3 misli artarak adeta rekor kırıyor.
“BİREYSEL KREDİ VE KREDİ KARTI BORÇLARI”
Bir diğer veri, bireysel kredi ve kredi kartı borçları dolayısıyla bunları ödeyemedikleri için takibe giren vatandaşlarımızın sayısı 2 milyon 558 bine ulaştı. Vatandaş kredi kartı ve bireysel kredi borçlarını ödeyemediği için yasal takibe uğramış 90 günlük yasal süre dolmadığı için borcunu ödeyemediği halde takibe henüz düşmemiş olanlar da 3 milyon 933 bin yani toplamda 6 buçuk milyon vatandaşımız kredi kartı ve bireysel kredi borçlarını ödeyememe ekten mustarip hale gelmiş. Bu da Türkiye’de hane halkının borç yükünün nasıl arttığını ve artık alım gücünün ödeme gücünün de ortada tamamen kalktığının bir göstergesi. Türkiye Odalar birliği 2024 verilerine göre, 145 bin işletme şirket ticarethane ve küçük esnaf kapısına kilit vurmuş. 145 bin kurulan şirket yüzde 10,2 azalırken kapanan şirketler yüzde 21,4 oranında artıyor.
“GIDA ENFLASYONUNDA DÜNYADA İLK 5 ÜLKE ARASINDAKİ YERİNİ KORUYOR”
Bu artışlar, gıda fiyatlarının artması demektir ve Türkiye’nin gıda enflasyonunda dünyada ilk 5 ülke arasında yerini koruması demektir. Enflasyon düşecek diyenlere bu tarımsal girdi maliyetlerindeki bu orandaki artışları hatırlatmak istiyoruz ve gıda fiyatlarının düşmeyeceğini ve enflasyonun da düşmesinin mümkün olmadığını bu girdi maliyetlerindeki artışlardan ortaya koyuyoruz diğer taraftan ocak sonu itibariyle Türkiye’de kullanımdaki banknotların yüzde 96’sı 100 liralık ve 200 liralık banknotlar olarak karşımıza çıkar. Normalde uluslararası merkez bankaları standartlarına göre en yüksek banknotun emisyondaki miktarı yüzde 50’ye ulaştığı zaman bir üst değerdeki banknotun çıkartılması gerekirken iktidar TL deki değer kaybını paramızın itibar kaybını gizlemek için bu 500 liralık ve bin liralık banknotları çıkarmamak için direniyor ancak banka ATM’lerinde günlük çekim limiti 10 bin liraya yükseltiliyor.
“PARAMIZIN NASIL PUL OLDUĞUNUN EN ÖNEMLİ GÖSTERGELERİ…”
Türk lirasının alım gücünün nasıl eridiğini paramızın nasıl pul olduğunu en önemli göstergelerinden bir tanesi Cumhurbaşkanı’nın iyi ziyaretlerinde çocuklara harçlık olarak 200 liralık banknotları dağıtması eskiden çocuklara harçlık olarak 5 liralık 10 liralık 20 liralık banknotlar verilirken bugün bizzat sayın Cumhurbaşkanı 200 liralık banknotları harçlık olarak vermek durumunda kalıyor.
“HAYALDİ GERÇEK OLDU”
Cumhuriyet altının fiyatının asgari ücretin üzerine çıkmış olması da bugün geldiğimiz noktada artık bir asgari ücrette bir tam Cumhuriyet altını dahi alınamayacak noktaya gelinmiş. Nereden nereye diyoruz ve hayaldi gerçek oldu diyoruz. Eskiden asgari ücretle 3 altın 4 altın 5 altın alıyoruz hatta bir kısmını da tasarruf için bir kenara koyuyoruz diyen vatandaşlarımız, bugün asgari ücretle artık bir tane altını dahi alamayacak noktaya gelmişti. Halimizin özeti şudur vatandaşın banka borçları 6.6 milyar liradan 3 buçuk trilyon liraya gelmiş, AK Parti iktidarı döneminde çiftçinin borcu 2 buçuk milyar liradan bir trilyon liraya gelmiş, özel sektörün borcu 88 milyar liradan 5 trilyon liraya gelmiş, açlık sınırı 22 bin lirayı, yoksulluk sınırı 72 bin lirayı aşmış, Avrupa istatistik Kurumu’nun verilerine göre Avrupa’da en az et balık ve tavuk tüketilen ülke haline gelmiş, OECD raporuna göre, Türkiye’de 6 milyon çocuk, Aile ve Sosyal Politikalar Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın açıklamasına göre, Türkiye’de 5.4 milyon çocuğa sosyal yardım yapılıyor.
“İKTİDARDAN BEKLENTİMİZ ERKEN SEÇİMİ HAYATA GEÇİRMESİ”
Bizim iktidardan beklentimiz bir an evvel erken seçimi hayata geçirmesi, sandığı milletin önüne getirmesidir. İnşallah bu sandık geldiği zaman bu millet ferasetle hareket edecektir. Görevi milli görüş ve onun temsilcisi Yeniden Refah Partimize verecektir. Milli görüş ruhuyla aynen geçmişte olduğu gibi ekonomiyi yeniden düze çıkartacaktır. Paylaşımda adalet düsturuyla önce imtiyazlar anlayışı yerine önce millet anlayışıyla adil ekonomik düzeni hayata geçirecek ve milletimizi bu çektiği ekonomik sıkıntılardan milli görüş ruhuyla yeniden refah partimiz kurtaracak.
“3 TANE TEMEL CANAVAR VAR”
Erbakan, ekonomik olarak sorunlara dair son mesajını şu sözlerle bitirdi:
Ülkemizde 3 tane temel canavar var. Makam uçakları ve makam araçları… Asya ziyaretine 3 ayrı uçakla gidildi. Lüks ve şatafat düşkünlüğü yüzünden kamuda israf alıp başını gidiyor. Saraylar, protokol masrafları… Yıllık 5,6 milyar TL’ye helikopter kiralama masrafı var. Bir belediyemiz Yozgat Belediyesi’nde günlük 2 bin litre akaryakıt giderini 300 litreye düşürmeye başardı. Kamuda böyle bir israfla karşı karşıyayız. Yıllık 1 trilyon israf açıklandı. Bu israfın 2,5 trilyon TL’yi bulacağını öngörebiliriz. Bu israfla kimseye para kalmıyor. İkinci canavarımız faiz canavarı. Denk bütçe yapamayıp borçlanma devam ediyor. Borçlanma devam ettiği için para faize para veriliyor. Faize verilen parayla 1 milyon konut inşa edip bedava dağıtmak mümkün. İmtiyazlı holdinglere kaynak aktarımı da üçüncü canavarımız. 2 dolarlık işler 10 dolara ihale ediliyor. Ucuza özelleştirmeler yapılıyor. Vergi ödemeye de mecbur değiliz diyorlar. Vergi borçlarını affediyorlar. Devlet bütçesinden 2,1 triyon TL vergi muafiyeti çıkarılıyor. Vergi affının 1 trilyonu ise imtiyazlı holdinglere yapılıyor. 8 tane imtiyazlı firmanın 2023 yılında vergi vermediği ortaya çıkıyor.
“PEKİ BİZ NE YAPACAĞIZ?”
Peki biz ne yapacağız? İlk seçimde geleceğimizde bir defa kamudaki israfı önleyeceğiz lükse ve şatafata son vereceğiz. İmtiyazlı holdinglere haksız kaynak aktarımını durduracağız. Bu 2 adım aslında yıllık 3 trilyon liralık bir tasarruf demek üstüne bir de yıllık 3 trilyon liralık AR-GE Başkanlığımızın ortaya koymuş olduğu milli kaynak paketleriyle kaynak üreteceğiz ve böylece 6 trilyon liralık bir imkana kavuşacağız.
“SİYONİZME KARŞI SÜT DÖKMÜŞ KEDİ GİBİ OLDUKLARINI GÖRÜYORUZ”
Biliyorsunuz Siyonizm’in tamamen emrine girmiş durumda olan Trump Gazze'yi işgal planını açıklıyor. Ama her nedense içeride muhalefete karşı gazetecilere karşı aslan kesilen iktidar yetkilileri, Trump'ın bu Gazze planı karşısında susmuş oluyorlar tamamen cılız tepkiler veriyorlar. Hatta sayın Cumhurbaşkanı, Trump'ın bu açıklamalarıyla ilgili bir konuşma yaparken Trump'ın adını dahi anmaktan imtina ederek konuşuyor. Genel başkanları hapse attıran gazetecileri hapse attıran muhalefeti soruşturmalarla yargı sopasıyla sindirmeye ve bastırmaya çalışan içeriye geldiği zaman adeta aslan kesilen iktidar yetkililerinin dünya Siyonizm’e karşı zalimlere karşı ise maalesef süt dökmüş kedi gibi olduklarını görüyoruz. Hayır siz elinizde imkanı olan bir iktidarsınız. Devlet gücünüz var. İslam aleminde bir karşılığınız var. Sadece konuşarak sadece kınayarak bu işleri geçiremezsiniz. Geliniz eğer gerçekten samimiyseniz Trump’ın bu planlarına karşı biz de Amerika'nın İncirlik Üssünü kapatıyoruz deyin, İsrail'e bu işgallerine karşı biz de İsrail'i İran füzelerine karşı korumak üzere kurulmuş olan Kürecik Radar Üssünü kapatıyoruz deyin eğer gerçekten samimiyseniz Azerbaycan petrolünün Türkiye üzerinden İsrail'e akıtın olmasını önünü kesin bu çağrılarımızı da dış politikayla ilgili olarak iktidara yapıyoruz eğer gerçekten Erbakan hocamız gibi bedel ödemekten korkmuyorsanız gerçekten Erbakan hocamız gibi cesaret sahibiyseniz gerçekten Erbakan hocamız gibi kuvvet ve kudret sahibi Amerika değil cenabı Allah’tır inancına sahipseniz öyleyse bunun gereğini yerine getirin kürecik üssünü kapatın incirlik üssünü kapatın ve İsrail’e Türkiye üzerinden Bakü Ceyhan petrol boru hattı üzerinden akıtılan petrolü kesin.
“MAALESEF IRKÇILIK MİKROBUYLA KARŞI KARŞIYA KALIYORUZ”
Biz Kürt kardeşlerimizle bin seneden beri kardeşlik içerisindeyiz. Her zaman söylediğimiz gibi biz Selahattin'in ordusunda Sultan Alparslan'ın ordusunda Kurtuluş Savaşı'nda Çanakkale Savaşı'nda beraber savaşmıştık. Dinimiz bir kültürümüz bir coğrafyamız bir tarihimiz bir dolayısıyla hepimiz kanun karşısında devletin nezdinde hepimiz eşit haklara sahibiz ve adaletin de Türkiye'de tam manasıyla tesis edilmiş olmasını herkesten çok arzu ederiz. Kürt kardeşlerimize hiçbir ayrımcılık yapılmamasını elbette ki arzu ederiz. Ancak burada maalesef uzun yıllar teröristlerin dış güçlerin yapmış olduğu çalışmalar neticesinde ve Türkiye'de de maalesef devletin özellikle seksenli doksanlı yıllarda ve askeri kesiminde emniyet teşkilatının da orada görev yapan bazı şahısların yapmış olduğu yanlış uygulamalar dolayısıyla maalesef bir ırkçılık mikrobuyla yer yer karşı karşıya kalıyoruz. Bu da terörü besliyor. dolayısıyla biz bu kardeşliğimizin gereğini yerine getirmemiz gerekir. Kürt kardeşlerimizle et ve tırnak gibi ayrılmaz bir bütün olduğumuzu mutlaka hatırlamamız gerekir. Bizim İslam kardeşliği çerçevesinde birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmemiz gerekir. rahmetli Erbakan hocamızın meşhur sözü vardı, “Türk ve Kürdü ayırırsan ortada ne Türk kalır ne de Kürt kalır ama Türk ve Kürt bir olursa karşısında ne Amerika durabilir ne İsrail durabilir” diyordu bizim Yeniden Refah Partisi olarak anlayışımız bu çerçevedir.
“YRP’NİN CUMHURBAŞKANI ADAYI DOĞAL OLARAK GENEL BAŞKANIDIR”
Önümüzdeki dönemlerde yapılacak olan seçimlerde müstakil yani tek başlarına seçime gireceklerinin altını çizen Erbakan, “Mutlaka biz Yeniden Refah Partisi olarak müstakil bir şekilde seçime gireceğimizi ifade ediyoruz. Müstakil bir şekilde kendi Cumhurbaşkanı adayımızla seçimlere gireceğiz herhangi bir ittifakı Cumhurbaşkanı adayı lehine bir tavır almayacağız. Yeniden Refah Partimizin Cumhurbaşkanı adayı çıkarması halinde tabii ki Cumhurbaşkanı adayının da Genel Başkanı olması son derece doğaldır ve bu noktada biz inşallah Yeniden Refah Partimizin Cumhurbaşkanı adayı olarak yolumuza devam edeceğiz” sözleriyle aday olduğunu vurguladı.
İTTİFA KONUSUNDA 2023 SEÇİMLERİ TEKRAR EDER Mİ?
2023 Genel Seçimlerinde önce tek başlarına seçime gireceklerini 4 gün sonra ise Cumhur İttifakı ile seçime gireceklerini açıklamışlardı. Basın mensupları ise yeniden benzer bir durumun yaşanıp yaşanmayacağını hatırlatması üzerine Erbakan, kesin bir şekilde ittifak kapılarını kapattıklarını belirterek, şunlar söyledi:
Durup dururken biz önce girmeyeceğiz deyip sonra da giriyoruz deseydik bu sözünüzde haklı olurdunuz ancak biz tabii o noktada siz sadece iktidar olun diye durup dururken size destek olamayız veya biz birkaç milletvekili çıkartalım diye sizin listenizde meclise girelim diye. Bizim olmazsa olmaz şartlarımız ve kırmızı çizgilerimiz var. ‘Nedir onlar’ dediler biz bu 30 maddelik mutabakatı önlerine koyduk onlar da önce dediler ki ‘yok hayır biz bunu imzalamayız.’
“PRENSİPLERİMİZİ KABUL ETMEDİKLERİ İÇİN CUMHUR İTTİFAKI’NDA YER ALMAMIŞTIK”
Biz de öyle olunca 20 Mart'ta dedik ‘biz sizinle ittifak yapmıyoruz.’ Arkasından tekrardan temas kurdular geldiler dediler ki ‘peki imzalıyoruz biz bu mutabakat maddelerinde mutabıkız bunların uygulanması için çalışacağız.’ Biz böyle bir noktada öyleyse peki dedik yani prensiplerimiz için önce hayır girmiyoruz dedik arkasından yine prensiplerimiz için evet giriyoruz dedik.
“BİZ İMZALARI TOPLAYINCA PRENSİPLERİMİZİ KABUL ETTİLER, İTTİFAKA GİRDİK”
Bir ittifakta yer alacak mısınız diye bizim ‘kırmızı çizgilerimiz var bizim prensiplerimiz var bizim maddelerimiz var bunlar konusunda uzlaşır isek bir ittifakın içerisinde oluruz ulaşamazsak da olmayız’ dedik. Herhangi bir yapının herhangi bir şahsın seçilmesi için kazanması için karşılıksız olarak durup dururken birisine destek olmayız demiştik ve bu sözlerimizin de arkasında durduk. Mutabakat metnimiz var ve kırmızı çizgilerimiz var dedik hayır biz bunları kabul etmiyoruz dedikleri noktada peki öyleyse biz de sizinle ittifak yapmıyoruz deyip Cumhurbaşkanı adayı olarak başvurduk imzaları toplama sürecine başladık. Ancak arkasından da biz prensiplerimizi kabul ediyoruz bu mutabakatı imzalıyoruz dediklerinde daha önce de yıllarca söylediğimiz duruşumuzla uyumlu bir şekilde peki öyleyse prensiplerde uzlaşıyı olsak bu ittifakı yapalım dedik.
“BİR DAHA CUMHUR İTTİFAKI’NIN SÖZLERİNE GÜVENMENİN BİR ANLAMI YOK”
Dolayısıyla şimdi söylediğimizde gene aynıdır; prensiplerinize bağlıyız kırmızı çizgilerimize bağlıyız. Bunları biz uygulayacağımız da inandığımız için biz kendimiz aday oluyoruz. AK Parti ile Cumhur İttifakıyla da tekrardan aynı prensipler aynı mutabakat metni üzerinden oturup bir daha konuşmanın bir daha onların sözüne güvenerek hareket etmenin bir manası olmadığını gördüğümüz için de bundan sonra böyle bir şeyin olmayacağını ifade ediyoruz.