ADEM SARIKAYA- Konak'ta çoğunluğunu Roman yurttaşların oluşturduğu geri dönüşüm emekçileri iş için kullandıkları çekçeklerine ve motorsikletlerine el konulmasına tepki gösterdi. Büyük oranda Güney ve Emirsultan mahallelerinde ikamet eden ve geçimini kağıt ve plastik atık toplayarak sağlayan yurttaşlar, yalnız son iki haftada 25 motorsikletin emniyet güçlerince toplandığını belirtti. Suriyelilerin geri dönüşüme girmesiyle işlerinin zaten durma noktasına geldiğini, emniyet ve zabıta güçlerinin de kurduklarıyla baskıyla tamamen aç kaldıklarının altı çizen yurttaşlar, Suriyeliler’in ise rahat rahat atık toplamaya devam ettiklerini iddia etti. Kendilerine yapılan muamelenin çifte standart olduğunu ve altında başka nedenler bulunduğunu öne süren yurttaşlar “Bizi yok sayamazlar” dedi.
Özel şirketlere verilmek isteniyor
Bölgede yaklaşık 500 ailenin geçimini geri dönüşüm toplayıcılığından sağladığını söyleyen Emir Sultan Mahallesi Muhtarı Hüseyin Heptepe, el altından polis ve zabıtaya talimat geldiğini, bu işle uğraşan Roman vatandaşların çekçeklerine el konulduğunu, Suriyelilere ise karışılmadığını aktardı. Bir takım oyunlarla insanların işinden edilerek mevcut kazancın şirketlere devredilmek istendiği iddiasında bulunan Heptepe, ‘’Bu insanların tek geçim kaynağı çöpten kağıt toplamak. Şimdi buna da izin verilmeyerek açlığa mahkum ediliyorlar. Siz bu insanların ellerinden ekmeğini alırsanız aç kalmamak için uyuşturucu, hırsızlık gibi kötü işlere bulaşmak zorunda kalacaklar. Daha düne kadar emniyet güçlerine bu arkadaşlara dokunulmaması talimatı verilirken, bir anda ne değişti de ekmek teknelerine el konulmaya başlandı? Elbette bunun bir nedeni var. Mahallemize dışarıdan özel şirket getirilerek bu arkadaşlarımızın ailelerinin nafakalarının birilerine peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz. Roman Biz kardeşlerimizi burada sahipsiz bırakmayacağız ve ellerindeki ekmeklerine sahip çıkabilmeleri için sonuna kadar mücadele edeceğiz’’ diye konuştu.
Bize yasak, onlara serbest!
Kağıt toplayarak geçimini sağlayan Yaşar Kaplangıray adlı vatandaş yaşadıklarına isyan ederek, atık toplayarak 3 çocuğunu okutmaya çalıştığını ancak, artık çocuk okutmayı değil evini bile geçindiremez duruma geldiğini söyledi. Doğduğundan bu yana ailecek kağıt topladıklarını ve bu mesleğin kendisine babasından kaldığını dile getiren Kaplangıray ‘’Şimdi bu iş bitti. Suriyeliler işimize el koydu. Emniyet güçleri benim arabama el koyarken Suriyelilere karışmıyorlar. Çöp kutusundan mal aldırmıyorlar bize. Bir olay olduğunda Romanlardan biliyorlar.Hakkımızı savunamıyoruz. Askerliği ben yapıyorum, eve ben bakıyorum, çocuğu ben okutuyorum ama bana yasak, başkalarına serbest. Bu nasıl bir düzen? Açlık sınırınında altında yaşıyoruz. Belediye sadece oy zamanı kapımıza geliyor, onun dışında bırakın bizle ilgilenmeyi yüzümüze bakmıyorlar, kapıdan içeri giremiyoruz. Şimdi de son 1 yıldır bu baskı başladı. Bizim o insanlara ne zararımız dokundu?’’ diye sordu.
Yardım değil, ekmeğimizi istiyoruz
Gıda Çarşısı’nda yaklaşık 25 yıldır geri dönüşüm malzemesi toplama işiyle uğraşan mahalle önderlerinden Ahmet Sonsuz ise sadece kendi etrafında 150’ye yakın kişinin bu işten ekmek yediğini vurgulayarak; 'Bizi niye dışlıyorlar! Roman olduğumuz için mi? Vergimizi veriyoruz, hepimiz vatani görevimizi yaptık ve hep hor görülen biz olduk. Derdimizi dinlemeye gelince kimse yok. Şimdi de tek ekmak kapımızı ellerimizden alıyorlar.Bu çevrede 500-600 kağıt toplayıcısı var. Bunların ailelerini de işin içine kattığımızda 2000 kişi yapıyo.Bu 2 bin kişi, bu kentin çocuğu. İzmirli... Şimdi ekmeksiz aç kaldı. Bu insanlar ekmek bulamadı mı ne yapacak? Hırsızlık yapmak zorunda kalacak, uyuşturucu satmak zorunda kalacak. Çünkü açlar, başka çıkar yolları yok. Biz insanlarımız kötü yola bulaşmasın, topluma faydalı olsunlar diye çöpten gelir kapısı yaptık. Şimdi onu da elimizden alıp geri dönüşüm firmalarına peşkeş çektiler.Bu firmalarda Suriyelileri vergisiz kaçak çalıştırarak daha çok kar sağlamak için bizi devre dışı bırakmak istiyorlar.Çiçekçimizi aldılar, kağıt toplayıcılarımızın, hurdacılarımızın çekçeklerini aldılar.Ne yapacak bu insanlar? Sokaklar kan ağlıyor, insanlar aç açıkta. Biz devletten maddi yardım istemiyoruz. Bize işimizi geri versinler, ekmek kapımızı elimizden almasınlar yeter’’ açıklamasında bulundu.
Özel şirketlere verilmek isteniyor
Bölgede yaklaşık 500 ailenin geçimini geri dönüşüm toplayıcılığından sağladığını söyleyen Emir Sultan Mahallesi Muhtarı Hüseyin Heptepe, el altından polis ve zabıtaya talimat geldiğini, bu işle uğraşan Roman vatandaşların çekçeklerine el konulduğunu, Suriyelilere ise karışılmadığını aktardı. Bir takım oyunlarla insanların işinden edilerek mevcut kazancın şirketlere devredilmek istendiği iddiasında bulunan Heptepe, ‘’Bu insanların tek geçim kaynağı çöpten kağıt toplamak. Şimdi buna da izin verilmeyerek açlığa mahkum ediliyorlar. Siz bu insanların ellerinden ekmeğini alırsanız aç kalmamak için uyuşturucu, hırsızlık gibi kötü işlere bulaşmak zorunda kalacaklar. Daha düne kadar emniyet güçlerine bu arkadaşlara dokunulmaması talimatı verilirken, bir anda ne değişti de ekmek teknelerine el konulmaya başlandı? Elbette bunun bir nedeni var. Mahallemize dışarıdan özel şirket getirilerek bu arkadaşlarımızın ailelerinin nafakalarının birilerine peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz. Roman Biz kardeşlerimizi burada sahipsiz bırakmayacağız ve ellerindeki ekmeklerine sahip çıkabilmeleri için sonuna kadar mücadele edeceğiz’’ diye konuştu.
Bize yasak, onlara serbest!
Kağıt toplayarak geçimini sağlayan Yaşar Kaplangıray adlı vatandaş yaşadıklarına isyan ederek, atık toplayarak 3 çocuğunu okutmaya çalıştığını ancak, artık çocuk okutmayı değil evini bile geçindiremez duruma geldiğini söyledi. Doğduğundan bu yana ailecek kağıt topladıklarını ve bu mesleğin kendisine babasından kaldığını dile getiren Kaplangıray ‘’Şimdi bu iş bitti. Suriyeliler işimize el koydu. Emniyet güçleri benim arabama el koyarken Suriyelilere karışmıyorlar. Çöp kutusundan mal aldırmıyorlar bize. Bir olay olduğunda Romanlardan biliyorlar.Hakkımızı savunamıyoruz. Askerliği ben yapıyorum, eve ben bakıyorum, çocuğu ben okutuyorum ama bana yasak, başkalarına serbest. Bu nasıl bir düzen? Açlık sınırınında altında yaşıyoruz. Belediye sadece oy zamanı kapımıza geliyor, onun dışında bırakın bizle ilgilenmeyi yüzümüze bakmıyorlar, kapıdan içeri giremiyoruz. Şimdi de son 1 yıldır bu baskı başladı. Bizim o insanlara ne zararımız dokundu?’’ diye sordu.
Yardım değil, ekmeğimizi istiyoruz
Gıda Çarşısı’nda yaklaşık 25 yıldır geri dönüşüm malzemesi toplama işiyle uğraşan mahalle önderlerinden Ahmet Sonsuz ise sadece kendi etrafında 150’ye yakın kişinin bu işten ekmek yediğini vurgulayarak; 'Bizi niye dışlıyorlar! Roman olduğumuz için mi? Vergimizi veriyoruz, hepimiz vatani görevimizi yaptık ve hep hor görülen biz olduk. Derdimizi dinlemeye gelince kimse yok. Şimdi de tek ekmak kapımızı ellerimizden alıyorlar.Bu çevrede 500-600 kağıt toplayıcısı var. Bunların ailelerini de işin içine kattığımızda 2000 kişi yapıyo.Bu 2 bin kişi, bu kentin çocuğu. İzmirli... Şimdi ekmeksiz aç kaldı. Bu insanlar ekmek bulamadı mı ne yapacak? Hırsızlık yapmak zorunda kalacak, uyuşturucu satmak zorunda kalacak. Çünkü açlar, başka çıkar yolları yok. Biz insanlarımız kötü yola bulaşmasın, topluma faydalı olsunlar diye çöpten gelir kapısı yaptık. Şimdi onu da elimizden alıp geri dönüşüm firmalarına peşkeş çektiler.Bu firmalarda Suriyelileri vergisiz kaçak çalıştırarak daha çok kar sağlamak için bizi devre dışı bırakmak istiyorlar.Çiçekçimizi aldılar, kağıt toplayıcılarımızın, hurdacılarımızın çekçeklerini aldılar.Ne yapacak bu insanlar? Sokaklar kan ağlıyor, insanlar aç açıkta. Biz devletten maddi yardım istemiyoruz. Bize işimizi geri versinler, ekmek kapımızı elimizden almasınlar yeter’’ açıklamasında bulundu.