Gündeme geldiğinden beri muhalefetin ve çeşitli STK’ların tepkisini çeken, okullara imam, Kuran hocası gibi çeşitli din görevlilerinin atanmasını kapsayan ÇEDES Projesi’ne bir tepki de Emek Partisi İzmir İl Örgütü’nden geldi. Yapılan yazılı basın açıklamasında projenin laik ve bilimsel eğitime aykırı, çocukları ayrımcılığa uğratacak bir uygulama olduğu belirtildi. Mevcut yasada yetki ihlali bulunduğu söylenirken, “Yasayla Rehberlik Öğretmenlerine verilmiş olan görevler, manevi danışman adı altında, pedagojik formasyonu olmayan, olsa dahi bir din görevlisi olan imam, vaiz, vaize gibi kişilere aktarılmakta dolayısı ile yetki gaspı söz konusu olmaktadır.” ifadeleri kullanıldı.
DİNİ DAYATMALARIN SONUÇLARI…
Açıklamada, projenin Anayasa’ın 10’uncu maddesinde düzenlenmiş eşitlik ve laiklik ilkesine aykırı olduğu vurgulandı ve “MEB mevzuatları ile çelişen bu proje aynı zamanda BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ayrımcılık yasağını da ihlal etmektedir.” denildi.
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:
“Protokolün amacı olarak Milli Eğitim Temel Kanunu’na atıfta bulunularak “akl-ı selim, kalb-i selim, zevk-i selim gençler yetiştirme” gibi “bunda karşı çıkacak ne var” dedirtecek ifadeler yer alıyor. Ancak, geçtiğimiz günlerde Urfa’da intihar ettiği bildirilen 12 yaşındaki Abdülbaki Dakak, intihar etmeden önce video kaydı ile intihar notu bırakan tıp fakültesi öğrencisi Enes Kara, Antalya’da bir cemaatin kaçak yurdunda katledilen üniversite öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul, yine Antalya’da KYGM yurtlarında kalan ve kısa aralıklarla intihar eden üniversite öğrencileri Halil Gürcan, Emre Kandemir ve Muhammed Kaya dini dayatmaların acı sonuçlarından yalnızca birkaç tanesi.”
“İKTİDAR LAİK EĞİTİMDEN PLANLI BİR ŞEKİLDE UZAKLAŞMAYA DEVAM EDİYOR”
Vatandaşın, projeyle mücadeleye davet edildiği açıklama sonlandırılırken şu ifadeler kullanıldı:
“AKP iktidarı laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşmaya planlı ve programlı bir şekilde devam ediyor. Devlet okullarında zorunlu din dersleri yeterli görülmüyor. Bütçesinin neredeyse tamamı yalnızca personel harcamalarına ayrılan MEB okullarda sosyal, kültürel, sportif faaliyetler için para harcamıyor. Sosyal etkinlikler için gerekli para ya velilerden karşılanıyor ya da çoğu zaman yapılmıyor, yapılmış gibi gösteriliyor.
Tek adam iktidarının çağdaş modern yaşam biçiminden rahatsız olduğu, Erdoğan’ın “gâvur İzmir” deme hakkını kendinde gördüğü kentimizin ÇEDES projesi uygulaması için pilot il olarak seçilmesi maksatlıdır. İzmir yıllardır olduğu gibi gerici, çağdışı uygulamalara karşı direnmeye devam edecektir. Dün Sao-Paulo gemisinin geri gönderilmesi için nasıl bütün bir İzmir birleştiysek bugün ÇEDES projesini geri çektirmek için birleşerek mücadele edelim.
*Okullara manevi danışmanlar atamak için kullanılan bütçenin, ihtiyaç olan sayıda öğretmen ataması için, çocuklarımızın sağlıklı bilimsel, eşit eğitim hakkı kapsamında her okulda bir öğün ücretsiz yemek verilmesi için kullanılması gerekir.
*Okullarda manevi danışman değil, bilimsel, demokratik, laik bir eğitim istiyoruz diyerek projeye karşı mücadele edeceğiz.
Tüm velileri, eğitimcileri, öğrencileri, emek ve meslek örgütlerini, tüm ilerici güçleri ÇEDES projesine ve devlet okullarında eğitimin dini kurumlara, cemaatlere bırakılmasına karşı birlikte mücadeleye çağırıyoruz.”