CHP İzmir Milletvekili ve TBMM KİT Komisyonu üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, “infaz düzenlemesinden sonra mahkumların cezaevlerinden tahliye sürecinde salgına karşı önlem alınıp alınmaması ile koronavirüs nedeniyle cezaevlerindeki ölümleri” Meclis gündemine taşıdı.
Av. Kılıç, konuyla ilgili Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi sundu.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de COVID-19 salgınından dolayı birçok yurttaşın hayatını kaybettiğini belirten Av. Sevda Erdan Kılıç, devletin gerekli tedbirler alınması; ulusal ölçekte bir dizi önlemler açıklayıp bu salgının önüne geçebilmek adına sokağa çıkma yasakları, şehirler arası giriş çıkışların izne bağlanması, eğlence mekanlarının ve kafelerin kapatılması gibi yeterli olmayan bir dizi önlem aldığını kaydetti. Av. Kılıç, iktidarın Korona virüs ile mücadele etmek yerine enerjisini; CHP'li belediyelerin sosyal yardım kampanyalarını engellemek, aş evlerini kapatmak, Adana Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı sahra hastanesini kapatmak ve halka bedava ekmek dağıtan belediyelerin yaptığı güzel işleri engellemeye çalışmaya harcadığını belirtti.
“CEZAEVİNDE BİR MAHKUMUN, GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMADAN VİRÜSTEN DOLAYI HAYATINI KAYBETMESİ BİR CİNAYETTİR”
CHP’li Av. Kılıç, cezaevlerindeki mahkumların yaşamından devletin sorumlu olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
“Ancak bu yaşanan son süreçte, devletin bu sorumluluğunu yerine getirmediğini görmekteyiz. Ülke çapındaki bazı cezaevlerinde, korona virüsten dolayı bazı mahkumlar hayatlarını kaybetmiştir. Hatta bazılarında hasta oldukları ve hastaneye kaldırılmaları, ailelerine bile haber verilmeden gerçekleştirilmiştir.
Hatta Ferhat Yeter isimli bir vatandaşın, babasının cezaevinde korona virüsten dolayı ölümü ile ilgili sözleri, adeta Adalet Bakanlığının gizlediği gerçekleri gözler önüne sermiştir: (Babam Samsun Cezaevinde vefat etti. Tarafıma kurum tarafından bu konuyla ilgili hala bir bilgilendirme yapılmadı. Cezaevinden bir mahkum yakını bizi arayarak, babamın vefat bilgisini verdi. Önce kimseye haber vermeden ameliyat ile bacağı kesilmiş, akabinde Covid-19 virüsünden vefat etmiş. Bacağı kesildikten sonra tekrar cezaevine götürülüyor ve orada enfeksiyon şüphesi görünüyor ve tekrar hastaneye götürülüyor. Samsun cezaevinde Covid-19 olduğu böylelikle resmileşmiştir. Babamın ölümü hakkında ailece şüphelerimiz vardır. cezaevi ve hastanenin çok büyük ihmalleri olduğu ortadadır. Bazı ihmaller cinayettir.) Evet cezaevinde bir mahkumun, gerekli önlemler alınmadan virüsten dolayı hayatını kaybetmesi bir cinayettir. İzmir Menemen Açık Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan 91 yaşındaki emekli polis memuru Osman Kara da korona virüs şüphesiyle kaldırıldığı İzmir Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilip vefat etmiştir. Bu ölüm de cezaevi yönetiminin gerekli tedbirleri zamanında almaması nedeniyle bir cinayettir.”