CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM’deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin konuştu.
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Minik evlatlarımız vardı, onlar bize sorumluluğumuzu hatırlatıyorlar. Türkiye 30 binden fazla diyabet hastamız var.
DİYABET SENSÖRÜ: "HER ŞEYE PARA BULUYORUZ, BU EVLATLARA BULAMIYORUZ"
Ne yapılmalı, bir sensör var kola takılıyor annenin babanın cep telefonuna anında aylık raporlar gidiyor. Anne baba 3 yaşındaki evladının sabah 8’de parmağını delip kan şekeri ölçme derdinden kurtuluyor. Bunu Avrupa'da ödemeyen devlet yok. Biz her şeye para buluyoruz bu evlatlara bulamıyoruz. Sözler alınıyor, olumsuz konuşan yok ama ilerleme de yok. Buradan bir kez daha 30 bin evladımızın ‘Parmağımızdaki acıyı kalbinizde hissedin’ çağrısını tekrarlıyorum.
RİZE'DE HEYELAN
Tedbir alınsın denildi, dinlemediler. Bugün bir sabah heyelan ve can kaybı haberiyle uyandık. Daha beterleri kapıda diyorlar, tedbir alınması gerekiyor.
KADININ SOYADI DÜZENLEMESİ
Bütçe görüşmelerinde bir grubun hakkını vermek istiyorum. Hayvan Hakları Yasası’da ithaf vardı. Buna karşı bu grup yasayı geri çektiremedi ama kamuoyuna sesini duyurdu. Kadının soyadı meselesi, büyük bir hak mücadelesi. O düzenlemede geri çekildi uygun hale geldi.
ETKİ AJANLIĞI DÜZENLEMESİ
Bir yasa getirdiler adı etki ajanlığı. Bir yazmış AKP grubu herkes ajan... Kırmızı alarm ilan ediyoruz dedik, bu yasa geçmeyecek elden gelen ne var yapılacak dedim gruba. Grup bu talimatı aldı. Mücadele verildi. Etki ajanlığı yasası geri çekildi. Taslağı hazırlasınlar ajana ajan desinler. Ama MİT'in istediği veya devletin, güvenlik güçlerinin istediği öğrenciyi, öğretmeni, öğretim görevlisini, gazeteciyi tehit etmeyen bir maddeyi yazacak akıl beceri bu ülkenin bürokrasisinde var. Yazın, oturmaya biz varız. Geçen haftakine benzer bir metnin orasını burasını değiştirip aynı niyetle getirmeyin. Kırmızı alarm kalkmadı sarıya çevirdik.
ESENYURT'A KAYYUM ATANMASI
Esenyurt’a gittik, durumu gözden geçirdik. Şafak operasyonuyla Ahmet Özer’in evine girdiler. Türkiye’nin sayılı ceza hukukçuları tutukluğa dilekçe yazdılar. 40 sayfa. O itirazları reddettiler. 40 sayfalık dilekçeyi okunamayacak sürede reddettiler. Gizli tanık nereden çıktı? Ahmet Özer’e sorduğun soruların içinde gizli tanık yok. Demek ki önce tutukladın sonra gizli tanık yarattın.
Ahmet Özer hakkında iddianame hala ortada yok. Çünkü delil yok. Ahmet Özer çıkana kadar o belediyeyi bir vekil yönetecekse grubun içinden seçilmesi lazım. Tayyip Bey’in seçtiği birinin Esenyurt’u yönetmesi bir yenilmişliğin, zaafiyetin göstergesidir. Bunun adı demokrasi değil, gözünü hırs bürümüşlüğün cevabını Esenyurt’tan alacaksınız.
"AKP VE MHP'YE KÖTÜ HABERİM VAR"
Önümüzdeki Pazar günü 81 il başkanımız Esenyurt’ta olacak. Mücadelemizi Esenyurt’un 43 mahallesine taşıyacağız. Kayyımın nasıl ihaleye giren şirketleri durdurduğunu, kayyımın zor durumda olan Esenyurt’u nasıl paçasından aşağıya çekmeye çalıştığını da anlatacağız.
AK Parti ve MHP'ye kötü haberim var. 2 kişiden biri Ahmet Özer'e oy vermiş. Esenyurt'ta kimse buna inanmıyor. Esenyurt'un yüzde 80'i buna inanmıyor. 5 kişiden 4'ü yanlış yapıldığına inanıyor. Sandığı koyup halka soralım. Yüzde 80'i Ahmet Özer'in arkasında değilse biz hiçbir şey bilmiyoruz. Belediye seçimlerine yapılan saygısızlık nihayet soru önergesi verebiliyoruz. Şunu unutmayın ki Ahmet Özer çıkana kadar o grubun içinden birinin yönetmesi gerek. Ama o kişiyi Tayyip beyin seçmesi, onun açısından tamamen yenilmişliğin ifadesi. Bunun adı demokrasi değil. Gözünü hırs bürümüşlüğün şeklidir.
Biz Esenyurt'u yalnız bırakmayacağız, nöbete devam edeceğiz. 2 günden birinde Türkiye'nin herhangi bir şehrinden birinde tüm yöneticilerimizle nöbet tutacağız. 2 günden birinde bu varken diğerinde de tüm siyasi partilerin vekilleri dayanışma için aradılar, sordular onları ve tüm destek veren sanatçılarımızı Esenyurt Belediyesi salonumuzda ağırlamaya başlayacağız. Mesele milletin seçtiğine devletin başındakilerin saygı göstermeyi bilmesi.
YENİDOĞAN ÇETESİ SKANDALI
Bir anda Yenidoğan Çetesi yankılanırken Sağlık Bakanı gelmiş Meclis'te yeni doğan ünitelerini nasıl yöneteceğine dair bütçe istiyor. Bakan olduğu günden bugüne kadar onun döneminde yaşanan yaşanıyor. Hastane sahipleri o kadar hatırı sayılı kişiler ki hala kapanmadı.
"İHBARDAN SONRA BİLE ÇOCUK ÖLÜMLERİ DEVAM EDİYOR"
O kadar şımarmışlar ki; savcıyı tehdit ediyor. Savcı beyin canına tak ederek yeni operasyon başlayarak ortaya çıkıyor. İhbardan sonra bile çocuk ölümleri devam ediyor. O sürecin sağlık müdürü bugün "sağlık bakanıyım" diyor. Kendisine bakan muamelesi yapılmasını bekliyor. O istifa edilip hesap verilecek. O zamana kadar kimse sizin yüzünüze bakmayacak. 47 sanık var bir tanesi devlet memuru değil. Neden? Çünkü beyefendi ortada kalacak. Bu millet her şeyi gördü. Niye kimi koysa o üstüne gidecek ve beyefendi kabak gibi ortada kalacak. Sen kendini nasıl savunursun? Sen orada durursan bu dava sürmez. Seni orada o yüzden tutuyorlar.
"MİLLİ EĞİTİMİ TARİKATLARA YÖNETTİREN BİR BAKAN İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Milli Eğitimi tarikatlara yönettiren bir bakan ile karşı karşıyayız. Öğrencilerin yüzde 25'inin elinde en az birinin bıçak olan, okula aç giden, bir ayran alamayan, yemek dağıtma sözünü unutan, okulları pislik götüren bir bakansın. CHP köyde cemaat yokken, cepheye ezanı, bayrağı, camide barındırılan mühimmata ahır yaptırılan dedikleri samanları söyleyen, samanın üzerindeki Gazi Mustafa Kemal'in cephesine mermi yetiştirenlere iftira atıyorsunuz. Cami falan kapatmadık.
"BU KADAR KÖTÜ VE BECEREKSİZİ GELMEDİ"
Cami kapatmanın günahı varsa bu çocukları aç bırakmanın da günahı var. Bu rezilliklerin konuşulmasın diye yaptığın bir şey. Ne bakanlar geldi, ne bakanlar ne geçti ama bu kadar kötü ve beceriksizi gelmedi. Biz cami falan kapatmadık ama yaptıysak bile halen bu senin yaptığın çocukları aç, susuz bırakmanın milyon günahı var. Bu küstahın bu söylediği sözlere siyasi zeminde laf yetiştirmek yerine bunu niye yaptığını görmek lazım. Derdi bu tartışmayı başlatayım, Özgür Bey ile Tayyip Bey cami tartışması yaparken ben kenarda durayım, bakanlık yapayım. AKP'nin içinde çok kötüsü vardı ama bu kadar beceriksizi, vicdansızı gelmedi. Bu iktidar 22 yıl sonra kutuplaştırma siyasetinin ekmeğini yiyemediği bir dönem yaşıyor.
"KEŞKE YUNAN KAZANSAYDI DİYEN FESLİ DELİ KADİR'İN ANLAYIŞINA SAHİPSENİZ BİLELİM"
Tarihte ilk kez 3 harp okulunun da birincisi kadın teğmenler. İşte size bir Cumhuriyet hikayesi. Atatürk'e, vatana, millete karşı olanlar bu başarıyı zaten hazmedemediler. Yemin töreninde Mustafa Kemal'in askerleri dediler diye teğmenlere önce hiçbir şey olmadı. Sonra Hizbullahçı, gerici kafanın AK Parti'ye sinmiş uzmanları harekete geçti. Erdoğan, elini sıkıp hediye verdiği kadın teğmen başta olmak üzere hepsine saldırmaya başladı. Sonra soruşturmalar, darbeci diyenler... Suç emre itaatsizlik, asıl karın ağrısı Mustafa Kemal'in askerleriyiz demeleri. Bu 28 Şubatçılık oluyormuş. Mustafa Kemal yok 28 Şubat'ta. Meseleyi 28 Şubat'a, 25 yıl geriye götürmeye çalışanlara diyorum ki, sizin hazımsızlığınızdır. Keşke Yunan kazansaydı diyen Fesli Deli Kadir'in anlayışına sahipseniz bilelim. Mustafa Kemal'in askerlerinden zarar gelmez ama 15 Temmuz'da gördük Fetullah Gülen'in askerileri ne yaptı gördük. "Bu ülkeye kumpas kuruldu" derken neler yaptığınızı da gördük. O askerlere sahip çıkmak vatan borcudur. Geçen seneye kadar okunan, bu yıl da Erdoğan'ın da katıldığı bordo berelilerin töreninde okunan yemin aynı yemin, yeminde bir sorun yok.
"ATILAN O TEĞMENLERİN HEPSİNE KILIÇ TÖRENİ YAPTIRACAĞIZ"
Bu disiplin kurulu sarıklı amirali aylarca bekletip emekliliğe sevk eden kurul. Hepinizin evladı var. 22-23 yaşında yüz yıldır yapılan yemini bu sene de yapmak istiyor. O çocuklar komutan diyor ki mikrofondan yapamazsınız. Bir köşede yapıyorlar. Ya okul birincisi... Derste, yabancı dilde, disiplinde her şeyiyle iyi olacak ki birinci olacak. okul birincisinin en liyakatlisini kendince mülakatta eliyor. bu teğmenlere sahip çıkacağız. Geçmişte de sahip çıktık, bundan sonra da sonuna kadar sahip çıkarız. 2-3 seneye iktidar olunca böyle haksızlıkla atılan kim varsa onu geri alırız. Ama arada geçen süre meslekte onlara kaybettirir. Devrelerinin gerisine düşerler. Erdoğan, yapma ve atma, kul hakkına girme. Eğer atılırlarsa... Atılan o teğmenlerin hepsine kılıç töreni yaptıracağız, o karara sessiz kalanların hepsini emekliliğe yollayacağız.
ENFLASYON, ASGARİ ÜCRET...
Asgari ücreti durdurunca enflasyon durmuyor, hızla artıyor. Hükümetin beklentisi olan enflasyonda zam vermek... Eğer gerçekleşen enflasyon değil hedef enflasyonla asgari ücret arttırılsaymış 6 bin 800 TL olurmuş. Hedefimizi verelim diyor ya 17 bin olan asgari üret bugün 6 bin TL olacakmış. Planın ne kadar haksızlık üreteceğini görmek açısından son derece önemli. devletin belirlediği her şeye zam yap sonra asgari ücrete gelince enflasyon artar... Asgari ücret en az 30 bin TL olmalı. Esnaf korunmalı. Teklifimizi sunacağız.
Burada bütçe görüşülüyor. Biz emekliye, asgari ücretliye, esnafa, memura, çiftçiye ve öğrenciye bütçe istiyoruz. Emeklilerin geçim hakkıdır, bir asgari ücret şarttır. En düşük emekli maaşı asgari ücrete yükseltilmeli diyoruz. Asgari ücretle ilgili talebimiz 30 altında biz yokuz! SGK'yı olur olmaz yalanlarla siz batırdınız falan diyenlerin getirdiği durum ortada. Şu anda yüzde 55'lerde olması gereken tahsilat oranı yüzde 10'a düşmüş.
Haciz yoluyla CHP'yi aciz gösterme uyanıklığı... bunu istedikleri kadar denesinler. Elbette zorlanırız, aksamalar yaşanır ama sanmayın ki bu kötülüğü yapınca milletin gönlünden biz düşeriz... Siz böyle yaparsanız oturduğunuz o üst koltuktan siz inersiniz. Bir dönem bizde değildi Süleymanpaşa Belediyesi. Nasıl oldu dedik. Dört arsa verip borçtan düşürmüşler. biz de yapalım o zaman? Bize yok. Üstü camili, trafolu, okullu arsalar teker teker borçtan düşülmüş ama bize yapmıyorlar."
"ERKEN SEÇİM İSTİYORUZ"
Devletin parası her şeye yeter ama hepsine birden yetmez. Sen karar vereceksin. Emekçiye mi vereceksin yoksa yandaşa mı? Özel uçak alan adama yüzde 8 ile ödetiyorsun. Bir pazarda gezerken bir tezgahın uzağında kaldım çağırdı. Dedi ki ben onun sınıf arkadaşıyım. 'Kimin' diye sordum. Dedi ki 'Tayyip Bey'in'. 'Bu pazara gelebilir mi' dedi. 'Gelemez, sence?' diye sordum. 'Gelemez' dedi. Dolayısıyla erken seçim şart. Tayyip Bey gidip esnafın hatırını sorabiliyor mu, milletin arasına katılıp geçinebiliyor musunuz diyor mu? Madem gidemiyor erken seçime gidecek. Tayyip Bey! Ya tarlada, fabrikada, pazarda vatandaşa git hatrını sor ama yapamıyorsan işte sandık orada. Erken seçim istiyoruz!"