CHP İzmir İl Başkanlığı, Kurtuluş Savaşı’nın nihai zafere ulaştığı 9 eylül İzmir’in Kurtuluş’unun 99. yılı ve aynı zamanda CHP’nin kuruluşunun 98. yılında Cumhuriyet Meydanı’nda çelenk töreni düzenledi.Törene CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel’in yanı sıra CHP İzmir milletvekili Atila Sertel, Mahir Polat, Kani Beko, Bedri Serter, Sevda Erdan Kılıç, İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Nurdan Şenkal Uçar, İl Gençlik Kolları Başkanı Burak Kotan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu, ilçe belediye başkanları, ilçe başkanları ve il yöneticileri katıldı.“CUMHURİYET DEĞERLERİNE YAPILAN SALDIRILAR ARTTI”
Yüz yıllarca farklı etnik kökenlere ve dinlere mensup insanların bir arada yaşadığı İzmir’de, mevcut iktidarın İzmir’i ötekileştirdiğini belirtti. Yücel, “İzmir’e hizmet getirmemek, İzmir’e yatırım yapmamak, İzmir’in bu ülkeye yaptığı katkıyı yok saymak uzun yıllardır merkezi hükümetin İzmir’i cezalandırma yöntemi olmuştur. Aslında bu tavrın sebebini biz çok iyi biliyoruz. İzmir’e şaşı bakmalarının, akılları sıra İzmir’i cezalandırdıklarını zannetmelerinin en büyük sebebi, İzmir’in Mustafa Kemal Atatürk’ten, Cumhuriyet’ten ve Cumhuriyet değerlerinden taviz vermeyen dik duruşudur. Bir süredir cumhuriyet ve cumhuriyet değerlerine yapılan saldırılar artmış durumda. Bu yeni bir şey değil. Cumhuriyet’in ilk yıllarından başlayan ve günümüze kadar, Cumhuriyet ve Cumhuriyet Değerleriyle, Atatürk İlke ve Devrimleriyle hesaplaşmak isteyen yapılar olmuştur. Bunlar dönem dönem devletin kurumlarına sızmış, devleti ele geçirmeye çalışmış, hatta fırsatını bulduklarında darbe yapmaya çalışmışlardır” diye konuştu.
ALİ ERBAŞ’A TEPKİ: HALA O KOLTUKTA NE YÜZLE OTURUYORSUN?
Son günlerde gerçekleştirilen adli yıl açılışına Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın katılımını laiklik üzerinden eleştiren Başkan Yücel, “Din adamlığı ayrı bir şeydir. Vatanseverlik, dürüstlük, namus ve ahlak ayrı bir şeydir. Geçtiğimiz günlerde Adli yıl açılışı, Anayasa’ya ve devlet geleneklerine aykırı bir şekilde Diyanet İşleri Başkanının katılımıyla gerçekleşmiştir. Anayasamızın 2. Maddesi derki ‘Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.’ Laiklik, en basit tanımıyla din işlerinin devlet işlerine etki etmemesi, ettirilmemesidir. Evet adli yıl açılışı, Anayasaya aykırı bir şekilde Diyanet işleri Başkanının katılımıyla gerçekleştirildi. Buna tepki gösterenlere Diyanet İşleri Başkanı da, büyük bir pişkinlikle ‘İnanç siyasete, adalete, yargıya yansımasın istiyorlar’ şeklinde cevap verdi. Sen Laiklik nedir biliyor musun? Senin işgal ettiğin makam ve kurum Laikliği güvence altına almak için kuruldu bilmiyor musun? Hala o koltukta nasıl ve ne yüzle oturuyorsun? Biz dine, inançlara, duaya karşı değiliz. Bizim karşı olduğumuz dini siyasete alet eden din bezirganları, siyaset bezirganları, siyasi zübüklerdir. Onlara izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.İZMİR MARŞI SANSÜRÜNE SERT TEPKİ
A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın Avrupa Şampiyonası’ndaki görüntülere uygulanan sansüre de değinen Başkan Yücel, sansürden merkezi iktidarın sorumlu olduğunu ifade etti ve şunları söyledi; “Bir süredir Olimpiyatlarda sporcularımızın ve kadın voleybol takımımızın başarılarıyla gururlanıyoruz. Geçtiğimiz hafta Filenin Sultanları Polonya’yı yenerek yarı finale çıkmanın mutluluğuyla, büyük bir coşkuyla, büyük bir heyecanla İzmir marşını söylüyorlar. Devletin kanalı, devletin televizyonu “Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa” çığlıklarına sansür uyguluyor. Aynı TRT işlerine geldiğinde hain PKK terör örgütünün yöneticilerini ekrana çıkarıyor, terörist başının mektubunu televizyon ekranlarında yayınlıyor. Ata’mıza yapılan bu büyük saygısızlıktan, o kurumun başındaki kişi kadar, onu hala orada oturtan siyasi irade de sorumludur. İzmirliler ve CHP'nin kurucu kadroları, Kurtuluş Savaşını başlatan ve bitirenler olarak, başladıkları işi asla yarım bırakmamışlardır. O yüzden Millet açlıktan ve işsizlikten kırılırken, 3’er 5’er maaş alan, milletin rızkını yandaşlara dağıtan, yangın söndürme uçağımız olmadığı için ormanlarımız yanarken kendilerine özel uçak filosu kuran, anayasayı yok sayan, Mustafa Kemal Atatürk’e sansür uygulayan bu iktidara son verip; Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde halkın iktidarını, milletin iktidarını kuracağız. Cumhuriyetin 2. yüzyılında Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandıracağız.”
Yüz yıllarca farklı etnik kökenlere ve dinlere mensup insanların bir arada yaşadığı İzmir’de, mevcut iktidarın İzmir’i ötekileştirdiğini belirtti. Yücel, “İzmir’e hizmet getirmemek, İzmir’e yatırım yapmamak, İzmir’in bu ülkeye yaptığı katkıyı yok saymak uzun yıllardır merkezi hükümetin İzmir’i cezalandırma yöntemi olmuştur. Aslında bu tavrın sebebini biz çok iyi biliyoruz. İzmir’e şaşı bakmalarının, akılları sıra İzmir’i cezalandırdıklarını zannetmelerinin en büyük sebebi, İzmir’in Mustafa Kemal Atatürk’ten, Cumhuriyet’ten ve Cumhuriyet değerlerinden taviz vermeyen dik duruşudur. Bir süredir cumhuriyet ve cumhuriyet değerlerine yapılan saldırılar artmış durumda. Bu yeni bir şey değil. Cumhuriyet’in ilk yıllarından başlayan ve günümüze kadar, Cumhuriyet ve Cumhuriyet Değerleriyle, Atatürk İlke ve Devrimleriyle hesaplaşmak isteyen yapılar olmuştur. Bunlar dönem dönem devletin kurumlarına sızmış, devleti ele geçirmeye çalışmış, hatta fırsatını bulduklarında darbe yapmaya çalışmışlardır” diye konuştu.
ALİ ERBAŞ’A TEPKİ: HALA O KOLTUKTA NE YÜZLE OTURUYORSUN?
Son günlerde gerçekleştirilen adli yıl açılışına Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın katılımını laiklik üzerinden eleştiren Başkan Yücel, “Din adamlığı ayrı bir şeydir. Vatanseverlik, dürüstlük, namus ve ahlak ayrı bir şeydir. Geçtiğimiz günlerde Adli yıl açılışı, Anayasa’ya ve devlet geleneklerine aykırı bir şekilde Diyanet İşleri Başkanının katılımıyla gerçekleşmiştir. Anayasamızın 2. Maddesi derki ‘Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.’ Laiklik, en basit tanımıyla din işlerinin devlet işlerine etki etmemesi, ettirilmemesidir. Evet adli yıl açılışı, Anayasaya aykırı bir şekilde Diyanet işleri Başkanının katılımıyla gerçekleştirildi. Buna tepki gösterenlere Diyanet İşleri Başkanı da, büyük bir pişkinlikle ‘İnanç siyasete, adalete, yargıya yansımasın istiyorlar’ şeklinde cevap verdi. Sen Laiklik nedir biliyor musun? Senin işgal ettiğin makam ve kurum Laikliği güvence altına almak için kuruldu bilmiyor musun? Hala o koltukta nasıl ve ne yüzle oturuyorsun? Biz dine, inançlara, duaya karşı değiliz. Bizim karşı olduğumuz dini siyasete alet eden din bezirganları, siyaset bezirganları, siyasi zübüklerdir. Onlara izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.İZMİR MARŞI SANSÜRÜNE SERT TEPKİ
A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın Avrupa Şampiyonası’ndaki görüntülere uygulanan sansüre de değinen Başkan Yücel, sansürden merkezi iktidarın sorumlu olduğunu ifade etti ve şunları söyledi; “Bir süredir Olimpiyatlarda sporcularımızın ve kadın voleybol takımımızın başarılarıyla gururlanıyoruz. Geçtiğimiz hafta Filenin Sultanları Polonya’yı yenerek yarı finale çıkmanın mutluluğuyla, büyük bir coşkuyla, büyük bir heyecanla İzmir marşını söylüyorlar. Devletin kanalı, devletin televizyonu “Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa” çığlıklarına sansür uyguluyor. Aynı TRT işlerine geldiğinde hain PKK terör örgütünün yöneticilerini ekrana çıkarıyor, terörist başının mektubunu televizyon ekranlarında yayınlıyor. Ata’mıza yapılan bu büyük saygısızlıktan, o kurumun başındaki kişi kadar, onu hala orada oturtan siyasi irade de sorumludur. İzmirliler ve CHP'nin kurucu kadroları, Kurtuluş Savaşını başlatan ve bitirenler olarak, başladıkları işi asla yarım bırakmamışlardır. O yüzden Millet açlıktan ve işsizlikten kırılırken, 3’er 5’er maaş alan, milletin rızkını yandaşlara dağıtan, yangın söndürme uçağımız olmadığı için ormanlarımız yanarken kendilerine özel uçak filosu kuran, anayasayı yok sayan, Mustafa Kemal Atatürk’e sansür uygulayan bu iktidara son verip; Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde halkın iktidarını, milletin iktidarını kuracağız. Cumhuriyetin 2. yüzyılında Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandıracağız.”