Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri sonrası CHP içinde tartışmalar devam ediyor. CHP İzmir’de partinin eski il Sekreteri Merih Şan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarla dikkat çekti. Şan, açıklamalarında parti politikalarını ve kadrolarını sert bir dille eleştirdi.
Şan şu açıklamalarda bulundu: “Temel mesele Recep beyin tekrar seçilmesi değil Kemal Kılıçdaroğlu seçilseydi iktisadi politikaları CHP’nin kamucu politikası mı olacaktı yoksa Babacanın neo liberal politikası mı olacaktı? Ya da dış politikada CHP’nin yurtta sulh cihanda sulh politikasını olacaktı ya da Kemal Kılıçdaroğlu’nun NATO demokrasi getirecek, Ukrayna’nın yanında olmalıyız politikası mı olacaktı. Özü zaten CHP’nin kendi Atatürk’ün koyduğu sistem olmayacaktı. İnanın bu secimin kaybı bu değil kayıp daha onarılması zor yerde. Sorun CHP’nin dürüst ülkesini seven Atatürkçü seçmenle mezhepçi hırsız neo liberal parti içi iktidarı elinde tutan yönetimle kopan gönül bağında. Geri dönüp baktığımda İzmir milletvekillerinde belki biri içime siniyor. Büyükşehir Belediye Başkanlarına baktığımda içime sinen yok. İl başkanını tanıyan yok. Bu parti benim ömrümü verdiğim partimi. Son secim sürecine baktığımda benim bölgemde yerel secimde Belediye Başkanı FETÖ’den içeride idi. Bu genel secimde birinci sıra adayı da FETÖ’cüydü.”
CHP’Yİ KENDİ PARTİMİZ OLARAK GÖREMİYORUZ…
“Sürece baktığımda bunca yıl birlikte yol yürüdüğüm arkadaşların yine bizden kopan inceye yaptıklarını görünce Baykal’a yapılanlar aklıma geldi. O zamanda FETÖ işin içindeydi inceye yapılanlarda da FETÖ işin içinde tek farkı bugün FÖTÖ, CHP yönetiminde birlikte bu tezgâhı kurdular. Peki, yol arkadaşlarımız ne yaptılar. Bir kişide kalkıp arkadaşlar bu bize yakışmaz biz Atatürk’ün partisiyiz böyle kumpas kurmayız demedi. Tabi ki o gün ses çıkarmazsan bugün Fatih Altaylı’nın benzetmesine ses çıkarmazdın. Hatta atamım makamında oturan cumhurbaşkanı meclise girdiğinde ayağa kalkmazsın. Unutmayın bizi temsil eden uğuna binlerce şehit verdiğimiz Türk bayrağı bir tek kişi önünde eğilir oda cumhurbaşkanıdır. Sevelim sevmeyelim kişi artık seçilmiş cumhurbaşkanıdır. İşte mesele burada CHP üyeleri ile CHP’nin yönetimi arasındaki kopuş burada yaşanıyor. CHP’yi kendi partimiz olarak göremiyoruz, zaten onlarda bizden gibi davranmıyorlar. Bakın Erdoğan Toprak, Anayasanın değiştirilmesi için önerilere açığız diyor. 15 gün önce Ümit Özdağ hakaret eder gibi kurucu partinin başkanına ilk 4 maddenin değiştirilmeyeceğine dair kağıt imzalatmıştı, haksız mıymış… Artık biz bu CHP yöneticilerinin CHP ideolojisiyle bağının kalmadığını rahat söyleyebiliriz.”
Şan şu açıklamalarda bulundu: “Temel mesele Recep beyin tekrar seçilmesi değil Kemal Kılıçdaroğlu seçilseydi iktisadi politikaları CHP’nin kamucu politikası mı olacaktı yoksa Babacanın neo liberal politikası mı olacaktı? Ya da dış politikada CHP’nin yurtta sulh cihanda sulh politikasını olacaktı ya da Kemal Kılıçdaroğlu’nun NATO demokrasi getirecek, Ukrayna’nın yanında olmalıyız politikası mı olacaktı. Özü zaten CHP’nin kendi Atatürk’ün koyduğu sistem olmayacaktı. İnanın bu secimin kaybı bu değil kayıp daha onarılması zor yerde. Sorun CHP’nin dürüst ülkesini seven Atatürkçü seçmenle mezhepçi hırsız neo liberal parti içi iktidarı elinde tutan yönetimle kopan gönül bağında. Geri dönüp baktığımda İzmir milletvekillerinde belki biri içime siniyor. Büyükşehir Belediye Başkanlarına baktığımda içime sinen yok. İl başkanını tanıyan yok. Bu parti benim ömrümü verdiğim partimi. Son secim sürecine baktığımda benim bölgemde yerel secimde Belediye Başkanı FETÖ’den içeride idi. Bu genel secimde birinci sıra adayı da FETÖ’cüydü.”
CHP’Yİ KENDİ PARTİMİZ OLARAK GÖREMİYORUZ…
“Sürece baktığımda bunca yıl birlikte yol yürüdüğüm arkadaşların yine bizden kopan inceye yaptıklarını görünce Baykal’a yapılanlar aklıma geldi. O zamanda FETÖ işin içindeydi inceye yapılanlarda da FETÖ işin içinde tek farkı bugün FÖTÖ, CHP yönetiminde birlikte bu tezgâhı kurdular. Peki, yol arkadaşlarımız ne yaptılar. Bir kişide kalkıp arkadaşlar bu bize yakışmaz biz Atatürk’ün partisiyiz böyle kumpas kurmayız demedi. Tabi ki o gün ses çıkarmazsan bugün Fatih Altaylı’nın benzetmesine ses çıkarmazdın. Hatta atamım makamında oturan cumhurbaşkanı meclise girdiğinde ayağa kalkmazsın. Unutmayın bizi temsil eden uğuna binlerce şehit verdiğimiz Türk bayrağı bir tek kişi önünde eğilir oda cumhurbaşkanıdır. Sevelim sevmeyelim kişi artık seçilmiş cumhurbaşkanıdır. İşte mesele burada CHP üyeleri ile CHP’nin yönetimi arasındaki kopuş burada yaşanıyor. CHP’yi kendi partimiz olarak göremiyoruz, zaten onlarda bizden gibi davranmıyorlar. Bakın Erdoğan Toprak, Anayasanın değiştirilmesi için önerilere açığız diyor. 15 gün önce Ümit Özdağ hakaret eder gibi kurucu partinin başkanına ilk 4 maddenin değiştirilmeyeceğine dair kağıt imzalatmıştı, haksız mıymış… Artık biz bu CHP yöneticilerinin CHP ideolojisiyle bağının kalmadığını rahat söyleyebiliriz.”