Ege’ye Bakış- İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin, İzmir Baro binasında gerçekleştirilen basın açıklamasına İzmir Mimarlar Odası Şube Başkanı Dr. İlker Kahraman, İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, KESK Dönem Sözcüsü Necip Vardal ve Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcileri de katıldı. Devletlerin insanların yaşam haklarını korumakla mükellef olduklarına değinen Baro Başkanı Özkan Yücel, “Ayrımcı uygulamalardan bir an önce vazgeçilmelidir. İstediğimiz ve talep ettiğimiz tek bir şey var. O da mevzuatta olan hakların kanuna ve insan haklarına uygun bir şekilde uygulanmasıdır. Hasta mahpusları raporlara rağmen cezaevlerinde tutulmaya devam edilmesinden vazgeçilmesini istiyoruz. Suç ve ceza ayrımı yapmaksızın hastaların doktor raporlarıyla sabit olmasına rağmen mevzuata aykırı şekilde cezaevinde tutulup görmezden gelinmesi hatasından dönülmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Tutuklu ve hükümlülerin anayasal ve evrensel hakları ihlal ediliyor
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını okuyan KESK Dönem Sözcüsü Necip Vardal, "Ülkede her dönemde olduğu gibi bu dönemde de ve her alanda olduğu gibi mahpushanelerde de tutuklu ve hükümlülerin anayasal ve evrensel hakları ihlal edilmektedir. Güncel ve yıllardır süre gelen sorunlar yeni yasal düzenlemelerle derinleşmekte ve kalıtsal hale getirilmek istenmektedir. Pandemi nedeniyle getirilen geçici uygulamalar, pandemi koşulları bitmesine rağmen devam etmektedir. Hasta mahpuslar başta olmak üzere siyasi yahut adli tutuklu ve hükümlülerden insan hakları derneklerine ve barolara gönderilen şikâyetlerde ciddi derecede hak ihlalleri yapıldığı görülmektedir. Avukatlara dahi baskı yapılarak ihlallerin açığa çıkması engellenmek istenmektedir. Yasal düzenlemeler yetersiz ve ayrımcılık yasağı gözetilmeden hazırlanmaktadır. Son dönemlerde yaşlı ve hasta mahpus ölümlerinin arttığı herkes tarafından bilinmektedir. Yasal düzenlemeler dahi göz ardı edilerek hamile kadınlar ve çocuklu kadınlar tutuklanmakta ya da infaz erteleme talepleri yetersiz ve gerekçesiz sebeplerle reddedilmektedir” ifadelerini kullandı.
Ayrımcı uygulamalar son bulsun!
Ölüme terk edilen yüzlerce mahpus bulunduğunu belirten Vardal, “Engelli mahpuslar veya ağır hastalığı bulunan mahpuslar hakkında adli tıp kurumu tarafından "cezaevinde kalamaz" şeklinde raporlar verilmesine rağmen savcılıklar tarafından "kamu düzeni için tehlikeli olduğu " iddiasıyla akıl ve mantık dışı gerekçelerle talepleri reddedilmektedir. Doktora erişim hakkı kısıtlanmakta ve ilaçlar ya hiç ya da geç verilmektedir. Ölüme terk edilen yüzlerce mahpus bulunmaktadır. Mahpuslar arasında ayrımcı uygulamalar yapılmaktadır. Görüntülü görüşme hakkı adli mahpuslara verilirken siyasi mahpuslara verilmemektedir. İnfaz yasasında yapılan lehe değişiklikler her mahpusa eşit şekilde uygulanmamaktadır. Denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme talepleri gerekçesiz nedenlerle reddedilmektedir. Her cezaevinin kendine göre uygulaması bulunmakta ve bu uygulamalarında yasal dayanağı bulunmamaktadır” dedi.
“Mahpusların sesi olacağız!”
Çıplak arama uygulaması normalleştirilmekte ve mahpuslar kurumlar tarafından keyfi olarak buna maruz bırakıldığını belirten Vardal, “İşkence vakaları artmakta ve takipsizlik kararları ile kamu görevlileri korunmaktadır. Cezaevi koşulları insan onuruna yaraşır şekilde değildir. Koğuşlarda mevcut kapasitenin 2 hatta 3 katı mahpus bulunmakta, yemekler az verilmekte ve sıcak su ile ısınmada da yetersizlikler bulunmaktadır. Mahpuslar tarafından verilen dilekçeler yok edilmekte ve ispat yükü de mahpuslara yüklenmektedir. Bireysel başvuru formları dahi verilmemektedir. İhlaller tekil olarak kalmamakta silsile halinde ve sistematik bir şekilde toplu olarak gerçekleşmektedir. Dergi, gazete ve kitap sınırlamaları ile psikolojik işkence yapılmaktadır. Tüm ihlallere ve baskılara rağmen mücadeleye devam edileceği ve mahpusların sesi olacağımızı kamuoyuna bildiririz” diye konuştu.
Tutuklu ve hükümlülerin anayasal ve evrensel hakları ihlal ediliyor
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını okuyan KESK Dönem Sözcüsü Necip Vardal, "Ülkede her dönemde olduğu gibi bu dönemde de ve her alanda olduğu gibi mahpushanelerde de tutuklu ve hükümlülerin anayasal ve evrensel hakları ihlal edilmektedir. Güncel ve yıllardır süre gelen sorunlar yeni yasal düzenlemelerle derinleşmekte ve kalıtsal hale getirilmek istenmektedir. Pandemi nedeniyle getirilen geçici uygulamalar, pandemi koşulları bitmesine rağmen devam etmektedir. Hasta mahpuslar başta olmak üzere siyasi yahut adli tutuklu ve hükümlülerden insan hakları derneklerine ve barolara gönderilen şikâyetlerde ciddi derecede hak ihlalleri yapıldığı görülmektedir. Avukatlara dahi baskı yapılarak ihlallerin açığa çıkması engellenmek istenmektedir. Yasal düzenlemeler yetersiz ve ayrımcılık yasağı gözetilmeden hazırlanmaktadır. Son dönemlerde yaşlı ve hasta mahpus ölümlerinin arttığı herkes tarafından bilinmektedir. Yasal düzenlemeler dahi göz ardı edilerek hamile kadınlar ve çocuklu kadınlar tutuklanmakta ya da infaz erteleme talepleri yetersiz ve gerekçesiz sebeplerle reddedilmektedir” ifadelerini kullandı.
Ayrımcı uygulamalar son bulsun!
Ölüme terk edilen yüzlerce mahpus bulunduğunu belirten Vardal, “Engelli mahpuslar veya ağır hastalığı bulunan mahpuslar hakkında adli tıp kurumu tarafından "cezaevinde kalamaz" şeklinde raporlar verilmesine rağmen savcılıklar tarafından "kamu düzeni için tehlikeli olduğu " iddiasıyla akıl ve mantık dışı gerekçelerle talepleri reddedilmektedir. Doktora erişim hakkı kısıtlanmakta ve ilaçlar ya hiç ya da geç verilmektedir. Ölüme terk edilen yüzlerce mahpus bulunmaktadır. Mahpuslar arasında ayrımcı uygulamalar yapılmaktadır. Görüntülü görüşme hakkı adli mahpuslara verilirken siyasi mahpuslara verilmemektedir. İnfaz yasasında yapılan lehe değişiklikler her mahpusa eşit şekilde uygulanmamaktadır. Denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme talepleri gerekçesiz nedenlerle reddedilmektedir. Her cezaevinin kendine göre uygulaması bulunmakta ve bu uygulamalarında yasal dayanağı bulunmamaktadır” dedi.
“Mahpusların sesi olacağız!”
Çıplak arama uygulaması normalleştirilmekte ve mahpuslar kurumlar tarafından keyfi olarak buna maruz bırakıldığını belirten Vardal, “İşkence vakaları artmakta ve takipsizlik kararları ile kamu görevlileri korunmaktadır. Cezaevi koşulları insan onuruna yaraşır şekilde değildir. Koğuşlarda mevcut kapasitenin 2 hatta 3 katı mahpus bulunmakta, yemekler az verilmekte ve sıcak su ile ısınmada da yetersizlikler bulunmaktadır. Mahpuslar tarafından verilen dilekçeler yok edilmekte ve ispat yükü de mahpuslara yüklenmektedir. Bireysel başvuru formları dahi verilmemektedir. İhlaller tekil olarak kalmamakta silsile halinde ve sistematik bir şekilde toplu olarak gerçekleşmektedir. Dergi, gazete ve kitap sınırlamaları ile psikolojik işkence yapılmaktadır. Tüm ihlallere ve baskılara rağmen mücadeleye devam edileceği ve mahpusların sesi olacağımızı kamuoyuna bildiririz” diye konuştu.