İzmir’de konuşan Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, “Milletimizle birlik ve beraberliğimizin muhafazası hususunda basın çok değerli bir platformdur. Bunun en canlı ve en somut örneklerinden birini 15 Temmuz hain darbe kalkışması esnasında yaşadık ve gördük” dedi.
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, İzmir’de yerel medya temsilcileri ve Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) İl Müdürleri ile buluşma başta olmak üzere bir dizi ziyaret için İzmir’e geldi. Çavuşoğlu, yoğun İzmir programına sabah saatlerinde Kaya İzmir Termal Otel’deki BYEGM İl Müdürleri ile yapılan toplantı ile başladı. Büyük bölümü basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantıya; BYEGM Genel Müdürü Mehmet Akarca, BYEGM Genel Müdür Yardımcısı Ekrem Okutan, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Başbakan Yardımcısı Basın Müşaviri Yakup Halit Bulut ve il müdürleri katıldı.
Kentin nabzını yerel tutar
Ulusal basın ile yerel basın arasında büyük farkların olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, “Bugün ulusal basınla yerel basın arasında çok büyük fark var. Ancak kendi şehirlerinde medya devlerini geride bırakan yerel gazetelerin olduğu yıllar çok geride değildir. Bunu tekrar sağlamak önemli. Tekirdağ’ı ya da Artvin’i, Sinop’u yahut Antalya’yı İstanbul’dan değerlendirmek doğru değildir. Yerel basının vatandaşlarımıza olan yakınlığı, insanımızın nabzını tutmakta, fikrini bilmekte, değerlendirmelerini almakta her zaman daha sağlıklı sonuç sunacaktır. Kurum olarak Genel Müdürlüğümüzün medyayı desteklemek, güçlü ve etkili bir medya yaratmak gibi bir vazifesi var. Bunu temelden başlayarak yani yerel medyadan başlayarak gerçekleştirmek doğru olacaktır diye düşünüyorum. Zira bağımsız ve güçlü medya için denge önemli bir husustur. Ulusal ile yerel arasındaki denge tesis edilmelidir. Bu hususu çalışmalarınızda göz önünde bulundurmanızı yine sizlerden rica ediyorum” dedi.
“Kendinizi geliştirin”
Çavuşoğlu, “İletişim kanallarının çeşitliliği çok arttı. İletişim dediğimiz olgunun içeriği bile 10-20 yıl öncesinden farklı artık. Kullanılan dil farklı, söylemler farklı, anlayış farklı. Dünün bilgisiyle bugünün analizini yapmak, medya söz konusu olduğunda gittikçe daha zor hale geliyor. Bilgiyi güncellemek, ayak uydurmak zorundayız. Bizler kurumlarımızı geleceğe bu bilinçle hazırlamak için çaba harcıyoruz. Sizlerinde görevlerinizi yerine getirirken bu gerçeğe göre hareket etmenizi bekliyoruz. Çağın gereklerine göre kendini yenileyemeyen dünde kalıp yiter gider. Bu tartışmasız gerçektir. Sizlerin kendi alanınızdaki gelişmeleri yakından takip etmeniz, kendinizi ve ekip arkadaşlarınızı bilgi ve donanım olarak güncel tutmanız başarının bir diğer anahtarı olacaktır diye düşünüyorum” dedi.
“Gayret göstermeye devam edeceğiz”
Toplantının açılış konuşmasını yapan BYEGM Genel Müdürü Mehmet Akarca, “21’nci asır başladığında Türkiye’nin gündemindeki ekonomik krizleri artık yavaş yavaş terk etmeye başladı. Türkiye, artık ihracatı çok gelişmiş ve demokratikleşme anlamında güçlü bir ülke haline geldi. Bunu sezerek bundan rahatsızlık tedirginlik duymaya başlayanlar ise algı operasyonlarına başladılar. Gezi olayları, 17-25 Aralık, MİT Tırları davaları gibi… Ama Türkiye bunları aşmayı başardı. 2016 yılının 15 Temmuz’unda hain darbe girişimi ile karşı karşıya geldik. Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ile halk sokaklara döküldü ve darbe girişimi püskürtüldü. Fakat Türkiye’nin yeni bir düzene geçme ve tüm kurumlarını gözden geçirmesi hasıl oldu. Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğümüz de bu gelişmeye ayak uydurarak birçok konuda yeni atılımlara girişti. Bu dönemde yaklaşık 340 yabancı gazeteci Türkiye’ye geldi ve bizim kurum olarak etkinliğimize katıldılar. Dönerlerken çoğu fikirlerinin tamamen değiştiğini ifade ettiler. Bunu dile getiren yazılar kaleme aldılar. Son zamanlarda 15 Temmuz’dan yurtdışında kontrollü darbe şeklinde telaffuz edilmediğini görmek bizi sevindiriyor. Elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz” dedi. İzmir Valisi Erol Ayyıldız ise, böylesine anlamlı bir toplantının İzmir’de düzenlemesinden dolayı duyduğu mutluluğu dile getirdi.
İzmir’e yapılan yatırımları saydı
Toplantıda yaptığı konuşmada hükümet tarafından İzmir’e yapılan yatırımlar hakkında bilgi veren Çavuşoğlu, “Hükümetimizin İzmir’e verdiği önem, İzmirlilere hizmet olarak sürmektedir. Son 15 yılda İzmir’e toplam 45 milyar liraya yakın kamu yatırımı yaptık.10 bin adet yeni derslik inşa ettik. İzmir’e 3 yeni devlet üniversitesi kurduk. Sağlık alanında yatırımlarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. İzmir’de hayata geçirdiğimiz kentsel dönüşümle İzmir’e tam 15 bin konut inşa edip, sahiplerine teslim ettik. Son 15 yılda İzmir’in ulaşım altyapısına 8 milyar liradan fazla yatırım yaptık. Ayrıca İzmir’e 350 kilometre bölünmüş yol yaptık. Toplamda 433 kilometre uzunluğunda, içinde Osman Gazi Köprüsü’nün de bulunduğu İstanbul–İzmir otoyolu projesinin yapımı devam ediyor. Otoyolun tamamlanması sözleşmeye göre 2020 yılı fakat bu yılın Aralık ayına inşallah yetişecek. 8,5 milyar lira maliyeti olan İzmir- Ankara yüksek hızlı tren projemizin yapım çalışmaları devam ediyor. Hedefimiz Ankara- İzmir yükse hızlı tren hattını 2020 yılında tamamlanmaktır. Yapımına 2011 yılında başladığımız Sabuncubeli Tünelinde ışığı gördük, sona doğru yaklaşıyoruz. İzmir’e kuzey aksından gelen trafiği, kent içine girmeden İzmir Körfezi güney aksına ulaşımı sağlayacak İzmir Körfez Geçişi projemizin projeleriyle ilgili çalışmalar sürüyor. Yaklaşık 12,6 kilometre uzunluğunda planlanan İzmir Körfez Geçişi projesinin 6,9 kilometresi deniz geçişi...” dedi.
“Beraber yürüyecek çok yolumuz var”
Toplantı vesilesiyle İzmirlilere seslenen Çavuşoğlu, şunları söyledi: “Sevgili İzmirliler birlik ve beraberliğimizin halel görmemesi için, tek vücut olarak yola devam etmek için en üst seviyede hassas olduğumuzu unutmasınlar. Birliğimiz, dirliğimiz zarar görürse, kardeşliğimize halel gelirse ne gittiğimiz yolların ne vardığımız neticelerin anlamı kalmaz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın milletimize hitabında dilinden düşürmediği bir dize var: ‘Beraber yürüdük biz bu yollarda beraber ıslandık yağan yağmurda şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey sizi hatırlatıyor.’ Bizim milletimizle beraber yürüyecek çok yollarımız var. Bizler milletimize hizmete aşığız. Bu aşkın gereği neyse o minvalde kararlı bir şekilde ilerlemeye devam edeceğiz.”
15 Temmuz’da medyanın rolü
Konuşmasının devamında il müdürlerine, “Sizler Türkiye’nin medya üzerindeki gözü ve kulağısınız” diyen Çavuşoğlu, “Doğru ile yalanı, gerçek ile sahteyi ayırmalarında çalışmalarınızla ortaya koyacağınız etki, gerçekçi, güçlü ve yükselen Türkiye algısını yaymakta büyük fayda sağlayacaktır. Türkiye hakkında Türkiye düşmanı belli odaklar tarafından dışarıda üretilen negatif söylemlerle mücadele etmekte hamdolsun başarı sağlıyoruz. Daha da başarılı olacağız inşallah. Biz doğruyu, gerçeği etkili savunur ve ön planda tutmayı başarırsak, onları kendi oyunlarında alt etmek daha kolay olacaktır. Milletimizle birlik ve beraberliğimizin muhafazası hususunda basın çok değerli bir platformdur. Bunun en canlı ve en somut örneklerinden birini 15 Temmuz hain darbe kalkışması esnasında yaşadık ve gördük. Medyamız, 15 Temmuz 2016 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın meydanlara davetini milletimize ulaştırarak bağımsız ve milli bir tavır sergilemiş, güçlü bir milli iradeden ve demokrasiden yana net tavır koymuştur. Aziz milletimizin yazdığı 15 Temmuz destanı, güçlü demokrasiden yana tavır koyan medya unsuru sayesinde tüm dünyaya en güzel şekilde aktarılabilmiştir” ifadelerini kullandı.
Yerel basının önemine vurgu
Bugün ulusal basınla yerel basın arasında çok büyük fark var olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, son olarak şunları kaydetti: “Ancak kendi şehirlerinde medya devlerini geride bırakan yerel gazetelerin olduğu yıllar çok geride değildir. Bunu tekrar sağlamak önemli… Tekirdağ’ı ya da Artvin’i, Sinop’u yahut Antalya’yı İstanbul’dan değerlendirmek doğru değildir. Yerel basının vatandaşlarımıza olan yakınlığı, insanımızın nabzını tutmakta, fikrini bilmekte, değerlendirmelerini almakta her zaman daha sağlıklı sonuç sunacaktır. Kurum olarak Genel Müdürlüğümüzün medyayı desteklemek, güçlü ve etkili bir medya yaratmak gibi bir vazifesi var. Bunu temelden başlayarak yani yerel medyadan başlayarak gerçekleştirmek doğru olacaktır diye düşünüyorum. Zira bağımsız ve güçlü medya için denge önemli bir husustur. Ulusal ile yerel arasındaki denge tesis edilmelidir. Bu hususu çalışmalarınızda göz önünde bulundurmanızı yine sizlerden rica ediyorum.”