Berivan Kaya/Ege’ye Bakış- Türk Mimarlar Odası İzmir Şubesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait ana hizmet binasının yıkılmasına yönelik basın açıklaması gerçekleştirdi. TMMOB İzmir binasında gerçekleştirilen açıklamayı TMMOB Mimarlar Odası adına Mimarlar Odası Başkanı İlker Kahraman okudu. Başkan Kahraman yıkımı gerçekleştirilen Hizmet Binası’nın hem İzmir’in kent belleği hem de modern mimarlık mirası tarihi açısından çok önemli bir yapı olduğuna dikkat çekerek, “Kültür mirası olarak gördüğümüz bu binanın yıkım kararını hatalı bir karar olarak görüyoruz. Süreç içerisinde büyükşehir belediyesi yetkilileri ile pek çok toplantı yapılmış, hizmet binası belediye yetkilileri ile beraber incelenmiş ve eleştiriler sunulmuştur. Ayrıca altı kez basın açıklaması yapılmış ve büyükşehir belediyesine yapılan hatadan dönülmesi için öneriler getirilmiştir” ifadelerini kullandı.
Raporda 309 kez geçen ‘Güçlendirme’ kelimesi
İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü tarafından hazırlanan rapordan bahseden İlker Kahraman, “Bu raporda “güçlendirme “kelimesi 309 kez geçmektedir. Raporda güçlendirme yapılamaz denmemektedir. Maliyet gibi sebeplerle güçlendirme önerilmemektedir” ifadeleri yer aldı.
Yargıya taşındı!
İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü'ne başvuru yapıldığına dikkat çeken Kahraman, “Kurul ‘korunması’ gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmesinin uygun olmadığı yönünde bir karar almıştır ve şubemiz kararı hakkında yüksek kurula itirazda bulunulmuştur. Yüksek kuruldan gelen uzmanlar 6 Aralık 2021 tarihinde binayı ziyaret etmişlerdir. Ne yazıktır ki yüksek kurul da 1’nolu koruma kurulunun kararını bozmamıştır. Bunun üzerine şubemiz kararı yargıya taşıma kararı almıştır” ifadelerini kullandı.
Yerine ne yapılacak?
Bina hakkında karar almak için Büyükşehir tarafından kurulan danışma kuruluna Mimarlar Odasından kimsenin dahil edilmemesine tepki gösteren Kahraman, “Bina hakkında nihai kararı danışma kurulu kararına göre vereceğini söyleyen büyükşehir belediyesi yetkilileri, danışma kurulunun yıkım karşıtı görüşlerine rağmen binayı yıkmaya karar vermiştir. On bir kişilik meslektaşlarımızın değerli vaktinin çalınmasına tepkimiz sürmektedir. Kaldı ki, bina yıkıldıktan sonra yerine ne yapılacağına karar verilmeden bu şekilde bir yaklaşım çok yanlıştır” dedi.
“Yapısal Boşluğun Kent ile Diayaloğu “ isimli ulusal Mimari tasarım yarışmasından bahseden Başkan Kahraman, “Mimarlık öğrencilerine yönelik olan bir yarışmaya Türkiye’nin farklı illerinden pek çok proje katılmış ve çok değerli öneriler ortaya konmuştur. Bu yaklaşımların görülmesi ve fikir alınması amacı ile büyükşehir belediyesi yetkilileri şubemize davet edilmiştir ancak ne yazık ki bir ziyaret gerçekleşmemiştir” dedi.
Arsa hazine arazisidir!
Bina yıkıldıktan sonra kıyı kenar çizgisi sebebi ile bu büyüklükte bir bina yapmak mümkün olmayacağını belirten Kahraman, “Kaldı ki arsa hazine arazisidir ve merkezi hükümetten izin alınmadan herhangi bir inşai faaliyet yapılamaz. Binanın olduğu yere iki kat bodrum yaparak otopark elde etme isteği vardır. Bilinmelidir ki bu otoparkı yapmak binayı güçlendirmekten çok çok daha maliyetli olacaktır. Binanın altında yüzlerde kazık vardır. Bu kazıkları çıkartmak ciddi bir mühendislik gerektirecektir. Kazıkları çıkartmak için harcanacak bedelin ne olacağının kamuoyu ile paylaşılması durumunda güçlendirme maliyeti ile arasında ciddi fark olacağı görülecektir” ifadelerini kullandı.
Öte yandan yıkım gerçekleştirildikten sonra yeniden yapım maliyetler sebebiyle ikinci bir Basmane çukuru vakası yaşanma ihtimalinin olduğunun altı çizildi.
Raporda 309 kez geçen ‘Güçlendirme’ kelimesi
İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü tarafından hazırlanan rapordan bahseden İlker Kahraman, “Bu raporda “güçlendirme “kelimesi 309 kez geçmektedir. Raporda güçlendirme yapılamaz denmemektedir. Maliyet gibi sebeplerle güçlendirme önerilmemektedir” ifadeleri yer aldı.
Yargıya taşındı!
İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü'ne başvuru yapıldığına dikkat çeken Kahraman, “Kurul ‘korunması’ gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmesinin uygun olmadığı yönünde bir karar almıştır ve şubemiz kararı hakkında yüksek kurula itirazda bulunulmuştur. Yüksek kuruldan gelen uzmanlar 6 Aralık 2021 tarihinde binayı ziyaret etmişlerdir. Ne yazıktır ki yüksek kurul da 1’nolu koruma kurulunun kararını bozmamıştır. Bunun üzerine şubemiz kararı yargıya taşıma kararı almıştır” ifadelerini kullandı.
Yerine ne yapılacak?
Bina hakkında karar almak için Büyükşehir tarafından kurulan danışma kuruluna Mimarlar Odasından kimsenin dahil edilmemesine tepki gösteren Kahraman, “Bina hakkında nihai kararı danışma kurulu kararına göre vereceğini söyleyen büyükşehir belediyesi yetkilileri, danışma kurulunun yıkım karşıtı görüşlerine rağmen binayı yıkmaya karar vermiştir. On bir kişilik meslektaşlarımızın değerli vaktinin çalınmasına tepkimiz sürmektedir. Kaldı ki, bina yıkıldıktan sonra yerine ne yapılacağına karar verilmeden bu şekilde bir yaklaşım çok yanlıştır” dedi.
“Yapısal Boşluğun Kent ile Diayaloğu “ isimli ulusal Mimari tasarım yarışmasından bahseden Başkan Kahraman, “Mimarlık öğrencilerine yönelik olan bir yarışmaya Türkiye’nin farklı illerinden pek çok proje katılmış ve çok değerli öneriler ortaya konmuştur. Bu yaklaşımların görülmesi ve fikir alınması amacı ile büyükşehir belediyesi yetkilileri şubemize davet edilmiştir ancak ne yazık ki bir ziyaret gerçekleşmemiştir” dedi.
Arsa hazine arazisidir!
Bina yıkıldıktan sonra kıyı kenar çizgisi sebebi ile bu büyüklükte bir bina yapmak mümkün olmayacağını belirten Kahraman, “Kaldı ki arsa hazine arazisidir ve merkezi hükümetten izin alınmadan herhangi bir inşai faaliyet yapılamaz. Binanın olduğu yere iki kat bodrum yaparak otopark elde etme isteği vardır. Bilinmelidir ki bu otoparkı yapmak binayı güçlendirmekten çok çok daha maliyetli olacaktır. Binanın altında yüzlerde kazık vardır. Bu kazıkları çıkartmak ciddi bir mühendislik gerektirecektir. Kazıkları çıkartmak için harcanacak bedelin ne olacağının kamuoyu ile paylaşılması durumunda güçlendirme maliyeti ile arasında ciddi fark olacağı görülecektir” ifadelerini kullandı.
Öte yandan yıkım gerçekleştirildikten sonra yeniden yapım maliyetler sebebiyle ikinci bir Basmane çukuru vakası yaşanma ihtimalinin olduğunun altı çizildi.