GÜLPERİ TİBİN/ EGE’YE BAKIŞ – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir’in Karşıyaka ilçesinde Yamanlar mevkiinde 15 Ağustos’ta başlayan ve uzun uğraşlar sonucu kontrol altına alınabilen yangınlarla ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kaç hektarlık alanın yandığıyla ilgili konuşan Tugay, “Orman yangınlarına destek olmak için itfaiyelerimizle çabalıyoruz. Ancak 15 Ağustos gündüz saatlerinde sıkça yön değiştiren kuvvetle rüzgarla yangın yerleşim yerlerimizi de etkileri. Dört gün içinde şehrimize itfaiye desteği 249 yangın oldu. Bunların 20’si orman yangını. Bunların en büyüğü de Yamanlar. Bu yangında hesaplarımıza göre 2 bin 966 yani yaklaşık 3 bin hektar alan yandı. Bu dört günde tüm diğer yangınların hepsini topladığımızda yaklaşık 4 bin hektar alanın yandığını belirledik. Bunların bir kısmı orman, bir kısmı maki bir kısmı zeytin ağaçlarının yandığı alanlar.” dedi.
“İTFAİYEMİZ ZORLU BİR MÜCADELE YÜRÜTTÜ”
Tugay, yangınlara müdahale eden yeteri kadar itfaiye personelinin olmadığı yönündeki eleştirilere de değindi.
Yangın sürecinde kimin neye nasıl müdahale ettiğini izlemenin çok zor olduğunu belirten Tugay, “Bu yangınlar boyunca itfaiyenin ne yaptığıyla ilgili net bilgilere ulaşamadı insanlarımızı. Yangınların özellikle çokça aşamada gerçekleşirken o ortamda kimin neye müdahale ettiğini izlemek zor. İtfaiyemizin çok zorlu bir müdahale yürüttüğünü söylemek isterim.” diye konuştu.
Tugay, açıklamasına şu sözlerle devam etti:
“Bizler İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak yangınlara 1577 personelle müdahale ettik. 730’u itfaiye, 324 yangın söndürme aracımızla yangınlara müdahale ettik. Diğer 10 ilimizden de İstanbul, Ankara, Afyon, Çorum, Balıkesir, Bursa, Kütahya, Muğla, Uşak’tan 41 araç ve itfaiye personeli yangına destek oldu.
Bize yardım için araç ve personel gönderen tüm belediyelerimize teşekkür ederim.
Ancak sanırım en büyük teşekkürü bizim itfaiye personelimize etmek gerekir.
Sekiz itfaiye erimiz söndürme çalışmaları sırasında yaralandı. Yangının olduğu her yerde olmaya çalıştılar, oldular. Ancak bazı işyerlerinin, konutların yanmış olmasına rağmen yanmaktan kurtardıkları alanların ne kadar çok olduğunu aslında doğru değerlendiremedik. Bir sürü yerde bizzat gördüm, mesela Karşıyaka’nın Zübeyde Hanım Mahallesi’nde itfaiyemiz çatıya sıçramış bir yangının ilerlemesine engel oldu.
Sanayi sitesindeki yangın tüm dükkanların yanabileceği bir surumdaydı ancak arkadaşlarımızın çalışmaları sonucunda da bunun önüne geçildiğini hatırlatmak isterim. Bayındırda bölgenin tamamı yanabilirdi. Yine itfaiyemiz ve vatandaşlarımızın yoğun çalışmalar engellendi. Burada, İltur Sitesi diye bir site varsa İzmir itfaiyesine borçluyuz. Onların aldığı önlemlerle yangın önlenmiştir. Yangınlar çok ufacık sebeplerden çıkabilir. Bazı vatandaşların gözaltına alındığını biliyoruz. Piknik yaparken ya da anız yakarken bu yangınların çokça çıktığını biliyoruz.” “ELEKTRİK SİSTEMİ PROBLEMİ VAR”
Yangınların çoğunlukla insan eliyle çıktığını belirten Tugay, “Dünyada genelde yangınların yüzde 95’inin insan eliyle çıktığı bilinir. Ancak bizde bir elektrik sistemi problemi de var. Bunu birkaç konuşmada da dile getirdim. Mutlaka dikkate alınması gereken bir konu. Menderes’te çıkan yangının elektrik teli kaynaklı olduğunu bizzat valimiz açıkladı.” açıklamasında bulundu. “BUNLAR İKLİM KRİZİNİN SONUÇLARI”
Tugay, iklim krizine vurgu yaptığı açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Burada vatandaşlarımızın farkında olması gereken şudur, herhangi bir yangın başladıktan sonra nasıl yayıldığına vatandaşlarımız dikkat ederse hızını göreceklerdir. Bunun sebebi kuraklık, iklim değişiklikleri, sık rüzgar. Bunlar iklim krizinin sonuçları, yangınların hızlı çıkması ve yayılması yaşadığımız kuraklıkla ilgili. Bu da tüm vatandaşlarımıza çok daha fazla dikkatli olma zorunluluğu getiriyor. Bundan sonra bilinmeli ki bu yangınlar olmaya devam edecek. İstemediğimiz kadar çok yangınla karşılaşmaya devam edeceğiz. Yaşam şeklimizi buna göre ayarlamak zorundayız. BU noktada bir özeleştiri yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Yangınlar sıkça ormanlık alanda çıkıyor ve yayılıyor. Ormana komşu olan yerleşim birimleri, sanayi siteleri risk altında. Bu da ormanlık alanda bitişik yerleşimli olan aslanlara ilave önlem alınması gerektiğini gösteriyor. BU da yangın koridorları oluşturmak için çalışmamız gerektiğini düşünüyorum.”MERKEZİ YÖNETİME YETKİ ÇAĞRISI
Merkezi yönetimin yerel yönetimlere daha fazla yetki vermesi gerektiğini belirten Tugay, şöyle konuştu:
“Afetler bölgesel olarak gerçekleştiriliyor. Acılar da etkiler de yerelde hissediliyor. Bu yüzden de afetler yerel yönetimler olarak sonuçlandırılıyor. Bizim de afet müdahale kapasitelerini artırmaya ihtiyacımız var. Bununla birlikte yerel yönetimlere verilmesi gereken kaynakları vermiyoruz. Buna özeleştiri olarak sorulması ve cevaplanması gereken şeyler.
Merkezi yönetim yerel yönetimlere ‘Siz karışmayın biz halledeceğiz’ deniyor.
Ancak sonuçlardan anlaşılacağı gibi merkezi yönetim bu afetleri yönetemiyor ve bir işbirliğinden kaçınıyor. Afetleri yerel yönetim işbirliği ve koordinasyonuyla çok daha az zararla karşılayabiliriz. Bunlar kader değil. Bizim için gereken Ankara’dan talimatla bu işin yürütülmemesi. Yerel yönetimlerle koordinatlı şekilde bu işlerin yürütülmesi.
Biz afetleri göğüslemeye çalışıyoruz.
Karşıyaka’da yanan alan 14 bin futbol sahası kadar bir alan. Kaç ağacın yandığını da ortaya koyacağız. Biz belediyemizin itfaiyesini daha çok kanun bize verdiği yetki ile yerleim yerlerinde yaşanan yangınlar kadar. Ancak bunları yaparken bin 500 norm kadro civarında olmamıza rağmen 730 itfaiye çalışanımız olduğunu sizlere belirtmek zorundayım.
19 Ağustos günü yangınlarından hemen sonra yeni bir başvuru yaptık 300 yeni itfaiye eri için bakanlığa yazı yolladı. Sonuç bekliyoruz. Ancak 800 civarında eksiğimiz olmasına rağmen daha önce 120 kişi izin istedik ve 50 kişi için izin verildi. Üç yüz kişi talep ettik, cevabı bekliyoruz. Bu yangınlar sonunda bir sürü vatandaşımız mağdur oldu. Sahada bir ön değerlendirme yapıldı ve bazı tespitlerimiz oldu.
Bayraklı ve Karşıyaka bölgesinde 20 ve 45 işyerinin yangından etkilendiğini gördük. 10 hayvan yangınlara yaralandı. Bunlar PAKO bakım evlerinde tedaviye alındı. Yamanlar yangınında tahliye edilen vatandaşlar Buca ve Örnekköy’deki yurtlara yerleştirildi. Her türlü ihtiyaçları karşılanıyor. Biz yangından hasar gören vatandaşlarımız için her bir haneye 50 bin lira destek yapma kararı aldık. Bir kısmı yapıldı yine yapmaya devam edeceğiz. Bu vatandaşlarımıza alışveriş kartları da dağıtılıyor.” “MAĞDURİYET YARATILIRSA…”
Tugay, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Dün sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümet yetkilerinin evleri yanan vatandaşlara evlerini yeniden yapma sözünü duyduk. Buna da sevindik. Ancak diğer örneklerdeki gibi mağduriyet yaratacak yavaşlıkta olunursa belediyemizin aktif rol alacağını söylemek isterim.”MAĞDUR OLAN VATANDAŞLARA DESTEK
“Yanan alanların bir kısmının hayvancılık yapan vatandaşlarımızın mağduriyetleri söz konusu. Detaylı olarak hangi bölgede ne tür mağduriyetler yaşandığı tespit edildi. Su depoları yanan vatandaşlarımıza yardımcı olmak için çalışıyoruz.
Arılarını kaybeden vatandaşlarımıza kovan yardımı yapacağız. Arıcılarımızın yanan çam ormanları nedeniyle arılarını besleyememesine karşında bal ormanları inşa edeceğiz. Yanan ağaçlık alanlarla ilgili bir çalışma başlattık. Kısmen yanan ağaçları canlı tutmak için inceleme yapılıyor. Bunların kök bakımı sulanmaları, özel gübre takviyeleri kurtarabildiğimiz kadar ağacı kurtarmak istiyoruz.”“ORMAN KENDİ KENDİNE ÇOĞALMIYOR”
Tugay, ormanların kendi kendine çoğalmasının mevcut iklim koşullarında mümkün olmadığını söyledi.
Geçmişteki yangınlarda izlenen yöntemlerden bahseden Tugay, şöyle devam etti:
“Geçen yıllarda bizde Efem Çukuru, Tırazlı gibi bölgelerde 2019’da büyük bir yangın çıktı. ‘Yeniden ağaç çıkar kendi haline bırakalım’ dedik. Oralarda yine bu tartışmalar çok yapıldı. Orman kendini yeniler dendi ancak bugün gidip bakınca oraların tamamen kuruduğunu, küçük makiler oluştuğunu görebilirsiniz. Kaybettiğimiz ormanlar yerine gelmiyor. Ağaçları kazanmak için ilgilimizi geliştirmek zorundayız. Bunu Türkiye’nin pek çok yerindeki bilim insanlarıyla konuştum. Belki de bu alan ihmal edilmiş bir alan. Bu yangından sonra ne kadar çok ağacı kurtarabildiğimize bakacağız. Ancak herkesin aklında olan ‘Burayı nasıl ağaçlandıralım?’; cevabı çok zor bir sorudur. Normalde ormanlar kendini yeniler ama bu iklim şartlarında değil. Her yıl yeni sıcaklık rekorları kırılıyor. Yağmursuzluk hiçbir bitkinin gelişmesine izin vermiyor. Bu ormanları yenilemek için yeni bir mantığa ihtiyacımız var.
Bunlar insanların giremediği çok sık şekilde planlanmış alanlar olacak. Neden böyle düşünüyorum? Ağaçlandırma kampanyalarında küçük fidanı dikip sulayıp gidince o ağaçlara bakan olmazsa hemen ölüyorlar. Sadece vicdanımızı rahatlatmak için fidan dikmeyi doğru bulmuyorum. Orman kendi kendine çoğalmıyor. Bir ağaçlandırma çalışması yapılacaksa gözümüz gibi bakmalıyız. Yine fidan kampanyası başlatan bazı kişi ve kurumlar var. Bunların planlarını gerçekte sorgulamak lazım ki mağduriyet yaşanmasın. Zeytinler güçlü ağaçlardır. Zeytinlerin yandığı alanlarda da özel bir çalışma yürüteceğiz.” “SORUMLULUK ALMAYA HAZIRIZ”
Uçak tartışmalarına da yanıt veren Tugay, şöyle konuştu:
“Bir uçak alanıyla ilgili konu var. Mevzuat gereği belediye şu an uçak alamıyor. Böyle bir alım için Orman bakanlığıyla protokol yapılaması lazım böle bir çalışma söz konusu değil. Yangına havadan müdahale yetersiz olduğu için vatandaşlarımızın talebiyle gündeme gelen bir konu. Şunu söylemem gerek, bırakın uçağa helikopteri karadan müdahale için bili izne tabiyiz. Bazen bazı noktalara siz girmeyeceksiniz dedi Orman Genel Müdürlüğü yetkilileri ve o alanda giremedik. Karadan bile durum böyleyken havada belediyeye uçak için izin verilmesi zor bir şey. Bunu afetlere be yangınlara müdahalenin sonradan üretilmiş AFAD gibi kurumlar üzerinden değil yerel yönetimlere yetki verilmesini istiyoruz. Afetler bu şekilde doğru şekilde yönetilebilir. Ondan sonra eğer bize devletimiz derse ki sizin yörenizdeki yangınlar için yeterinde uçak yok siz alın sizde de araç olsun, biz bu sorumluluğu almaya hazırız.
Bunları söylerken sıkça eleştirildiğimiz bir konuya cevap vermek istiyorum. Sayın Soyer dönemimde uçak alınması için para toplama kampanyası olduğu ve uçak alınmadığı söyleniyor. Kampanyayla ilgili verileri aldığımda, bu bağış kapsamında toplanacak paranın kullanılacağı yerlerle ilgili pek çok madde sunulmuş valiliğe hava desteği de dahil. Ancak 1 milyon 700 bin lira kadar bir para toplanmış. Bu, uçak alımı için yeterli değil. Belediye ekiplerimiz de bu parayla 50 tane römork, 30 bin tane bitki alınmış. Bununla birlikte prefabrik yapı alınmış. Nerelerde kullanıldığıyla ilgili de valiliğe bilgi verilmiş. Cevabı devlet makamlarında olan bir bilginin medyada siyasetçiler tarafından paylaşılmasını etik bulmuyorum. Neticede 1 milyon 700 bin lira para toplanmış.”VATANDAŞA TEŞEKKÜR
Tugay, yangından sonra tüm yurttaşların yardımcı olmak için aradığını söyledi ve “Yangın başladığından beri tüm yurttaşlarımız nasıl yardımcı olabiliriz diye sürekli bizi arıyorlar. Onlar bize çok derin duygular hissettiriyor. Bu güzel ülkenin insanlarının kendi değerlerinin farkında olması gerektiğini de düşünüyoruz. İzmir kadim bir kent. İzmir bir birliktir, dayanışmadır. Yangının hemen ardından da İzmir’in vicdanı harekete geçmiştir. Hepsi sağ olsun. Böyle değerli bir kente başkanlık etmekten onur duyuyorum.
Bize düşen yeni yangınları önlemek, çıkan yangınları söndürmek için ne gerekiyorsa onu yapmaktır. Bunun için her şeyi gözden geçirmeye karar verdik.”
AK PARTİ’Lİ SAYGILI’YA YANGIN CEVABI
Son olarak dün kendisine sosyal medya hesabı üzerinden bazı sorular soran AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı’ya yanıt veren Tugay, şu ifadeleri kullandı:
“Yangın başladığından beri tüm yurttaşlarımız bize, ‘Biz nasıl yardımcı olabiliriz’ diye bizi arıyorlar. Onlar bize çok derin duygular hissettiriyor. Bu güzel ülkenin güzel insanlarının kendi değerlerinin farkında olması gerektiğini de düşündürüyor. İzmir çok kadim bir kent, vicdanı olan bir kent. İzmir bir dayanışmadır. Yangının hemen ardından İzmir’in vicdanı harekete geçmiştir. Hepsi sağolsun hepsi var olsun, bu vesileyle bu kente başkanlık yapmaktan onur duyduğumu söylemek isterim. Bu şartlar altında bize düşen yeni yangınların çıkmasını önlemek için, yangınları en hızlı şekilde söndürmek için ne gerekiyorsa onu yapmaktır. Her şeyi yeniden gözden geçirmeye karar verdik. Devletin diğer kurumlarıyla bu konu üzerine yeni görüşmeler gerçekleştireceğiz ve her türlü iş birliğine açık olacağız. Aynı tavrı karşımızdaki insanlardan bekliyoruz. AKP İL Başkanı Bilal Saygılı bana sorular sordu. Yeni polemikler yaratmamak adına kendisine cevap vermedim. Bu tutumumu sürdürmeye devam edeceğim. Sayın Bilal Saygılı’ya vereceğim cevap şudur; sayın başkan, sorduğunuz soruların cevabı sahada olan herkesin bilgisi dahilindedir. Benim çağrım şu, lütfen bu kısır tartışmalara son verelim. Bu ülkeyi falanca ya da filanca partinin kurumlar diye ayırmayalım. Lütfen yardımcı olun, İzmir’de yeni yangınlar çıkmaması için bir araya gelelim. Yapacağımız konuşma bunun üzerine olsun. Bu milletin sadece ve sadece bizlerden hizmet beklediğini, partizanlığın insanlar arasında bölünmelere neden olduğunu sorunlarımızın büyüdükçe büyüdüğünü siz de görün. İzmirli yurttaşlarımıza da bundan sonraki her yangında her fırsatı değerlendirerek daha etkili mücadele eden daha güçlenmiş bir İzBB görecekler.”
Kaç hektarlık alanın yandığıyla ilgili konuşan Tugay, “Orman yangınlarına destek olmak için itfaiyelerimizle çabalıyoruz. Ancak 15 Ağustos gündüz saatlerinde sıkça yön değiştiren kuvvetle rüzgarla yangın yerleşim yerlerimizi de etkileri. Dört gün içinde şehrimize itfaiye desteği 249 yangın oldu. Bunların 20’si orman yangını. Bunların en büyüğü de Yamanlar. Bu yangında hesaplarımıza göre 2 bin 966 yani yaklaşık 3 bin hektar alan yandı. Bu dört günde tüm diğer yangınların hepsini topladığımızda yaklaşık 4 bin hektar alanın yandığını belirledik. Bunların bir kısmı orman, bir kısmı maki bir kısmı zeytin ağaçlarının yandığı alanlar.” dedi.
“İTFAİYEMİZ ZORLU BİR MÜCADELE YÜRÜTTÜ”
Tugay, yangınlara müdahale eden yeteri kadar itfaiye personelinin olmadığı yönündeki eleştirilere de değindi.
Yangın sürecinde kimin neye nasıl müdahale ettiğini izlemenin çok zor olduğunu belirten Tugay, “Bu yangınlar boyunca itfaiyenin ne yaptığıyla ilgili net bilgilere ulaşamadı insanlarımızı. Yangınların özellikle çokça aşamada gerçekleşirken o ortamda kimin neye müdahale ettiğini izlemek zor. İtfaiyemizin çok zorlu bir müdahale yürüttüğünü söylemek isterim.” diye konuştu.
Tugay, açıklamasına şu sözlerle devam etti:
“Bizler İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak yangınlara 1577 personelle müdahale ettik. 730’u itfaiye, 324 yangın söndürme aracımızla yangınlara müdahale ettik. Diğer 10 ilimizden de İstanbul, Ankara, Afyon, Çorum, Balıkesir, Bursa, Kütahya, Muğla, Uşak’tan 41 araç ve itfaiye personeli yangına destek oldu.
Bize yardım için araç ve personel gönderen tüm belediyelerimize teşekkür ederim.
Ancak sanırım en büyük teşekkürü bizim itfaiye personelimize etmek gerekir.
Sekiz itfaiye erimiz söndürme çalışmaları sırasında yaralandı. Yangının olduğu her yerde olmaya çalıştılar, oldular. Ancak bazı işyerlerinin, konutların yanmış olmasına rağmen yanmaktan kurtardıkları alanların ne kadar çok olduğunu aslında doğru değerlendiremedik. Bir sürü yerde bizzat gördüm, mesela Karşıyaka’nın Zübeyde Hanım Mahallesi’nde itfaiyemiz çatıya sıçramış bir yangının ilerlemesine engel oldu.
Sanayi sitesindeki yangın tüm dükkanların yanabileceği bir surumdaydı ancak arkadaşlarımızın çalışmaları sonucunda da bunun önüne geçildiğini hatırlatmak isterim. Bayındırda bölgenin tamamı yanabilirdi. Yine itfaiyemiz ve vatandaşlarımızın yoğun çalışmalar engellendi. Burada, İltur Sitesi diye bir site varsa İzmir itfaiyesine borçluyuz. Onların aldığı önlemlerle yangın önlenmiştir. Yangınlar çok ufacık sebeplerden çıkabilir. Bazı vatandaşların gözaltına alındığını biliyoruz. Piknik yaparken ya da anız yakarken bu yangınların çokça çıktığını biliyoruz.” “ELEKTRİK SİSTEMİ PROBLEMİ VAR”
Yangınların çoğunlukla insan eliyle çıktığını belirten Tugay, “Dünyada genelde yangınların yüzde 95’inin insan eliyle çıktığı bilinir. Ancak bizde bir elektrik sistemi problemi de var. Bunu birkaç konuşmada da dile getirdim. Mutlaka dikkate alınması gereken bir konu. Menderes’te çıkan yangının elektrik teli kaynaklı olduğunu bizzat valimiz açıkladı.” açıklamasında bulundu. “BUNLAR İKLİM KRİZİNİN SONUÇLARI”
Tugay, iklim krizine vurgu yaptığı açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Burada vatandaşlarımızın farkında olması gereken şudur, herhangi bir yangın başladıktan sonra nasıl yayıldığına vatandaşlarımız dikkat ederse hızını göreceklerdir. Bunun sebebi kuraklık, iklim değişiklikleri, sık rüzgar. Bunlar iklim krizinin sonuçları, yangınların hızlı çıkması ve yayılması yaşadığımız kuraklıkla ilgili. Bu da tüm vatandaşlarımıza çok daha fazla dikkatli olma zorunluluğu getiriyor. Bundan sonra bilinmeli ki bu yangınlar olmaya devam edecek. İstemediğimiz kadar çok yangınla karşılaşmaya devam edeceğiz. Yaşam şeklimizi buna göre ayarlamak zorundayız. BU noktada bir özeleştiri yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Yangınlar sıkça ormanlık alanda çıkıyor ve yayılıyor. Ormana komşu olan yerleşim birimleri, sanayi siteleri risk altında. Bu da ormanlık alanda bitişik yerleşimli olan aslanlara ilave önlem alınması gerektiğini gösteriyor. BU da yangın koridorları oluşturmak için çalışmamız gerektiğini düşünüyorum.”MERKEZİ YÖNETİME YETKİ ÇAĞRISI
Merkezi yönetimin yerel yönetimlere daha fazla yetki vermesi gerektiğini belirten Tugay, şöyle konuştu:
“Afetler bölgesel olarak gerçekleştiriliyor. Acılar da etkiler de yerelde hissediliyor. Bu yüzden de afetler yerel yönetimler olarak sonuçlandırılıyor. Bizim de afet müdahale kapasitelerini artırmaya ihtiyacımız var. Bununla birlikte yerel yönetimlere verilmesi gereken kaynakları vermiyoruz. Buna özeleştiri olarak sorulması ve cevaplanması gereken şeyler.
Merkezi yönetim yerel yönetimlere ‘Siz karışmayın biz halledeceğiz’ deniyor.
Ancak sonuçlardan anlaşılacağı gibi merkezi yönetim bu afetleri yönetemiyor ve bir işbirliğinden kaçınıyor. Afetleri yerel yönetim işbirliği ve koordinasyonuyla çok daha az zararla karşılayabiliriz. Bunlar kader değil. Bizim için gereken Ankara’dan talimatla bu işin yürütülmemesi. Yerel yönetimlerle koordinatlı şekilde bu işlerin yürütülmesi.
Biz afetleri göğüslemeye çalışıyoruz.
Karşıyaka’da yanan alan 14 bin futbol sahası kadar bir alan. Kaç ağacın yandığını da ortaya koyacağız. Biz belediyemizin itfaiyesini daha çok kanun bize verdiği yetki ile yerleim yerlerinde yaşanan yangınlar kadar. Ancak bunları yaparken bin 500 norm kadro civarında olmamıza rağmen 730 itfaiye çalışanımız olduğunu sizlere belirtmek zorundayım.
19 Ağustos günü yangınlarından hemen sonra yeni bir başvuru yaptık 300 yeni itfaiye eri için bakanlığa yazı yolladı. Sonuç bekliyoruz. Ancak 800 civarında eksiğimiz olmasına rağmen daha önce 120 kişi izin istedik ve 50 kişi için izin verildi. Üç yüz kişi talep ettik, cevabı bekliyoruz. Bu yangınlar sonunda bir sürü vatandaşımız mağdur oldu. Sahada bir ön değerlendirme yapıldı ve bazı tespitlerimiz oldu.
Bayraklı ve Karşıyaka bölgesinde 20 ve 45 işyerinin yangından etkilendiğini gördük. 10 hayvan yangınlara yaralandı. Bunlar PAKO bakım evlerinde tedaviye alındı. Yamanlar yangınında tahliye edilen vatandaşlar Buca ve Örnekköy’deki yurtlara yerleştirildi. Her türlü ihtiyaçları karşılanıyor. Biz yangından hasar gören vatandaşlarımız için her bir haneye 50 bin lira destek yapma kararı aldık. Bir kısmı yapıldı yine yapmaya devam edeceğiz. Bu vatandaşlarımıza alışveriş kartları da dağıtılıyor.” “MAĞDURİYET YARATILIRSA…”
Tugay, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Dün sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümet yetkilerinin evleri yanan vatandaşlara evlerini yeniden yapma sözünü duyduk. Buna da sevindik. Ancak diğer örneklerdeki gibi mağduriyet yaratacak yavaşlıkta olunursa belediyemizin aktif rol alacağını söylemek isterim.”MAĞDUR OLAN VATANDAŞLARA DESTEK
“Yanan alanların bir kısmının hayvancılık yapan vatandaşlarımızın mağduriyetleri söz konusu. Detaylı olarak hangi bölgede ne tür mağduriyetler yaşandığı tespit edildi. Su depoları yanan vatandaşlarımıza yardımcı olmak için çalışıyoruz.
Arılarını kaybeden vatandaşlarımıza kovan yardımı yapacağız. Arıcılarımızın yanan çam ormanları nedeniyle arılarını besleyememesine karşında bal ormanları inşa edeceğiz. Yanan ağaçlık alanlarla ilgili bir çalışma başlattık. Kısmen yanan ağaçları canlı tutmak için inceleme yapılıyor. Bunların kök bakımı sulanmaları, özel gübre takviyeleri kurtarabildiğimiz kadar ağacı kurtarmak istiyoruz.”“ORMAN KENDİ KENDİNE ÇOĞALMIYOR”
Tugay, ormanların kendi kendine çoğalmasının mevcut iklim koşullarında mümkün olmadığını söyledi.
Geçmişteki yangınlarda izlenen yöntemlerden bahseden Tugay, şöyle devam etti:
“Geçen yıllarda bizde Efem Çukuru, Tırazlı gibi bölgelerde 2019’da büyük bir yangın çıktı. ‘Yeniden ağaç çıkar kendi haline bırakalım’ dedik. Oralarda yine bu tartışmalar çok yapıldı. Orman kendini yeniler dendi ancak bugün gidip bakınca oraların tamamen kuruduğunu, küçük makiler oluştuğunu görebilirsiniz. Kaybettiğimiz ormanlar yerine gelmiyor. Ağaçları kazanmak için ilgilimizi geliştirmek zorundayız. Bunu Türkiye’nin pek çok yerindeki bilim insanlarıyla konuştum. Belki de bu alan ihmal edilmiş bir alan. Bu yangından sonra ne kadar çok ağacı kurtarabildiğimize bakacağız. Ancak herkesin aklında olan ‘Burayı nasıl ağaçlandıralım?’; cevabı çok zor bir sorudur. Normalde ormanlar kendini yeniler ama bu iklim şartlarında değil. Her yıl yeni sıcaklık rekorları kırılıyor. Yağmursuzluk hiçbir bitkinin gelişmesine izin vermiyor. Bu ormanları yenilemek için yeni bir mantığa ihtiyacımız var.
Bunlar insanların giremediği çok sık şekilde planlanmış alanlar olacak. Neden böyle düşünüyorum? Ağaçlandırma kampanyalarında küçük fidanı dikip sulayıp gidince o ağaçlara bakan olmazsa hemen ölüyorlar. Sadece vicdanımızı rahatlatmak için fidan dikmeyi doğru bulmuyorum. Orman kendi kendine çoğalmıyor. Bir ağaçlandırma çalışması yapılacaksa gözümüz gibi bakmalıyız. Yine fidan kampanyası başlatan bazı kişi ve kurumlar var. Bunların planlarını gerçekte sorgulamak lazım ki mağduriyet yaşanmasın. Zeytinler güçlü ağaçlardır. Zeytinlerin yandığı alanlarda da özel bir çalışma yürüteceğiz.” “SORUMLULUK ALMAYA HAZIRIZ”
Uçak tartışmalarına da yanıt veren Tugay, şöyle konuştu:
“Bir uçak alanıyla ilgili konu var. Mevzuat gereği belediye şu an uçak alamıyor. Böyle bir alım için Orman bakanlığıyla protokol yapılaması lazım böle bir çalışma söz konusu değil. Yangına havadan müdahale yetersiz olduğu için vatandaşlarımızın talebiyle gündeme gelen bir konu. Şunu söylemem gerek, bırakın uçağa helikopteri karadan müdahale için bili izne tabiyiz. Bazen bazı noktalara siz girmeyeceksiniz dedi Orman Genel Müdürlüğü yetkilileri ve o alanda giremedik. Karadan bile durum böyleyken havada belediyeye uçak için izin verilmesi zor bir şey. Bunu afetlere be yangınlara müdahalenin sonradan üretilmiş AFAD gibi kurumlar üzerinden değil yerel yönetimlere yetki verilmesini istiyoruz. Afetler bu şekilde doğru şekilde yönetilebilir. Ondan sonra eğer bize devletimiz derse ki sizin yörenizdeki yangınlar için yeterinde uçak yok siz alın sizde de araç olsun, biz bu sorumluluğu almaya hazırız.
Bunları söylerken sıkça eleştirildiğimiz bir konuya cevap vermek istiyorum. Sayın Soyer dönemimde uçak alınması için para toplama kampanyası olduğu ve uçak alınmadığı söyleniyor. Kampanyayla ilgili verileri aldığımda, bu bağış kapsamında toplanacak paranın kullanılacağı yerlerle ilgili pek çok madde sunulmuş valiliğe hava desteği de dahil. Ancak 1 milyon 700 bin lira kadar bir para toplanmış. Bu, uçak alımı için yeterli değil. Belediye ekiplerimiz de bu parayla 50 tane römork, 30 bin tane bitki alınmış. Bununla birlikte prefabrik yapı alınmış. Nerelerde kullanıldığıyla ilgili de valiliğe bilgi verilmiş. Cevabı devlet makamlarında olan bir bilginin medyada siyasetçiler tarafından paylaşılmasını etik bulmuyorum. Neticede 1 milyon 700 bin lira para toplanmış.”VATANDAŞA TEŞEKKÜR
Tugay, yangından sonra tüm yurttaşların yardımcı olmak için aradığını söyledi ve “Yangın başladığından beri tüm yurttaşlarımız nasıl yardımcı olabiliriz diye sürekli bizi arıyorlar. Onlar bize çok derin duygular hissettiriyor. Bu güzel ülkenin insanlarının kendi değerlerinin farkında olması gerektiğini de düşünüyoruz. İzmir kadim bir kent. İzmir bir birliktir, dayanışmadır. Yangının hemen ardından da İzmir’in vicdanı harekete geçmiştir. Hepsi sağ olsun. Böyle değerli bir kente başkanlık etmekten onur duyuyorum.
Bize düşen yeni yangınları önlemek, çıkan yangınları söndürmek için ne gerekiyorsa onu yapmaktır. Bunun için her şeyi gözden geçirmeye karar verdik.”
AK PARTİ’Lİ SAYGILI’YA YANGIN CEVABI
Son olarak dün kendisine sosyal medya hesabı üzerinden bazı sorular soran AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı’ya yanıt veren Tugay, şu ifadeleri kullandı:
“Yangın başladığından beri tüm yurttaşlarımız bize, ‘Biz nasıl yardımcı olabiliriz’ diye bizi arıyorlar. Onlar bize çok derin duygular hissettiriyor. Bu güzel ülkenin güzel insanlarının kendi değerlerinin farkında olması gerektiğini de düşündürüyor. İzmir çok kadim bir kent, vicdanı olan bir kent. İzmir bir dayanışmadır. Yangının hemen ardından İzmir’in vicdanı harekete geçmiştir. Hepsi sağolsun hepsi var olsun, bu vesileyle bu kente başkanlık yapmaktan onur duyduğumu söylemek isterim. Bu şartlar altında bize düşen yeni yangınların çıkmasını önlemek için, yangınları en hızlı şekilde söndürmek için ne gerekiyorsa onu yapmaktır. Her şeyi yeniden gözden geçirmeye karar verdik. Devletin diğer kurumlarıyla bu konu üzerine yeni görüşmeler gerçekleştireceğiz ve her türlü iş birliğine açık olacağız. Aynı tavrı karşımızdaki insanlardan bekliyoruz. AKP İL Başkanı Bilal Saygılı bana sorular sordu. Yeni polemikler yaratmamak adına kendisine cevap vermedim. Bu tutumumu sürdürmeye devam edeceğim. Sayın Bilal Saygılı’ya vereceğim cevap şudur; sayın başkan, sorduğunuz soruların cevabı sahada olan herkesin bilgisi dahilindedir. Benim çağrım şu, lütfen bu kısır tartışmalara son verelim. Bu ülkeyi falanca ya da filanca partinin kurumlar diye ayırmayalım. Lütfen yardımcı olun, İzmir’de yeni yangınlar çıkmaması için bir araya gelelim. Yapacağımız konuşma bunun üzerine olsun. Bu milletin sadece ve sadece bizlerden hizmet beklediğini, partizanlığın insanlar arasında bölünmelere neden olduğunu sorunlarımızın büyüdükçe büyüdüğünü siz de görün. İzmirli yurttaşlarımıza da bundan sonraki her yangında her fırsatı değerlendirerek daha etkili mücadele eden daha güçlenmiş bir İzBB görecekler.”