Pandemide büyük zorluklar yaşadıklarını vurgulayan Engin, “Vatandaşlarımızı kaybettik, projelerimiz ertelendi. Bazı ülkelerde kıtlıkla mücadele etti. İnşallah insanoğlu olarak yeniden çalışarak düşünerek yeni yollar bularak doğaya zarar vermeden, suları temiz tutarak çevreyi kirletmeyerek telafi edeceğiz. Savaş çıktı, salgın bir anda dünyayı sardı sorunlar artık küresel çözümlerde küresel olmalı. Küresel dediğim vahşi kapitalizm değil dünya iş birliği halinde olmalı. Küresel evrensel örgütlerin kurulması lazım” ifadelerini kullandı.
Projelerimiz bir yıla tamamlanacak
Engin, metro tamamlandığında diğer ilçelerden vatandaşları Narlıdere’ye davet ederek “Yaptığımız faaliyetlere bakmalarını istiyoruz. Yapıların sonuna yetiştik kurtarabileceklerimizi kurtarabildik gelecek yıla emanet etmek istiyoruz. Ben il başkanıyken de Pir Sultan Abdal Parkın hep yapılacağını söylediler; ama yapılmadı. Gecekondu olsun dere kenarı olsun onları hepsini yıktık, inşaat başlattık. Yaptığımız projelerde marina, Yukarı Köy, Pir Sultan Abdal Parkı’nın ve tenis kulübü bunlar sadece Narlıdere’ye değil İzmir’e hitap ederek değer katacak. Bir yıl sonra Narlıdere Metrosu faaliyete girecek. Şehrimizle ilgili yürüyüş yolları ormanlık tesisleri deniz tesisleri turizm restorasyonları bir yıla tamamlanacak, marina projelerimiz var” açıklamasını yaptı.
“Şehir ekonomisini yükseltecek işler yaptık”
Yaptıkları projeleri toplumun yüzde 100’ünün beğendiğini kaydeden Engin, “AK Partililer de dâhil olmak üzere eleştiremediler. Dolayısıyla ben bu ortak aklın önemli olduğunu düşünüyorum. Neden? Yapılacak projeye bir şehrin gerçekten ihtiyacı var mı yoksa fantazi mi olduğu önemli. Bizim projelerimiz ‘başkanın kafasına esti yaptı’ değil. Gerçekten şehir ekonomisini yükseltecek işler yaptık. Benim bütçe ile ilgili kaygılarım vardı, yapılan kesintiler ve borç yüzde 40. Biz bunları yaptık mı? Yaptık. İşçi ücretlerini ödüyor muyuz? Evet. Şu anda hiçbir taşeronun bizden alacağı var mı? O da yok. Ben gerisini bilmem, biz yapacağımızı yaptık” diye konuştu.
“Belediye temizliği yapamıyorsa bıraksın gitsin”
Engin, 3 yıl önce Mart ayında seçildikten sonra Ramazan ayı olduğunu vurgulayarak “Gıda kolileri hazırladık. Hazırlanan kolileri dağıtamadık bile. Kaymakamlıktan verileri aldık, herkese ulaştık. Şu anda koli yetiştiremiyoruz. Hem pandemi hem yoksulluk hem de işsizlik… Buna çare bulunmalı, bu belediyenin işi değil. Bizim görevimiz mesela temizlik, şunu söyleyebilirim iddia ediyorum ki İzmir’in en temiz ilçesiyiz. 30 kadın temizlik görevlisi aldığımda tepki geldi, ben burası Narlıdere kadınlar her şeyi yapar dedim. İnşallah bir kadın benim yerime belediye başkanı da olur. Temizliği yapamıyorsanız bırakın gidin çünkü siz yapmazsanız kanunen hiçbir kurum yapamaz” dedi.
“Biz partilerin değil devletin bir birimiyiz”
Başka partilerle ve STK’ler ile paylaşımlarda bulunduklarına dikkat çeken Engin, “Mesela sosyal yardım yapacağımız zaman kimseyi atlamamak için diğer partilerle STK’lere gidiyoruz onlardan isim alıyoruz. Çünkü yoksulun inancı ideolojisi partisi olmaz. Biz sonuçta partilerin değil devletin bir birimiyiz. Belediyeler sonuçta devletin organizasyonudur. Bu çatı çökerse hepimiz çökeriz, bu inanç ile hareket etmemiz gerekiyor. Bugüne kadar böyle geldik, umarım 2 yıl daha bu şekilde devam edebiliriz. Daha sonra da yüzde 80’in verdiği sorumluluğu yerine getirerek emaneti halka vermiş oluruz” sözlerine yer verdi.
“Vatandaş istemiyorsa olmamıza gerek yok”
Belediye başkanlığı görevine bir dönem daha devam edip etmeyeceği ile ilgili soruları yanıtlayan Engin, "Bence ikinci dönemi yapıp yapmayacağımızı halka sormamız gerekiyor. Sonuçta bu kararı halk verecek, kendi adıma bir şey söyleyemem. Partinin genel merkezinin bizimle ilgili bizden habersiz anketler yaptığını biliyorum. Günü geldiğinde o anketler masaya konacak, kiminle devam edileceği belli olacak. Dolayısıyla ben 2 dönem 3 dönem yapacağım demek doğru değil. Bir parti karar verecek iki daha önemlisi vatandaş karar verecek. Vatandaş istemiyorsa zaten olmamıza gerek yok. 2 dönem belediye başkanlarının en verimli zamanları olmuyor 3-4 zor. Bizim belediye başkanı olarak şu kadar devam edeceğim dememiz benim açımdan doğru değil, bu ifadeleri kullanan arkadaşlarıma da saygı duyuyorum” ifadelerini kullandı.
Belediyeler kısıtlı
Engin, belediyelerin birçok konuda yetkilerinin kısıtlı olduğunu vurguladı. Belediyelere daha çok yetki verilmesi gerektiğini aktaran Engin, şunları söyledi:
“Biz yerel hükümetleriz, icra makamlarıyız. Birçok konuyu belediyeler halledebilir, Ankara’da yazışmalar ile uzuyor. İmar planı yetimiz vardı, şimdi birçok kurum devrede. Tek başlarına imar planı yapıyorlar, sonra bize yolluyorlar bizim o zaman o parselin imara açıldığından ne imar planından haberimiz yok. Genel başkanımızın kapsayıcı siyaseti işimizi kolaylaştırıyor. Biz bundan 10 yıl öncesinde dindar seçmen, muhafazakâr, merkez, liberal ve iş adamı seçmene gittiğimizde ‘benim çocuğum türbanlı sizin yüzünüzden üniversiteye gidemiyor’ diyorlardı. CHP 10-15 yıldır İzmir’deki camilerin boyalarını yapıyor halılarını yıkıyor. Cemevleri de yapılıyor. Burada kadınlarımız özgür yaşıyor. Bizim genel başkanımız ‘biz yanlış yaptık, devleti yönetenler yanlış yaptı, ana diliniz yasaklandı, sizin seçtiğiniz yerine kayyum atandı gelin helalleşelim’ dedi. Ben şu anda bunu kolaylığını yaşıyorum. Artık ötekimiz yok, her kesime hizmet veriyoruz.”
'AKP ve HDP seçmenlerinden oy alıyoruz'
CHP’li belediyeler sayesinde CHP’nin daha da yükseldiğini savunan Engin, “Oyumuz artıyor, bunun nedeni genç seçmenden oy alıyoruz, AK Partili ve HDP’li seçmenlerden oy alıyoruz. Yani biz her partiden oy alan bir partiyiz. İzmir’de şu ekonomik koşullarda bile 550 otobüs birden alındı, bir kalemde. Türkiye’de bunun başka bir örneği yok, bu Tunç Soyer’in başarısıdır. Buca Metrosu başlıyor, Çiğli Tramvayı Narlıdere Metrosu bitmek üzere. İleride Kemalpaşa Karabağlar Gaziemir Metrolarının proje ihaleleri bitecek. Bütün CHP’li belediyeler artık tarıma destek oluyor. Laboratuvarlar kuruldu, toprak analizi yapılıyor. Fidan nerede yetişir, nerede daha iyi olur. Binlerce koyun inek dağıtıldı. Köylülerin sütleri, ürünleri satın alınıyor. Tarıma destek fiilen oluyor, artık tarıma destek dendiğinde akla CHP geliyor” açıklamasını yaptı.
Uçurum azaldı!
Engin, belediye başkanları ve halk arasındaki uçurumun azaldığının altını çizerek “Türkiye’nin en yüksek oy verdiği ilçesinde belediye başkanlığı yapıyorum, vatandaşı da mahcup etmemem partiyi de mahcup etmemem lazım. Benden sonra kim olursa olsun, ben 5 yıllığına seçildim. Ben ona bakarım, sonra vatandaş karar vermeli. Kim devam kim tamam ya da kim iyi yapar. Belediye başkanlarımız gerçekten çok başarılı çalışkan ve halkçı. Artık belediye başkanları ve halk arasındaki uçurumlar azaldı. Buraya yalnız geldim, ben evime de yalnız giderim. Tek başıma da yemek yerim yürürüm, bu işleri abartmamamız lazım. Vatandaştan korkacak bir şeyimiz yok, tam tersine asıl vatandaş bize sahip çıkıyor. Biri bize yanlış bir şey söylediğinde ‘Belediye başkanımızdan ne istiyorsun, yanlış yapıyorsun’ diyorlar. Vatandaştan korkmamıza gerek yok” görüşünü aktardı.
Projelerimiz bir yıla tamamlanacak
Engin, metro tamamlandığında diğer ilçelerden vatandaşları Narlıdere’ye davet ederek “Yaptığımız faaliyetlere bakmalarını istiyoruz. Yapıların sonuna yetiştik kurtarabileceklerimizi kurtarabildik gelecek yıla emanet etmek istiyoruz. Ben il başkanıyken de Pir Sultan Abdal Parkın hep yapılacağını söylediler; ama yapılmadı. Gecekondu olsun dere kenarı olsun onları hepsini yıktık, inşaat başlattık. Yaptığımız projelerde marina, Yukarı Köy, Pir Sultan Abdal Parkı’nın ve tenis kulübü bunlar sadece Narlıdere’ye değil İzmir’e hitap ederek değer katacak. Bir yıl sonra Narlıdere Metrosu faaliyete girecek. Şehrimizle ilgili yürüyüş yolları ormanlık tesisleri deniz tesisleri turizm restorasyonları bir yıla tamamlanacak, marina projelerimiz var” açıklamasını yaptı.
“Şehir ekonomisini yükseltecek işler yaptık”
Yaptıkları projeleri toplumun yüzde 100’ünün beğendiğini kaydeden Engin, “AK Partililer de dâhil olmak üzere eleştiremediler. Dolayısıyla ben bu ortak aklın önemli olduğunu düşünüyorum. Neden? Yapılacak projeye bir şehrin gerçekten ihtiyacı var mı yoksa fantazi mi olduğu önemli. Bizim projelerimiz ‘başkanın kafasına esti yaptı’ değil. Gerçekten şehir ekonomisini yükseltecek işler yaptık. Benim bütçe ile ilgili kaygılarım vardı, yapılan kesintiler ve borç yüzde 40. Biz bunları yaptık mı? Yaptık. İşçi ücretlerini ödüyor muyuz? Evet. Şu anda hiçbir taşeronun bizden alacağı var mı? O da yok. Ben gerisini bilmem, biz yapacağımızı yaptık” diye konuştu.
“Belediye temizliği yapamıyorsa bıraksın gitsin”
Engin, 3 yıl önce Mart ayında seçildikten sonra Ramazan ayı olduğunu vurgulayarak “Gıda kolileri hazırladık. Hazırlanan kolileri dağıtamadık bile. Kaymakamlıktan verileri aldık, herkese ulaştık. Şu anda koli yetiştiremiyoruz. Hem pandemi hem yoksulluk hem de işsizlik… Buna çare bulunmalı, bu belediyenin işi değil. Bizim görevimiz mesela temizlik, şunu söyleyebilirim iddia ediyorum ki İzmir’in en temiz ilçesiyiz. 30 kadın temizlik görevlisi aldığımda tepki geldi, ben burası Narlıdere kadınlar her şeyi yapar dedim. İnşallah bir kadın benim yerime belediye başkanı da olur. Temizliği yapamıyorsanız bırakın gidin çünkü siz yapmazsanız kanunen hiçbir kurum yapamaz” dedi.
“Biz partilerin değil devletin bir birimiyiz”
Başka partilerle ve STK’ler ile paylaşımlarda bulunduklarına dikkat çeken Engin, “Mesela sosyal yardım yapacağımız zaman kimseyi atlamamak için diğer partilerle STK’lere gidiyoruz onlardan isim alıyoruz. Çünkü yoksulun inancı ideolojisi partisi olmaz. Biz sonuçta partilerin değil devletin bir birimiyiz. Belediyeler sonuçta devletin organizasyonudur. Bu çatı çökerse hepimiz çökeriz, bu inanç ile hareket etmemiz gerekiyor. Bugüne kadar böyle geldik, umarım 2 yıl daha bu şekilde devam edebiliriz. Daha sonra da yüzde 80’in verdiği sorumluluğu yerine getirerek emaneti halka vermiş oluruz” sözlerine yer verdi.
“Vatandaş istemiyorsa olmamıza gerek yok”
Belediye başkanlığı görevine bir dönem daha devam edip etmeyeceği ile ilgili soruları yanıtlayan Engin, "Bence ikinci dönemi yapıp yapmayacağımızı halka sormamız gerekiyor. Sonuçta bu kararı halk verecek, kendi adıma bir şey söyleyemem. Partinin genel merkezinin bizimle ilgili bizden habersiz anketler yaptığını biliyorum. Günü geldiğinde o anketler masaya konacak, kiminle devam edileceği belli olacak. Dolayısıyla ben 2 dönem 3 dönem yapacağım demek doğru değil. Bir parti karar verecek iki daha önemlisi vatandaş karar verecek. Vatandaş istemiyorsa zaten olmamıza gerek yok. 2 dönem belediye başkanlarının en verimli zamanları olmuyor 3-4 zor. Bizim belediye başkanı olarak şu kadar devam edeceğim dememiz benim açımdan doğru değil, bu ifadeleri kullanan arkadaşlarıma da saygı duyuyorum” ifadelerini kullandı.
Belediyeler kısıtlı
Engin, belediyelerin birçok konuda yetkilerinin kısıtlı olduğunu vurguladı. Belediyelere daha çok yetki verilmesi gerektiğini aktaran Engin, şunları söyledi:
“Biz yerel hükümetleriz, icra makamlarıyız. Birçok konuyu belediyeler halledebilir, Ankara’da yazışmalar ile uzuyor. İmar planı yetimiz vardı, şimdi birçok kurum devrede. Tek başlarına imar planı yapıyorlar, sonra bize yolluyorlar bizim o zaman o parselin imara açıldığından ne imar planından haberimiz yok. Genel başkanımızın kapsayıcı siyaseti işimizi kolaylaştırıyor. Biz bundan 10 yıl öncesinde dindar seçmen, muhafazakâr, merkez, liberal ve iş adamı seçmene gittiğimizde ‘benim çocuğum türbanlı sizin yüzünüzden üniversiteye gidemiyor’ diyorlardı. CHP 10-15 yıldır İzmir’deki camilerin boyalarını yapıyor halılarını yıkıyor. Cemevleri de yapılıyor. Burada kadınlarımız özgür yaşıyor. Bizim genel başkanımız ‘biz yanlış yaptık, devleti yönetenler yanlış yaptı, ana diliniz yasaklandı, sizin seçtiğiniz yerine kayyum atandı gelin helalleşelim’ dedi. Ben şu anda bunu kolaylığını yaşıyorum. Artık ötekimiz yok, her kesime hizmet veriyoruz.”
'AKP ve HDP seçmenlerinden oy alıyoruz'
CHP’li belediyeler sayesinde CHP’nin daha da yükseldiğini savunan Engin, “Oyumuz artıyor, bunun nedeni genç seçmenden oy alıyoruz, AK Partili ve HDP’li seçmenlerden oy alıyoruz. Yani biz her partiden oy alan bir partiyiz. İzmir’de şu ekonomik koşullarda bile 550 otobüs birden alındı, bir kalemde. Türkiye’de bunun başka bir örneği yok, bu Tunç Soyer’in başarısıdır. Buca Metrosu başlıyor, Çiğli Tramvayı Narlıdere Metrosu bitmek üzere. İleride Kemalpaşa Karabağlar Gaziemir Metrolarının proje ihaleleri bitecek. Bütün CHP’li belediyeler artık tarıma destek oluyor. Laboratuvarlar kuruldu, toprak analizi yapılıyor. Fidan nerede yetişir, nerede daha iyi olur. Binlerce koyun inek dağıtıldı. Köylülerin sütleri, ürünleri satın alınıyor. Tarıma destek fiilen oluyor, artık tarıma destek dendiğinde akla CHP geliyor” açıklamasını yaptı.
Uçurum azaldı!
Engin, belediye başkanları ve halk arasındaki uçurumun azaldığının altını çizerek “Türkiye’nin en yüksek oy verdiği ilçesinde belediye başkanlığı yapıyorum, vatandaşı da mahcup etmemem partiyi de mahcup etmemem lazım. Benden sonra kim olursa olsun, ben 5 yıllığına seçildim. Ben ona bakarım, sonra vatandaş karar vermeli. Kim devam kim tamam ya da kim iyi yapar. Belediye başkanlarımız gerçekten çok başarılı çalışkan ve halkçı. Artık belediye başkanları ve halk arasındaki uçurumlar azaldı. Buraya yalnız geldim, ben evime de yalnız giderim. Tek başıma da yemek yerim yürürüm, bu işleri abartmamamız lazım. Vatandaştan korkacak bir şeyimiz yok, tam tersine asıl vatandaş bize sahip çıkıyor. Biri bize yanlış bir şey söylediğinde ‘Belediye başkanımızdan ne istiyorsun, yanlış yapıyorsun’ diyorlar. Vatandaştan korkmamıza gerek yok” görüşünü aktardı.