Market zincirleri son dönemde mahalle aralarına kadar şube açmasıyla birlikte küçük esnaflar kepenk indirmeye devam ediyor. Market zincirlerinden en çok mahalle bakkalları etkilenirken konu hakkında İzmir Bakkallar ve Bayiiler Odası Başkanı Emin Bağcı, gazetemize açıklamalarda bulundu.
Ege Kesebir/ Market zincirleri son dönemde oldukça artarken bu durumdan en çok etkilenen kurum bakkallar oldu. Market zincirleri gıdadan, teknolojiye, şarküteriden manava birçok alanda satış yapması sadece bakkalları etkilemezken küçük esnaflar olumsuz etkileniyor.
Market zincirlerinden en çok mahalle bakkalları etkilenirken konu hakkında İzmir Bakkallar ve Bayiiler Odası Başkanı Emin Bağcı, gazetemize açıklamalarda bulundu.
“Türkiye’de ticaret serbest ama haksız rekabet doğmasına engel değil”
Yasalarda bu konu hakkında alan yaratılabilirse market zincirlerine kısıtlanması için çalışmalar yapılması gerektiğini dile getiren Bağcı, “Türkiye’de ticaret serbest olması haksız rekabet doğurmasına engel değil. Bunun haksız rekabet olduğunu ispatlayabildiğimiz anda yasal yollara müracaat edeceğiz. Bu mağazalar tek elden yönetiliyor. Bir kişi veya bir aileye ait dokuz bin mağaza mı daha homojen yapıdadır yoksa dokuz bin bakkal mı daha homojen yapıdadır. Dokuz bin bakkal ayrı ayrı aileler demektir. Çekirdek aile ile hesabını yaparsak 36 bin kişiye ulaşan bir yapıdan bahsediyoruz. Market zincirleri ise tek bir kişi nemalanıyor bu paradan. Bir mağazası zarar etse de diğer mağazası kar ederek kar-zarar dengesi yapabiliyor. Tümüyle zarar ettim deyip aradan çıkabilir ve devlete de hiçbir katkı koymayabilir. Her bakkal geçimini sağlayıp kar etmek zorundadır. Devlete de bir katkı değer vermek zorunda ve vergilerini yatırmak zorundadır. Bakkallar zarar ederse kapatmak zorunda çünkü devam edemezler” dedi.
Zincir marketler toplumsal dokuyu bozuyor
Zincir marketlerinin toplumsal dokuyu bozduğunu ifade eden Bağcı, “Komşuluk ilişkilerini etkiliyor. Bu İzmir özelinde de durum böyle. Köylerin en küçük mahallelerine kadar bu zincir marketleri girmiş. Burada çalışanların hepsi o mahallenin, yörenin insanı değil. Mahalle bakkalı oradan çıkmış ve oranın insanıdır. Komşusunu tanır, mahallenin amcasıdır. O yöre halkıyla bir sosyal ilişkisi vardır. Bu zincir marketler bizim sosyal ilişkimizi bitirdiler. Bitmek üzere olan sosyal ilişkilerimiz ilk olarak büyük marketlerle başladı, ona gereken önlemleri almaya çalışırlarken şimdi de sokak aralarına kadar giren zincir marketlerle her bölgeyi etkiliyorlar.”
‘Küçük esnafımı yedirmem’ diyenler bile harekete geçemedi
Hiçbir yönetimin küçük esnafı koruyamadığını söyleyen Bağcı, “Yerel yönetimlere müracaat edip bu kadar büyümesini önlemek istediğiniz zaman ‘Türkiye’de ticaret serbest’ deniyor. Türkiye’de ticaret küçük esnafın aleyhine. Anayasanın amir hükümlerinden ‘devlet küçük esnafını korur’ hangi yönetim küçük esnafı koruyan bir yasa çıkartan var mı? ‘Küçük esnafımı ezdirmem’ diyen rahmetli Ecevit bile yapamadı. Ailemde esnaf var diyen bakanlarımız, başbakanlarımız ‘küçük esnafı’ koruyacak hiçbir şey yapamıyorlar. Buna gücü yetmemesinin sebebi ‘kapitalist düzenin’ getirdiği para gücü” diye konuştu.
Sadece bakkallar etkilenmiyor, bütün esnaf etkileniyor
Artarak devam eden market zincirlerinin sadece bakkal esnaflarını etkilemediğini bütün küçük esnafı etkileyeceğini ifade eden Bağcı, “Zaten bu kadar küçük esnafların etkilenmesindeki en büyük sebep market zincirlerinin her türlü malzemeyi satıyorlar. Bakkal dükkanları ise sadece bakkaliye malzemeleri satar. Birçok yerde market zincirleri önlerine manav tezgahı, şarküteri, et ürünleri satıyorlar. Son aldıkları kararla birlikte mağazaların açılış saatini sabah 9’dan 8’e çektiler. Bir de bunun akşamları 9-10’da kapatıyorlar ve bununla birlikte küçük esnafa yaşayacak hiçbir fırsat kalmıyor” ifadelerini kullandı.
Saat sınırlaması bakkalları etkiledi
Bakkal sahiplerinin alkol yasağının saat 22.00’dan 24.00’a alınması için eylemler yapılması hakkında konuşan Bağcı, “Zincir mağazalarının haksız rekabetinden küçük esnaflarımız öyle bir noktaya geldi ki hiçbir şey satamaz hale geldiler. Küçük esnaf Saat 22.00 olsun onlar kapansın ki bir şeyler satabilelim mantığıyla düşünüyor. Alkolünü satacak, çerezini satacak gece 22.00’dan sonra insanlar evlerine çekilecek. Bakkalları ayıracak bir nokta da kısıtlama nedeniyle oluşmuyor. Bu nedenle esnaflarımız bir bir kapatıyor.”
“Bir mağaza her şeyi satamaz öyle bir düzen yok”
Türkiye’nin en medeni şehirlerinden olan İzmir’de tüketicilerin her ne kadar bilinçli olsa da mecbur kaldıkları için mağazaları kullandıklarını söyleyen Bağcı, “Ucuzluk adı altında bütün milleti reklam tuzağıyla kendilerine çekiyorlar. Tek tek zincir mağazalarını incelediğimiz zaman bir mağazası zarar ediyorsa onların için önemli değil çünkü diğer mağazadan kar ederek o açığı kapatıyorlar. Ekmekten otomobile her şeyi satabiliyorlar. Bir mağaza her şeyi satamaz öyle bir düzen yok. Manav sebzesini, fırıncı ekmeğini, bakkal bakkaliye malzemesini ayrı ayrı özelliği vardır. Konunun uzmanı kişiler bu satışları gerçekleştirirler. Her şeyi sattıklarından dolayı esnafın uzmanlığını gösterecek hiçbir alanı kalmadı” dedi.
“Hiçbir esnafın arkasında finans şirketi yok”
Vatandaşların cebinde nakit para kalmadığı için alışverişlerini kredi kartı ile gerçekleştirdiğini ve bununla birlikte bakkallarda komisyon alındığına dair açıklamalarda bulunan Bağcı, “Bu her bakkalımız yapmasa da örneğin sigara özelinde daha çok yapılıyor. Sigaranın özellikle kar marjı yüzde iki civarlarında bununla birlikte kredi kartlarının komisyonları çok yüksek. Kredi kartından çekildiği zaman bakkalın dayanacak gücü kalmıyor. Çünkü hiçbir esnafın arkasında bir finans şirketi yok. Bunların yaklaşık Türkiye genelinde 9 bin şubesi olduğu için bankalar pos cihazlarında yatırımları bana yaparsanız komisyon almıyor. Kendileri bunu yapmıyor arkalarında finans gücü bu imkanı onlara sağlıyor. Market zincirlerinin karsız yaptıkları iş yoktur. Bakkaldan daha ucuza satamazlar; onların maliyetleri daha yüksektir, yüzde 40 kar koymadan hiçbir ürünü satmazlar. Halbuki bakkallar da ise en fazla yüzde 25 kar koyar. Bir dostluk ilişkisi vardır. Çünkü hep tanıdığı ilişki kurduğu insanlara satış yaparlar” diye konuştu.
“En büyük kriz savar bakkallardır”
Yerel yönetimlerin market zincirleri konusunda neler yapabileceği hakkında ifadelerini dile getiren Bağcı, “Bu kadar açılmalarını engellemek en azından bir park sorunu yan yana açılmaları. Bunu engelleyebilirler. Küçük esnafı korumak için bunu yapabilirsiniz. Ama kimse taşın altına elini koymak istemiyor. Herkes günü kurtartmaya çalışıyor. Hiçbir kimse esnafı koruyorsunuz diye size mahkeme açamaz. Ancak düzenden yana olursanız düzenden yana olanlar, olmayanlar olarak ikiye ayrılırsınız. Böyle cesaretli yöneticileri öncelik olarak yerel yönetimlerden bekliyoruz. Yerel yönetimlerden başlayarak bu marketlere bir sınırlama getirilmesini daha sonrasında hükümet bazında. Hükümetinde çalışmaları olsa da belli baskılarla meclisten yasa geçinceye kadar bir süre gidiyor. O süre zarfında da açılmadık mağaza sayısı kalmıyor. Toplumsal doku kalmadıktan esnafı bitirdikten sonra açmasalar ne fayda. Telafisi olmayan ekonomik sıkıntılar yaşayacağız. Ekonomik kriz olduğunda en büyük kriz savar bakkallardır. Nakit parası, kredi kartı olmadığı zaman ilk müracaat ettiği yerler komşuları olan bakkal dükkanlarıdır. Kredi kartınızın insanların avlama zamanı geçecek. İnsanları gerçekleri görüp bakkallara geri dönüş yapacaklar” açıklamalarında bulundu.
Ege Kesebir/ Market zincirleri son dönemde oldukça artarken bu durumdan en çok etkilenen kurum bakkallar oldu. Market zincirleri gıdadan, teknolojiye, şarküteriden manava birçok alanda satış yapması sadece bakkalları etkilemezken küçük esnaflar olumsuz etkileniyor.
Market zincirlerinden en çok mahalle bakkalları etkilenirken konu hakkında İzmir Bakkallar ve Bayiiler Odası Başkanı Emin Bağcı, gazetemize açıklamalarda bulundu.
“Türkiye’de ticaret serbest ama haksız rekabet doğmasına engel değil”
Yasalarda bu konu hakkında alan yaratılabilirse market zincirlerine kısıtlanması için çalışmalar yapılması gerektiğini dile getiren Bağcı, “Türkiye’de ticaret serbest olması haksız rekabet doğurmasına engel değil. Bunun haksız rekabet olduğunu ispatlayabildiğimiz anda yasal yollara müracaat edeceğiz. Bu mağazalar tek elden yönetiliyor. Bir kişi veya bir aileye ait dokuz bin mağaza mı daha homojen yapıdadır yoksa dokuz bin bakkal mı daha homojen yapıdadır. Dokuz bin bakkal ayrı ayrı aileler demektir. Çekirdek aile ile hesabını yaparsak 36 bin kişiye ulaşan bir yapıdan bahsediyoruz. Market zincirleri ise tek bir kişi nemalanıyor bu paradan. Bir mağazası zarar etse de diğer mağazası kar ederek kar-zarar dengesi yapabiliyor. Tümüyle zarar ettim deyip aradan çıkabilir ve devlete de hiçbir katkı koymayabilir. Her bakkal geçimini sağlayıp kar etmek zorundadır. Devlete de bir katkı değer vermek zorunda ve vergilerini yatırmak zorundadır. Bakkallar zarar ederse kapatmak zorunda çünkü devam edemezler” dedi.
Zincir marketler toplumsal dokuyu bozuyor
Zincir marketlerinin toplumsal dokuyu bozduğunu ifade eden Bağcı, “Komşuluk ilişkilerini etkiliyor. Bu İzmir özelinde de durum böyle. Köylerin en küçük mahallelerine kadar bu zincir marketleri girmiş. Burada çalışanların hepsi o mahallenin, yörenin insanı değil. Mahalle bakkalı oradan çıkmış ve oranın insanıdır. Komşusunu tanır, mahallenin amcasıdır. O yöre halkıyla bir sosyal ilişkisi vardır. Bu zincir marketler bizim sosyal ilişkimizi bitirdiler. Bitmek üzere olan sosyal ilişkilerimiz ilk olarak büyük marketlerle başladı, ona gereken önlemleri almaya çalışırlarken şimdi de sokak aralarına kadar giren zincir marketlerle her bölgeyi etkiliyorlar.”
‘Küçük esnafımı yedirmem’ diyenler bile harekete geçemedi
Hiçbir yönetimin küçük esnafı koruyamadığını söyleyen Bağcı, “Yerel yönetimlere müracaat edip bu kadar büyümesini önlemek istediğiniz zaman ‘Türkiye’de ticaret serbest’ deniyor. Türkiye’de ticaret küçük esnafın aleyhine. Anayasanın amir hükümlerinden ‘devlet küçük esnafını korur’ hangi yönetim küçük esnafı koruyan bir yasa çıkartan var mı? ‘Küçük esnafımı ezdirmem’ diyen rahmetli Ecevit bile yapamadı. Ailemde esnaf var diyen bakanlarımız, başbakanlarımız ‘küçük esnafı’ koruyacak hiçbir şey yapamıyorlar. Buna gücü yetmemesinin sebebi ‘kapitalist düzenin’ getirdiği para gücü” diye konuştu.
Sadece bakkallar etkilenmiyor, bütün esnaf etkileniyor
Artarak devam eden market zincirlerinin sadece bakkal esnaflarını etkilemediğini bütün küçük esnafı etkileyeceğini ifade eden Bağcı, “Zaten bu kadar küçük esnafların etkilenmesindeki en büyük sebep market zincirlerinin her türlü malzemeyi satıyorlar. Bakkal dükkanları ise sadece bakkaliye malzemeleri satar. Birçok yerde market zincirleri önlerine manav tezgahı, şarküteri, et ürünleri satıyorlar. Son aldıkları kararla birlikte mağazaların açılış saatini sabah 9’dan 8’e çektiler. Bir de bunun akşamları 9-10’da kapatıyorlar ve bununla birlikte küçük esnafa yaşayacak hiçbir fırsat kalmıyor” ifadelerini kullandı.
Saat sınırlaması bakkalları etkiledi
Bakkal sahiplerinin alkol yasağının saat 22.00’dan 24.00’a alınması için eylemler yapılması hakkında konuşan Bağcı, “Zincir mağazalarının haksız rekabetinden küçük esnaflarımız öyle bir noktaya geldi ki hiçbir şey satamaz hale geldiler. Küçük esnaf Saat 22.00 olsun onlar kapansın ki bir şeyler satabilelim mantığıyla düşünüyor. Alkolünü satacak, çerezini satacak gece 22.00’dan sonra insanlar evlerine çekilecek. Bakkalları ayıracak bir nokta da kısıtlama nedeniyle oluşmuyor. Bu nedenle esnaflarımız bir bir kapatıyor.”
“Bir mağaza her şeyi satamaz öyle bir düzen yok”
Türkiye’nin en medeni şehirlerinden olan İzmir’de tüketicilerin her ne kadar bilinçli olsa da mecbur kaldıkları için mağazaları kullandıklarını söyleyen Bağcı, “Ucuzluk adı altında bütün milleti reklam tuzağıyla kendilerine çekiyorlar. Tek tek zincir mağazalarını incelediğimiz zaman bir mağazası zarar ediyorsa onların için önemli değil çünkü diğer mağazadan kar ederek o açığı kapatıyorlar. Ekmekten otomobile her şeyi satabiliyorlar. Bir mağaza her şeyi satamaz öyle bir düzen yok. Manav sebzesini, fırıncı ekmeğini, bakkal bakkaliye malzemesini ayrı ayrı özelliği vardır. Konunun uzmanı kişiler bu satışları gerçekleştirirler. Her şeyi sattıklarından dolayı esnafın uzmanlığını gösterecek hiçbir alanı kalmadı” dedi.
“Hiçbir esnafın arkasında finans şirketi yok”
Vatandaşların cebinde nakit para kalmadığı için alışverişlerini kredi kartı ile gerçekleştirdiğini ve bununla birlikte bakkallarda komisyon alındığına dair açıklamalarda bulunan Bağcı, “Bu her bakkalımız yapmasa da örneğin sigara özelinde daha çok yapılıyor. Sigaranın özellikle kar marjı yüzde iki civarlarında bununla birlikte kredi kartlarının komisyonları çok yüksek. Kredi kartından çekildiği zaman bakkalın dayanacak gücü kalmıyor. Çünkü hiçbir esnafın arkasında bir finans şirketi yok. Bunların yaklaşık Türkiye genelinde 9 bin şubesi olduğu için bankalar pos cihazlarında yatırımları bana yaparsanız komisyon almıyor. Kendileri bunu yapmıyor arkalarında finans gücü bu imkanı onlara sağlıyor. Market zincirlerinin karsız yaptıkları iş yoktur. Bakkaldan daha ucuza satamazlar; onların maliyetleri daha yüksektir, yüzde 40 kar koymadan hiçbir ürünü satmazlar. Halbuki bakkallar da ise en fazla yüzde 25 kar koyar. Bir dostluk ilişkisi vardır. Çünkü hep tanıdığı ilişki kurduğu insanlara satış yaparlar” diye konuştu.
“En büyük kriz savar bakkallardır”
Yerel yönetimlerin market zincirleri konusunda neler yapabileceği hakkında ifadelerini dile getiren Bağcı, “Bu kadar açılmalarını engellemek en azından bir park sorunu yan yana açılmaları. Bunu engelleyebilirler. Küçük esnafı korumak için bunu yapabilirsiniz. Ama kimse taşın altına elini koymak istemiyor. Herkes günü kurtartmaya çalışıyor. Hiçbir kimse esnafı koruyorsunuz diye size mahkeme açamaz. Ancak düzenden yana olursanız düzenden yana olanlar, olmayanlar olarak ikiye ayrılırsınız. Böyle cesaretli yöneticileri öncelik olarak yerel yönetimlerden bekliyoruz. Yerel yönetimlerden başlayarak bu marketlere bir sınırlama getirilmesini daha sonrasında hükümet bazında. Hükümetinde çalışmaları olsa da belli baskılarla meclisten yasa geçinceye kadar bir süre gidiyor. O süre zarfında da açılmadık mağaza sayısı kalmıyor. Toplumsal doku kalmadıktan esnafı bitirdikten sonra açmasalar ne fayda. Telafisi olmayan ekonomik sıkıntılar yaşayacağız. Ekonomik kriz olduğunda en büyük kriz savar bakkallardır. Nakit parası, kredi kartı olmadığı zaman ilk müracaat ettiği yerler komşuları olan bakkal dükkanlarıdır. Kredi kartınızın insanların avlama zamanı geçecek. İnsanları gerçekleri görüp bakkallara geri dönüş yapacaklar” açıklamalarında bulundu.