Hande TURAN- EGE'YE BAKIŞ/ İzmir’de 30 Ekim tarihinde meydana gelen 6.9 şiddetindeki ve 115 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan depremin yaraları sarılmaya çalışırken, depremin tartışılacağı “Ortak Akıl Buluşması” gerçekleştirilmişti. Buluşmaya, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden deprem alanında uzman akademisyenler, bilim insanları ve TMMOB'a bağlı meslek odaları da katılmıştı.İzmir Depremi'nin değerlendirildiği toplantıda deprem alanına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından alınmayan TMMOB bu karar eleştirmişti. Bir eleştiri de İnşaat Mühendisleri İzmir Şube Başkanı Eylem Ayatar'dan geldi. Deprem anından hemen sonra irtibata geçildiğini ve alanda görev almak istediklerini aktaran Ayatar, “ Üyelerimiz içinde hasar tespit eğitimi almış olanlar vardı, işin neresinde yer alalım, biz de sürece katılalım şeklinde talebimiz oldu. Öncesinde olumlu geçen görüşme, pazartesi günü enkaz alanına geçtiğimizde 'meslek odalarından kimseyi almıyoruz'a dönüştü. İzmir'i bilen mühendisler olarak sürecin içinde yer alamadık” dedi.
TÜRKİYE'NİN HER YERİNDEN TEKNİK ELEMAN GELDİ , IMO'YA GEREK YOK DENDİDepremden sonra yapılacak çalışmalarda görev almak üzere Bakanlık'tan İnşaat Mühendisleri Odası'na ihtiyacın olduğu açıklmasının yapılmasının ardından, İnşaat Mühendisleri İzmir Şubesi olarak harekete geçtiklerini aktaran Ayatar, “Biz işin neredesinde yer alalım diye sorduk. Birlikte eğitim gerçekleştirmiştik. Üyelerimiz arasında hasar tespit eğitimi alanlar vardı. Onları yönlendirelim dedik. Pazar sabahı biz de yer almak istiyoruz şeklinde yazı gönderin dediler. Pazartesi günü üyelerimiz enkaz alanına gitti. Ancak sabah bizimle iletişime geçip yazı yazmanıza gerek yok, IMO'ya gerek kalmadı dediler. Alana gittiğimizde bize ihtiyaç olmadığını ilettiler. Tüm Türkiye'den teknik elemanlar geliyor, herkes seferber olmuş durumdaydı. Biz konum gereği zaten 15 dakika uzaklıktayız. Ancak bu sürece dahil olamadık. Bu gelenlerin yol parasını kim verdi, konaklamayı kim karşıladı. Bunların hepsi bizim cebimizden çıkıyor. İhtiyaç varsa gelsinler. Onlar geliyorsa burada ihtiyaç vardır, İnşaat Mühendislerine de ihtiyaç vardır” dedi.SADECE GÖNÜLLÜLÜK ESASI DEĞİLİzmir'i bilen inşaat mühendisleri, mimarları, teknik elemanlarının da IMO gibi sürecin dışında kaldıklarını ifade eden Ayatar, “IMO'nun kabul edilmediğini öğrendiğimizde zaten deprem alanında masamızı kurmuştuk. Vatanaşlarla görüşmelerimize devam ettik. En son İzmir Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ile irtibatımız sonucunda 50 kişilik bir ekibi alana alacaklarını söylediler. Alanda çalışabilek için üyelerimiz bir gün tablet eğitimi aldı. Ertesi gün alana görev için gidildiğinde tekrar 'meslek odalarından gelenleri almıyoruz' şeklinde olumsuz yanıt aldık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile aramızda bir gerginlik yoktu. Birlikte iş birliği içinde çalışıyoruz. Bakanlığa bağlı olan yapı denetim firmalarında çalışanların eğitimlerini de biz veriyoruz. Ancak bu deprem de bir şey oldu ve biz sürece dahil edilmedik. Hasar tespit direkt Bakanlığa bağlı olduğu için İzmir Büyükşehir Belediyesi de bu noktada inisiyatif alamadı. Ancak Türkiye Afet Müdehale Planında İzmir İnşaat Mühendisleri Odası olarak ismimiz yer alıyor. Sadece gönüllülük esası değil aynı zamanda olması gereken yazılı bir görevlendirme olmasına rağmen sürecin içinde yer bulamadık” diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN HER YERİNDEN TEKNİK ELEMAN GELDİ , IMO'YA GEREK YOK DENDİDepremden sonra yapılacak çalışmalarda görev almak üzere Bakanlık'tan İnşaat Mühendisleri Odası'na ihtiyacın olduğu açıklmasının yapılmasının ardından, İnşaat Mühendisleri İzmir Şubesi olarak harekete geçtiklerini aktaran Ayatar, “Biz işin neredesinde yer alalım diye sorduk. Birlikte eğitim gerçekleştirmiştik. Üyelerimiz arasında hasar tespit eğitimi alanlar vardı. Onları yönlendirelim dedik. Pazar sabahı biz de yer almak istiyoruz şeklinde yazı gönderin dediler. Pazartesi günü üyelerimiz enkaz alanına gitti. Ancak sabah bizimle iletişime geçip yazı yazmanıza gerek yok, IMO'ya gerek kalmadı dediler. Alana gittiğimizde bize ihtiyaç olmadığını ilettiler. Tüm Türkiye'den teknik elemanlar geliyor, herkes seferber olmuş durumdaydı. Biz konum gereği zaten 15 dakika uzaklıktayız. Ancak bu sürece dahil olamadık. Bu gelenlerin yol parasını kim verdi, konaklamayı kim karşıladı. Bunların hepsi bizim cebimizden çıkıyor. İhtiyaç varsa gelsinler. Onlar geliyorsa burada ihtiyaç vardır, İnşaat Mühendislerine de ihtiyaç vardır” dedi.SADECE GÖNÜLLÜLÜK ESASI DEĞİLİzmir'i bilen inşaat mühendisleri, mimarları, teknik elemanlarının da IMO gibi sürecin dışında kaldıklarını ifade eden Ayatar, “IMO'nun kabul edilmediğini öğrendiğimizde zaten deprem alanında masamızı kurmuştuk. Vatanaşlarla görüşmelerimize devam ettik. En son İzmir Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ile irtibatımız sonucunda 50 kişilik bir ekibi alana alacaklarını söylediler. Alanda çalışabilek için üyelerimiz bir gün tablet eğitimi aldı. Ertesi gün alana görev için gidildiğinde tekrar 'meslek odalarından gelenleri almıyoruz' şeklinde olumsuz yanıt aldık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile aramızda bir gerginlik yoktu. Birlikte iş birliği içinde çalışıyoruz. Bakanlığa bağlı olan yapı denetim firmalarında çalışanların eğitimlerini de biz veriyoruz. Ancak bu deprem de bir şey oldu ve biz sürece dahil edilmedik. Hasar tespit direkt Bakanlığa bağlı olduğu için İzmir Büyükşehir Belediyesi de bu noktada inisiyatif alamadı. Ancak Türkiye Afet Müdehale Planında İzmir İnşaat Mühendisleri Odası olarak ismimiz yer alıyor. Sadece gönüllülük esası değil aynı zamanda olması gereken yazılı bir görevlendirme olmasına rağmen sürecin içinde yer bulamadık” diye konuştu.