Hepimizin yakından bildiği üzere tüm dünya olarak büyük paniğe yol açan bu virüs çok fazla can kaybına yol açmış ve önlem alınmazsa daha da fazla can kaybına yol açacağı öngörülmektedir. COVID-19 (Coronavirüs) adlı bu bulaşıcı hastalık Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilmiştir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan ilk vaka ile gerekli önlemler alınmış ve uygulanmaya başlanmıştır.
Bir yandan tedbirler alınmakta iken bir yandan da çok fazla endişe nedeni ile sağlık birimleri asılsız şüpheler ile meşgul edilmeye başlanmış ya da Sağlık bakanlığından geldiklerini iddia ederek vatandaşın evlerine giderek hakim olan endişe duyguları üzerinden istismarlar başlamıştır. Bu istismarların önüne geçebilmek için Bakanlığın geliştirdiği uygulama ile şüphe duyan kişilerin 184 Sabim Korona Danışma Hattını arayarak destek almaları sağlanmış olup bu hususlarda resmi kurumlar dışında yayılan söylentilere inanmamak gerekmektedir. Virüsün bulaşmasını engelleyecek tıbbi konular hakkında çokça bilgilendirilmeler yapılmakta olup konunun hukuki boyutu hakkında da bilgilendirme yapılması gerekli olduğu kanısındayız.
Bilindiği üzere bulaşıcı hastalıklar; vücuda giren bakteri, virüs, mantar veya parazit gibi küçük organizmaların sebep olduğu hastalıklar olup birçok farklı bulaşıcı hastalık çeşidi ve bulaşma yolu vardır. Bu salgının önüne geçilmesi ve bulaşmayı öncelemek amacı ile alınan tedbirler ve bu tedbirlerin uygulanması herkes için bağlayıcı olup kanunları bilmemek mazeret sayılmayacağından tedbirler hususunda bilgilenmemek veya tedbirleri uygulamamanın mazereti de olmayacaktır. Konuya ilişkin düzenleme Türk Ceza Kanunu 195. Maddesinde suç olarak tanımlanmıştır. Söz konusu düzenleme
"TCK 195.md:
Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma
Bulaşıcı hastalıklardan birine yakalanmış veya bu hastalıklardan ölmüş kimsenin bulunduğu yerin karantina altına alınmasına dair yetkili makamlarca alınan tedbirlere uymayan kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." şeklindedir.
Zaruret hali dışında yurt dışına çıkılmaması, salgının bulunduğu yerden dönenler için tedbirlerin ( Virüsün bulunduğu ülkelerden, ülkemize gelenlerin 14 gün karantinada kalması, Ev içinde ev sakinlerinden farklı bir odada kalma, Eve ziyaretçi almama, İnsanlarla 1 metre mesafe uzaklıkta kalma vs. gibi tedbirlerin yer aldığı bir taahhütname imzalatılır ve evlerine gönderilir. ) arasında yer alan ve taahhütü imzalayıp, evde izolasyon kurallarına uymayan kişiler yetkililerce belirlenecek yerde karantina uygulamasını da kabul etmiş sayılırlar.
Gerek yurt dışı nedeni ile taahhütname imzalayan gerekse sair alınan tüm tedbirlere uymamak suç oluşturmaktadır. Yine unutmamak gerekir ki bu tedbirlerin uygulanması için kişinin hasta olması aranmaz. Yine madde hükmünde yer alan bahsi geçen makamlarca alınan tedbirlere uymama ifadesinden anlaşılması gereken sadece elimizi sabunla vs. dezenfekte etmekle sınırlı değildir. Madde kapsamında yer alan düzenleme gereği sadece hastalığa yakalanan kişiler cezalandırılmayacaktır. Hastalığa yakalanmış olma şüphesi taşıyan veya hastalık şüphesi altındaki kişinin yakınlarındaki kişilerin de alınan önlemlere uymaması sonucu ceza verileceğinden bahsedilmiştir.
Bunun için herkesin bilgilenme ve gerekli idari birimleri bilgilendirme hakkı ve yükümlülüğü vardır. Bu nedenle çevrenizde karantinaya alınması gereken kişiler veya karantinaya alınmış olan kişilerin bu koşullara uymadığını fark ettiğiniz kişiler var ise idari birimlere bildirmeniz gerekmektedir. Zira bu koşullara uymamak da suçtur.
Ayrıca bu suçla ilgili bir kişinin cezalandırılması için şikayet şart olmadığından, yetkililerce kendiliğinden (re’sen) de dikkate alınarak TCK 195.md kapsamında cezalandırılması mümkündür. Tüm dünyanın teyakkuzda olduğu bu konuda birçok ülkede de karantina kurallarına uymayanlara para veya hapis cezası uygulamaktadır. Bulaşıcı hastalıklar ile mücadelenin en etkili yöntemi alınacak tedbirler ve bu tedbirlere de uyulmasıdır. Gerek kendi can güvenliğimiz, gerekse toplum sağlığı açısından duyarlı olup bu yaptırımlara riayet edilmesi hukuksal açıdan da zorunluluktur.
Bir yandan tedbirler alınmakta iken bir yandan da çok fazla endişe nedeni ile sağlık birimleri asılsız şüpheler ile meşgul edilmeye başlanmış ya da Sağlık bakanlığından geldiklerini iddia ederek vatandaşın evlerine giderek hakim olan endişe duyguları üzerinden istismarlar başlamıştır. Bu istismarların önüne geçebilmek için Bakanlığın geliştirdiği uygulama ile şüphe duyan kişilerin 184 Sabim Korona Danışma Hattını arayarak destek almaları sağlanmış olup bu hususlarda resmi kurumlar dışında yayılan söylentilere inanmamak gerekmektedir. Virüsün bulaşmasını engelleyecek tıbbi konular hakkında çokça bilgilendirilmeler yapılmakta olup konunun hukuki boyutu hakkında da bilgilendirme yapılması gerekli olduğu kanısındayız.
Bilindiği üzere bulaşıcı hastalıklar; vücuda giren bakteri, virüs, mantar veya parazit gibi küçük organizmaların sebep olduğu hastalıklar olup birçok farklı bulaşıcı hastalık çeşidi ve bulaşma yolu vardır. Bu salgının önüne geçilmesi ve bulaşmayı öncelemek amacı ile alınan tedbirler ve bu tedbirlerin uygulanması herkes için bağlayıcı olup kanunları bilmemek mazeret sayılmayacağından tedbirler hususunda bilgilenmemek veya tedbirleri uygulamamanın mazereti de olmayacaktır. Konuya ilişkin düzenleme Türk Ceza Kanunu 195. Maddesinde suç olarak tanımlanmıştır. Söz konusu düzenleme
"TCK 195.md:
Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma
Bulaşıcı hastalıklardan birine yakalanmış veya bu hastalıklardan ölmüş kimsenin bulunduğu yerin karantina altına alınmasına dair yetkili makamlarca alınan tedbirlere uymayan kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." şeklindedir.
Zaruret hali dışında yurt dışına çıkılmaması, salgının bulunduğu yerden dönenler için tedbirlerin ( Virüsün bulunduğu ülkelerden, ülkemize gelenlerin 14 gün karantinada kalması, Ev içinde ev sakinlerinden farklı bir odada kalma, Eve ziyaretçi almama, İnsanlarla 1 metre mesafe uzaklıkta kalma vs. gibi tedbirlerin yer aldığı bir taahhütname imzalatılır ve evlerine gönderilir. ) arasında yer alan ve taahhütü imzalayıp, evde izolasyon kurallarına uymayan kişiler yetkililerce belirlenecek yerde karantina uygulamasını da kabul etmiş sayılırlar.
Gerek yurt dışı nedeni ile taahhütname imzalayan gerekse sair alınan tüm tedbirlere uymamak suç oluşturmaktadır. Yine unutmamak gerekir ki bu tedbirlerin uygulanması için kişinin hasta olması aranmaz. Yine madde hükmünde yer alan bahsi geçen makamlarca alınan tedbirlere uymama ifadesinden anlaşılması gereken sadece elimizi sabunla vs. dezenfekte etmekle sınırlı değildir. Madde kapsamında yer alan düzenleme gereği sadece hastalığa yakalanan kişiler cezalandırılmayacaktır. Hastalığa yakalanmış olma şüphesi taşıyan veya hastalık şüphesi altındaki kişinin yakınlarındaki kişilerin de alınan önlemlere uymaması sonucu ceza verileceğinden bahsedilmiştir.
Bunun için herkesin bilgilenme ve gerekli idari birimleri bilgilendirme hakkı ve yükümlülüğü vardır. Bu nedenle çevrenizde karantinaya alınması gereken kişiler veya karantinaya alınmış olan kişilerin bu koşullara uymadığını fark ettiğiniz kişiler var ise idari birimlere bildirmeniz gerekmektedir. Zira bu koşullara uymamak da suçtur.
Ayrıca bu suçla ilgili bir kişinin cezalandırılması için şikayet şart olmadığından, yetkililerce kendiliğinden (re’sen) de dikkate alınarak TCK 195.md kapsamında cezalandırılması mümkündür. Tüm dünyanın teyakkuzda olduğu bu konuda birçok ülkede de karantina kurallarına uymayanlara para veya hapis cezası uygulamaktadır. Bulaşıcı hastalıklar ile mücadelenin en etkili yöntemi alınacak tedbirler ve bu tedbirlere de uyulmasıdır. Gerek kendi can güvenliğimiz, gerekse toplum sağlığı açısından duyarlı olup bu yaptırımlara riayet edilmesi hukuksal açıdan da zorunluluktur.
Av. Hayri UYSAL.
STJ.AV.ELİFNUR DUMAN
STJ.AV.FULYA AYANOĞLU