Berivan Kaya/ Ege’ye Bakış- Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı IARC tarafından, birinci grupta kesin kanserojen olarak tanımlanan Asbest bütün İzmir’i etkisi altına aldı. İzmir'deki Aliağa Gemi Söküm Tesisleri'nde parçalanan "Gökhan Han" adlı gemide asbest tespit edildi. Konuya ilişkin açıklama yapan Asbest Söküm Uzmanları Derneği Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, İzmir'e ve Aliağa'ya dair önemli açıklamalarda bulundu.
Gemiler hep Aliağa’ya geliyor!
Aliağa’daki bazı Gemi söküm tesislerinin Avrupa Birliği’nden yeterlilik aldığını belirten Mehmet Şeyhmus Ensari, “Avrupa Birliği’nden söküme gönderilen gemilerin A.B yeterliliği alan ülkelerde sökülmesi hususu var. Bu yeterlilik sadece Türkiye’de değil. Yunanistan, İngiltere gibi pek çok ülke var, ama nedense bu gemiler sökülmek için hep Aliağa’ya geliyor. Gemilerde asbest dışında daha birçok zararlı kimyasallar var. Bunlar parçalandığında açığa çıkar ve toz halinde havaya yayılır. Orada çalışan işçiler solunum yoluyla ciğerlerine alır. Deniz kenarında olduğundan dolayı sulara karışıyor ve çevreye yayılıyor” dedi.İşçiler ölüme koşuyor…
Gemi söküm işçilerinin tedbir alınmadan çalıştırıldığına dikkat çeken Ensari, “Bu işin en çok mağduru gemi söküm tesisinde çalışan işçilerimiz. İşçilerin kimisi bilerek, kimisi bilmeyerek ölüme koşuyor. Aliağa’da daha önce uzmanlarımız ve gemi söküm çalışanlarımız bize bilgi aktardı. Gemi söküm işçileri yeterli tedbir alınmadan orada çalıştırılıyor. Kar odaklı bir iş olduğu için orada işçinin sağlığı geri planda kalıyor. Kar hırsı patronları kör ediyor. Biz dernek olarak Aliağa’daki halkın ve işçilerin mağduriyetinin bildiğimizden dolayı sık sık söylüyoruz, orada çalışan işçiler kesinlikle ölecekler. Akciğer hastalığı kaçınılmaz bir son. Asbestin bertarafına ve İş sağlığı ve güvenliği kriterlerine dikkat edilmiyor. Özellikle Aliağa özelinde bir yönetmeliğimiz var. Asbestli çalışmalarda sağlık ve güvenlik önlemleri hakkında yönetmelik. Bu yönetmelikte geminin kurallara göre sökülmesi ve tehlikeli malzemeyi bertaraf tesisine gönderilmesi için maddeler var” ifadelerine yer verdi.
Avrupa da olsa toplu katliam…
Aliağa’da durumun gün geçtikçe kötüye gittiğine değinen Ensari, “İşçilere koruyucu kıyafetler, maskeler ve her şeyden önce bir eğitim verilmeli. İşçiler kansorejen ve tehlikeli bir madde ile çalıştığını bilmeli. Eğitim almayan işçiler Aliağa’da çalıştırılmış. Bu skandal Avrupa da olsa toplu katliamdan yargılanırlar. Aliağa gün geçtikçe kötüye gidiyor. Gemi sökümünde çalışan işçiler 50li yaşlara gelmeden hayatını kaybedecek. Göz göre göre o insanları ölüme terk etmeyelim. Sadece işçilere değil çevreye ve halka da zarar veriyor. Önce tehlikenin farkında olmalıyız. Asbestle mücadele bir yerde sermayeye karşı mücadeledir” dedi.
“Telefon ile temiz raporu alınıyor!”
Asbest raporlarının sadece kağıt üzerinde bir rapor olduğuna değinen Mehmet Seyhmus Ensari, numune alınmadan telefon ile rapor alındığını ileri sürdü. Ensari açıklamasında, “Şu anda İzmir’deki yıkımlar ve Aliağa’daki gemi söküm tesislerinin tüm raporları kağıt üzerinde. İzmir’de inşaata gidip numune alınmadan, telefon ile asbest temiz raporları alınıyor. 400 lira için yalan rapor veren insanlar var. Belediyelere çağrımızdır, biz uzmanlarımız ile gönüllü bir şekilde raporları inceleyebiliriz” ifadelerine yer verdi.
Bayraklı Belediyesi asbestli malzemeyi inkar etti!
Bayraklı Belediyesi’nin asbestli malzemeyi inkar ettiğini söyleyen Başkan Ensari, “Bayraklı bölgesi için ümitli konuşamayacağım. Bayraklı Belediyesi ile yaşadığımız Piyale makarna söküm olayı var. Asbestli malzemeleri inkar ettiler. İzmir halkına şu an ölüm solutuyorlar. Belediye halkın yanında değil, güçlünün yanında yer alıyor. Bayraklı halkına geçmiş olsun diyorum. Birkaç yıl sonra Bayraklı’da solunum yetmezliği vakalarının arttığını göreceksiniz” dedi.
Soyer’i bürokratları engelledi iddiası…
Asbest için çalışmalara ilgi gösteren Tunç Soyer’i bürokratlarının engellediğini iddia eden Ensari, “ İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile görüştük. Kendisi çok ilgilendi fakat bürokratları engelledi, önümüze set kurdu. Bir belediye başkan yardımcısı asbest raporu alarak müteahhitleri üzmeyelim gibi bir ifade kullanmış. Siz müteahhitin ortağı mısınız? İzmirlilerin, pandemi bitse bile yıkımlar bitene kadar maskelerini çıkarmamaları gerektiğini söyledik. Covid-19un aşısı var ama asbestin aşısı yok. Asbest biyolojik bir virüs değil. Bizim bağışıklık hücrelerimiz hemen savaşı kaybediyor. İğnemsi bir toz parçalayıp bağışıklık hücrelerimizi deliyor” ifadelerini kullandı.
Bakanlıklar kapılarını kapattı!
Bakanlıklara yapılan başvuruların sonuçlanmadığına değinen Ensari, “Sağlık Bakanlığı mevzuatta yerim yok diyor. Çalışma Bakanlığı orada asbest varsa devreye girebileceğini söylüyor. Yanlış raporlarda asbest gizleniyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise kendisi paldır küldür yıkıyor. Asbesti üç maymunu oynayarak yok edemeyeceğiz. Asbest acımaz. Asbest 2 türlü öldürüyor. İlki solunum yetmezliği, 2.si ise acı çektirerek öldürüyor. Dünyada yenilemeyen tek kanser akciğer zarı kanseridir. Çocukların pastel boylarında, bebek pudralarında, kadınların kullandığı makyaj malzemeleri çoğunda ve daha birçok malzemede asbest var. Hayatımızın her yerinde asbest var” dedi.