DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, düzenlediği basın toplantısında 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta gerçekleştirilen seçimlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Seçim sonuçlarını kapsamlı bir şekilde ele aldıklarını belirten Babacan, şöyle konuştu:
“Seçim tarihi yaklaşırken yapılan analizlerde şunu gördük; 6 parti kendi listesiyle seçime girdiğinde ittifakımız Meclis’te çoğunluğu sağlayamıyordu. D’Hondt sistemi ittifak içindeki partileri daha da yakınlaşmaya zorluyordu. İşte o anda bizim için çok zor olan bir kararı verdik ve seçime ortak listelerle girdik.
6 partiyle yaşadığımız tüm bu süreçte sık sık şu ikilemi yaşadık; milletimizin menfaati mi partimizin menfaati mi? Ne zaman bu ikilemi yaşasak tercihimizi milletimizden yana kullandık. Bedeli ne olursa olsun özgürlük, adalet, hukuk ve demokrasiden yana sağlam duruşumuzu asla bozmadık. Sonuçta kendilerine ulaşıp da ikna edebildiğimiz vatandaşlarımızın oranı yüzde 48 oldu. Evet, seçimleri kaybettik. Ancak bizim Türkiye’yi kaybetmeye tahammülümüz yok. Tam da bu nedenle biz buradayız ve dimdik ayaktayız. Sandıktan kendi payımıza ne çıktığının farkındayız. Seçimin ardından üzerimize düşen sorumluluğun da farkındayız.”
DEVA Partisi’ne daha çok ihtiyaç olduğunun altını çizen Babacan, “Çünkü bu iktidar hukukun üstünlüğüne saygı göstermeyecek. Şeffaf, hesap vermeye hazır, kural bazlı bir yönetim anlayışını hiçbir zaman benimsemeyecek. Çünkü Sayın Erdoğan’ın zihin dünyasında bu kavramların yeri yok. Bu iktidar iş başında olduğu sürece ülkemiz içine düştüğü orta gelir tuzağından hiçbir zaman kurtarılamayacak” ifadelerini kullandı.
Babacan sözlerini şöyle tamamladı:
“Yapamayacağımız hiçbir söz vermedik. Yeniden milletimizin karşısındayız. Bizim kimseye en ufak bir borcumuz yok. Hiç kimseyi aldatmadık, hep doğruları söyledik. Kazandığımız her şeyi de anamızın ak sütü gibi helalinden kazandık. Bugün seçimi helalinden kazanmış, başı dik, alnı açık 15 milletvekilimiz var. Evet seçimi kazanamadık bunun için gereken özeleştiriyi de muhasebeyi de yapmaktan kaçınmayacağız. Biz hiç kimsenin hakkını yemedik.”