GÜLPERİ TİBİN/ EGE’YE BAKIŞ –28 Mayıs’ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Seçimi 2’nci tur oylamasının ardından benzine, sigaraya, alkole gelen zamlar ve dövizdeki artış ise vatandaşın tepkisini topladı. Bunların yanı sıra kilogram fiyatı 700 TL olan dana bonfilenin sosyal medyada paylaşılması da ete gelen zamları yeniden halkın gündemine taşıdı. Kasaplar Odası İzmir Şube Başkanı Melih Şenkara, konuyla ilgili bazı açıklamalarda bulundu. Seçim sürecinin et fiyatlarındaki artışa herhangi bir etkisinin olmadığını belirten Şenkara, bu artışın sürekli olarak yaşandığını vurguladı. Şenkara konuyla ilgili önlemler alındığını ancak bunların yeterliliğinin tartışılır olduğunu belirtirken, “Devletin bununla ilgili kontrol mekanizmaları bir şekilde işlemeye devam ediyor ama ne kadar faydalı oluyor onu tartışabiliriz.” ifadelerini kullandı.
“HER ŞEY ÜRETİM MALİYETİ DEĞİL”
Et Süt Kurumu’nun fiyat dengesini kurmak için aldığı önlemlerin ancak 1 – 2 hafta fayda sağladığını belirten Şenkara, alınan tedbirler sonrasında vatandaşın alım gücüne bağlı olarak ürün alınabilirliği düştüğü için üreticinin ürününü piyasa değerinin altında vermek istemediğini söyledi. Şenkara sözlerine devam ederken şöyle konuştu:
“Bu durumu şu şekilde değerlendirebiliriz; üretici geçen yıl bir küçük baş hayvan sattığında ne kadar peynir alabiliyorsa bu yıl da bir küçük baş hayvan sattığında o kadar peynir alabilmeli. Yani üreticinin ürün satımındaki fiyatlandırmasını bir tek ürün maliyetiyle değerlendirmeyi hata olarak buluyorum. Çünkü sonuç itibariyle her şey üretim maliyeti değil. Geçen yıl 30 lira olan mazot bu yıl 20 liraya düştü; evet bu bir gerçek. Üretim maliyeti düşmüş oluyor ama bu adamın bu yıl evine aldığı bulgur fiyatı geçen yılki bulgur fiyatıyla aynı değil. Çocuğunu okula gönderirken ayağına giydirdiği bot fiyatı 5 kat artmışken, etin ya da üreticinin ürününün fiyatının aynı olmasını beklemek hata olur diye düşünüyorum.”
“ÜRETİCİ ARTIK ÜRETİM YAPMAK İSTEMİYOR”
Birçok üreticinin elindeki malı azalttığını ya da işi bırakmak üzere olduğunu söyleyen Şenkara, ürün fiyatının yükselmesinin üreticiye kar ettirmediğini belirtti. Şenkara kar edemeyen üreticinin artık üretim yapmak istediğini ifade ederken, “Örneğin, müşteri ürün kestiriyor, onun için alınan paraya bıçak fiyatı denir. Üretici, bıçak fiyatını 1 ay önce 230 liradan vermiş ama daha sonra yerine yeni besilik hayvan almaya kalktığında bunu 260 lira üzerinden satın alıyor. Bu defa elinde karı kalmıyor. Bu durum da piyasada bir sarmal halinde şu anda. O yüzden üretici artık üretim yapmak istemiyor.” diye konuştu. “DEVLET ÜRETMEK İSTEYEN VATANDAŞA SAHİP ÇIKARSA ÜRETİM ARTAR”
Daha önce gündeme gelen devlet eliyle çiftlik kurulup üretici tarafından işletilmesi yönündeki çalışmalar hakkında da konuşan Şenkara, böyle bir projenin hayata geçmesi durumunda üretimin artacağını söyledi. Şenkara, bu üretime bağlı olarak fiyatların düşüş göstermese bile en azından sabitleneceğini belirtti. Devlet, üretmek isteyen vatandaşa sahip çıkarsa üretimin artacağını ifade eden Şenkara, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Devletimiz, eğer üretmek isteyen vatandaşa çiftlik verip hayvanını koyup ‘sen bunu üret, satma bir müddet, çoğal’ derse ve daha sonra ondan bir pay devlet bir pay çiftçimiz alırsa; üretmek isteyip de yeterli güce sahip olmayan vatandaşa devlet sahip çıkıp üretimi artırırsa bu defa farklı şeyler konuşuyor oluruz. Düşüş mümkün olmasa dahi fiyatlarda bu gereksiz yükselişler olmaz. Yani bugün et fiyatının düşmesi için bizde çok fazla hayvan olması lazım. Arz – talebi fazlasıyla karşılayabilecek üretim oluşmalı ki et fiyatlarının düşüşünü konuşabilelim.”
“ŞİMDİKİ ORTAMDA FİYATLARDA DÜŞÜŞ BEKLEMEK HAYAL OLUR”
Bu dönemde et fiyatlarında herhangi bir düşüş beklemenin hayal olduğunu ifade eden Şenkara, konuşmasını tamamlarken şöyle konuştu:
“Ürün alınabilirliğinin artırılması halinde fiyatın stabil kalması bizim beklentimiz ama düşüş olmasını beklemek yanlış olur. Çünkü piyasada hiçbir şeyin düşmediğini görüyoruz. Et fiyatında düşüş bekliyorsak eğer biz her alanda düşüş olmalı. Örnek verecek aldığımız ekmeğin, bulgurun, oturduğumuz evin kirasının ya da biraz para kazanabildiysek alacağımız dairenin fiyatının da düşmüş olması gerekiyor. Yani örneğin, fiyatların yüzde 20 düşmesi için yıllık enflasyonun eksi 20 olması gerekiyor. Bu da mümkün olamayacağına göre şimdiki ortamda, et fiyatlarında düşüş beklemek biraz hayal olur.”
“HER ŞEY ÜRETİM MALİYETİ DEĞİL”
Et Süt Kurumu’nun fiyat dengesini kurmak için aldığı önlemlerin ancak 1 – 2 hafta fayda sağladığını belirten Şenkara, alınan tedbirler sonrasında vatandaşın alım gücüne bağlı olarak ürün alınabilirliği düştüğü için üreticinin ürününü piyasa değerinin altında vermek istemediğini söyledi. Şenkara sözlerine devam ederken şöyle konuştu:
“Bu durumu şu şekilde değerlendirebiliriz; üretici geçen yıl bir küçük baş hayvan sattığında ne kadar peynir alabiliyorsa bu yıl da bir küçük baş hayvan sattığında o kadar peynir alabilmeli. Yani üreticinin ürün satımındaki fiyatlandırmasını bir tek ürün maliyetiyle değerlendirmeyi hata olarak buluyorum. Çünkü sonuç itibariyle her şey üretim maliyeti değil. Geçen yıl 30 lira olan mazot bu yıl 20 liraya düştü; evet bu bir gerçek. Üretim maliyeti düşmüş oluyor ama bu adamın bu yıl evine aldığı bulgur fiyatı geçen yılki bulgur fiyatıyla aynı değil. Çocuğunu okula gönderirken ayağına giydirdiği bot fiyatı 5 kat artmışken, etin ya da üreticinin ürününün fiyatının aynı olmasını beklemek hata olur diye düşünüyorum.”
“ÜRETİCİ ARTIK ÜRETİM YAPMAK İSTEMİYOR”
Birçok üreticinin elindeki malı azalttığını ya da işi bırakmak üzere olduğunu söyleyen Şenkara, ürün fiyatının yükselmesinin üreticiye kar ettirmediğini belirtti. Şenkara kar edemeyen üreticinin artık üretim yapmak istediğini ifade ederken, “Örneğin, müşteri ürün kestiriyor, onun için alınan paraya bıçak fiyatı denir. Üretici, bıçak fiyatını 1 ay önce 230 liradan vermiş ama daha sonra yerine yeni besilik hayvan almaya kalktığında bunu 260 lira üzerinden satın alıyor. Bu defa elinde karı kalmıyor. Bu durum da piyasada bir sarmal halinde şu anda. O yüzden üretici artık üretim yapmak istemiyor.” diye konuştu. “DEVLET ÜRETMEK İSTEYEN VATANDAŞA SAHİP ÇIKARSA ÜRETİM ARTAR”
Daha önce gündeme gelen devlet eliyle çiftlik kurulup üretici tarafından işletilmesi yönündeki çalışmalar hakkında da konuşan Şenkara, böyle bir projenin hayata geçmesi durumunda üretimin artacağını söyledi. Şenkara, bu üretime bağlı olarak fiyatların düşüş göstermese bile en azından sabitleneceğini belirtti. Devlet, üretmek isteyen vatandaşa sahip çıkarsa üretimin artacağını ifade eden Şenkara, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Devletimiz, eğer üretmek isteyen vatandaşa çiftlik verip hayvanını koyup ‘sen bunu üret, satma bir müddet, çoğal’ derse ve daha sonra ondan bir pay devlet bir pay çiftçimiz alırsa; üretmek isteyip de yeterli güce sahip olmayan vatandaşa devlet sahip çıkıp üretimi artırırsa bu defa farklı şeyler konuşuyor oluruz. Düşüş mümkün olmasa dahi fiyatlarda bu gereksiz yükselişler olmaz. Yani bugün et fiyatının düşmesi için bizde çok fazla hayvan olması lazım. Arz – talebi fazlasıyla karşılayabilecek üretim oluşmalı ki et fiyatlarının düşüşünü konuşabilelim.”
“ŞİMDİKİ ORTAMDA FİYATLARDA DÜŞÜŞ BEKLEMEK HAYAL OLUR”
Bu dönemde et fiyatlarında herhangi bir düşüş beklemenin hayal olduğunu ifade eden Şenkara, konuşmasını tamamlarken şöyle konuştu:
“Ürün alınabilirliğinin artırılması halinde fiyatın stabil kalması bizim beklentimiz ama düşüş olmasını beklemek yanlış olur. Çünkü piyasada hiçbir şeyin düşmediğini görüyoruz. Et fiyatında düşüş bekliyorsak eğer biz her alanda düşüş olmalı. Örnek verecek aldığımız ekmeğin, bulgurun, oturduğumuz evin kirasının ya da biraz para kazanabildiysek alacağımız dairenin fiyatının da düşmüş olması gerekiyor. Yani örneğin, fiyatların yüzde 20 düşmesi için yıllık enflasyonun eksi 20 olması gerekiyor. Bu da mümkün olamayacağına göre şimdiki ortamda, et fiyatlarında düşüş beklemek biraz hayal olur.”