İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan İZBETON, İZDOĞA, İZULAŞ ve İZSU’da çalışan şirket işçilerinin örgütlü olduğu Türk-İş’e bağlı Belediye-İş İzmir Şubeleri ve büyükşehir bürokratları arasında Şubat ayında başlayan toplu iş sözleşmesinde uzlaşı sağlandı. TİS sürecinin imza töreni Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katılımı ile gerçekleştirildi.
“Örgütlü olursanız güçlü olursunuz”
Yeni bir dönüşüme ve değişime ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğu, “Yüzbinin üzerinde taşeron işçi vardı. Hiçbirinin sosyal güvencesi, hiçbirinin sosyal güvencesi yoktu, gelecek güvencesi yoktu. Erzurum'dan başlayarak örgütledik bunları. Türkiye'nin her yerinde kurduk. Sonra bunun mücadelesini verdik sokak sokak. Yüzbinlerce kişiye kadro vermek zorunda kaldılar. Şu anda on binlerce taşeron işçi var. Onların da hakkını hukukunu korumak zorundayız. Sizler örgütlü olduğunuzda güçlü olursunuz. Türkiye'de şu anda izlenen ekonomi politikası ile 85 milyon insan bir avuç saray beşlemesine çalışıyor. TÜİK önüne giderken işçinin, memurun, emeklinin, dul ve yetimin hakkını savunmak için gittim. Tüm sorunları çözeceğiz. Kararlıyım. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi şiddete başvursunlar asla yolumuzdan dönmeyeceğiz. Sizden sadece istediğim, sandığa giderken elinizi vicdanınıza koyarak oy kullanacaksınız. Sizin gibi milyonlar var. Düşündüğünüzden daha büyük işsizler ordusu var. Evde baba oğul yüz yüze bakamıyor. Böyle bir tabloyu hak etmiyoruz. Yeni bir dönüşüme ve değişmeye ihtiyacımız var" dedi.
“Alın terinizin yanında olacağım”
İşçilere her zaman destek olacaklarını belirten Başkan Tunç Soyer ise açıklamasında, "Aday olduğumuz zaman eşit işe eşit ücret yapacağımıza söz vermiştik. Buna bugün bir adım daha yaklaştık. Çalışanlarımızın insan onuruna yakışır bir hayat sürmesini sağlayacak ve geleceğe umutla bakmasını sağlamaya çalıştık. Toplum artık kutuplaşmayı, ayrışmayı, liyakatsiz yükselmeyi, ülkenin refahından bir avuç insanın faydalanmasını kabul etmiyor. Bu sözleşmeler birlikte başarımız. Çünkü mevzuat bizi işçi ve işveren olarak ayırsa da biz size patron olmadık. Bu dönemde karşı cephelerde değil yan yana tek yürek olarak yol yürüdük ve yürümeye devam edeceğiz. Birleşe birleşe yaptık bu TİS sürecini. Birleşe birleşe mücadele dönemi şimdi yeniden başlıyor. Emek en yüce değerlidir. Kuracağımız güzel memleket emeği en değerli şey olarak kabul eden bir memleket olacak. O günleri görmek için omuz omuz birlikte çalışmaya ve ter dökmeye devam edeceğiz. O güzel günleri sizlerin elleri ile hep birlikte kuracağız. Her daim sonuna kadar alın terinizin yanında olacağım" diye konuştu.
“Gelin iktidara getirelim”
Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, yoksulluk sınırının 20 bine dayandığına dikkat çekerek, “Yıllardan beri toplu sözleşme yapıyorum; ama şunu görüyorum ki önümüzdeki yıllarda toplu sözleşme ve örgütlü toplum olmayacak. Çünkü buna müsaade etmeyecekler. İzmir Türkiye değil; ama Türkiye’nin her yeri de İzmir gibi değil. Biz emekçilerin gidecekleri başka bir yer yok çünkü bizim vatanımız burası. Bugün yoksulluk sınırı 20 bin açlık sınırı 6 binlere dayandı. Almanya bizi kıskanıyor diyorlar; ama onların aldıkları maaş ne kadar? 2 bin Euro civarında bu da 52 bin TL. Almanya bizi kıskanıyorsa maaşları 52 bin TL yapın. Bize emeğimizin karşılığını değil sürünecek kadar veriyorlar. Biz emekçiler 16 milyonuz. İstediğimizi iktidar yaparız işte iktidar burada. Bütün emekçilere sesleniyor, bu ülke demokratikleşecek, emeğe saygı olacak eğer onlar da yapmazlarsa bizi en fazla 5 yıl kandırabilirler. Gelin iktidara getirelim. Bizim tek derdimiz özgür bir ülke. Ben diyorum ki iktidara getirelim vaatlerin yapmazsa indiririz. Ne var bunda?” dedi.
İşçilerin grev istemediğine dikkat çeken Yurdakul, “Biz grevden korkan bir kesimiz. İşçi asla grev istemez. Belediye-İş sendikası asla isteyerek greve gitmedi. Ama bizi zorla bırakırlarsa greve de gideriz” sözlerine yer verdi.
“Örgütlü olursanız güçlü olursunuz”
Yeni bir dönüşüme ve değişime ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğu, “Yüzbinin üzerinde taşeron işçi vardı. Hiçbirinin sosyal güvencesi, hiçbirinin sosyal güvencesi yoktu, gelecek güvencesi yoktu. Erzurum'dan başlayarak örgütledik bunları. Türkiye'nin her yerinde kurduk. Sonra bunun mücadelesini verdik sokak sokak. Yüzbinlerce kişiye kadro vermek zorunda kaldılar. Şu anda on binlerce taşeron işçi var. Onların da hakkını hukukunu korumak zorundayız. Sizler örgütlü olduğunuzda güçlü olursunuz. Türkiye'de şu anda izlenen ekonomi politikası ile 85 milyon insan bir avuç saray beşlemesine çalışıyor. TÜİK önüne giderken işçinin, memurun, emeklinin, dul ve yetimin hakkını savunmak için gittim. Tüm sorunları çözeceğiz. Kararlıyım. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi şiddete başvursunlar asla yolumuzdan dönmeyeceğiz. Sizden sadece istediğim, sandığa giderken elinizi vicdanınıza koyarak oy kullanacaksınız. Sizin gibi milyonlar var. Düşündüğünüzden daha büyük işsizler ordusu var. Evde baba oğul yüz yüze bakamıyor. Böyle bir tabloyu hak etmiyoruz. Yeni bir dönüşüme ve değişmeye ihtiyacımız var" dedi.
“Alın terinizin yanında olacağım”
İşçilere her zaman destek olacaklarını belirten Başkan Tunç Soyer ise açıklamasında, "Aday olduğumuz zaman eşit işe eşit ücret yapacağımıza söz vermiştik. Buna bugün bir adım daha yaklaştık. Çalışanlarımızın insan onuruna yakışır bir hayat sürmesini sağlayacak ve geleceğe umutla bakmasını sağlamaya çalıştık. Toplum artık kutuplaşmayı, ayrışmayı, liyakatsiz yükselmeyi, ülkenin refahından bir avuç insanın faydalanmasını kabul etmiyor. Bu sözleşmeler birlikte başarımız. Çünkü mevzuat bizi işçi ve işveren olarak ayırsa da biz size patron olmadık. Bu dönemde karşı cephelerde değil yan yana tek yürek olarak yol yürüdük ve yürümeye devam edeceğiz. Birleşe birleşe yaptık bu TİS sürecini. Birleşe birleşe mücadele dönemi şimdi yeniden başlıyor. Emek en yüce değerlidir. Kuracağımız güzel memleket emeği en değerli şey olarak kabul eden bir memleket olacak. O günleri görmek için omuz omuz birlikte çalışmaya ve ter dökmeye devam edeceğiz. O güzel günleri sizlerin elleri ile hep birlikte kuracağız. Her daim sonuna kadar alın terinizin yanında olacağım" diye konuştu.
“Gelin iktidara getirelim”
Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, yoksulluk sınırının 20 bine dayandığına dikkat çekerek, “Yıllardan beri toplu sözleşme yapıyorum; ama şunu görüyorum ki önümüzdeki yıllarda toplu sözleşme ve örgütlü toplum olmayacak. Çünkü buna müsaade etmeyecekler. İzmir Türkiye değil; ama Türkiye’nin her yeri de İzmir gibi değil. Biz emekçilerin gidecekleri başka bir yer yok çünkü bizim vatanımız burası. Bugün yoksulluk sınırı 20 bin açlık sınırı 6 binlere dayandı. Almanya bizi kıskanıyor diyorlar; ama onların aldıkları maaş ne kadar? 2 bin Euro civarında bu da 52 bin TL. Almanya bizi kıskanıyorsa maaşları 52 bin TL yapın. Bize emeğimizin karşılığını değil sürünecek kadar veriyorlar. Biz emekçiler 16 milyonuz. İstediğimizi iktidar yaparız işte iktidar burada. Bütün emekçilere sesleniyor, bu ülke demokratikleşecek, emeğe saygı olacak eğer onlar da yapmazlarsa bizi en fazla 5 yıl kandırabilirler. Gelin iktidara getirelim. Bizim tek derdimiz özgür bir ülke. Ben diyorum ki iktidara getirelim vaatlerin yapmazsa indiririz. Ne var bunda?” dedi.
İşçilerin grev istemediğine dikkat çeken Yurdakul, “Biz grevden korkan bir kesimiz. İşçi asla grev istemez. Belediye-İş sendikası asla isteyerek greve gitmedi. Ama bizi zorla bırakırlarsa greve de gideriz” sözlerine yer verdi.