20. Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali, buca Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen muhteşem açılış gecesiyle başladı.
Ülkemizin uluslararası düzeyde ödül veren ilk kısa film festivali olan Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İzmir Televizyon Yapımcıları Derneği’nin desteğiyle düzenlenen İzmir Kısa Film Festivali, yerli ve yabancı pek çok sanatçının katılımıyla 20’nci kez başladı. Festivalin açılış gecesi buca belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlendi. Muhteşem açılışa ünlü sanatçılar Farah Zeynep Abdullah, Mustafa Alabora, Selda Alkor, Metin Aldulger, festival filmleri yönetmenleri ve çok sayıda davetli katıldı. 20’nci Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali’nde Altın Kedi ödülleri için yarışacak filmlerin fragman gösterimi ve Lösemi Haftası dolayısıyla ‘Canım Kardeşim’ filminin mutlu sonlu versiyonunun kamera arkası belgeseli gösteriminin ardından konuşan Festival Direktörü Yusuf Saygı, “Bu sene 20’nci yılımız ve 20 yıl gerçekten uzun bir yoldu bizim için film gösterimi günleriyle başlayan maceramız bu sene Türkiye’nin en büyük Kısa Film Festivali’ne dönüştü. Buradan 20’nci yılla ilgili bir kaç kişiye teşekkür de etmek istiyorum. Öncelikle 20 yıldır bize ev sahipliği yapan Fransız Kültür Merkezi’ne bize salonlarını açtıkları için çok teşekkürler. Bu yıl çok fazla başvurumuz oldu ve zorlu bir süreçten geçtik filmleri seçtik güzel bir seçki hazırladık sizlere. Umarım filmlerimizi izler ve beğenirsiniz ve ayrıca tanıtımlarımızı yapan Büyükşehir Belediyemize, açılışımıza ev sahipliği yapan Buca Belediyemize çok teşekkür ediyorum. Ve Buca Belediyesi’nde son üç yıldır Gençlik Merkezi’nde yaptığımız film gösterimleriyle de Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerine de ulaşmış oluyoruz. Hepiniz hoş geldiniz” dedi.
“Sanata ve sanatçıya destek vermekten onur duyuyoruz”
Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, “Bizler kentin kanaat önderleri olarak sinema sanatıyla birlikte sanatın her dalını kent geneline yaymak ve kentin tüm dinamikleri tarafından benimsenmesini sağlamak için çalışmalarımızı var gücümüzle devam ettiriyoruz. Sanata ve sanatçıya değer vermekten destek vermekten gurur ve onur duyuyoruz”
Buca’nın sanatsal eksiklikleri ortadan kalkacak
Buca’nın bir üniversite kenti olduğunu vurgulayan Kılıç, “Buca’nın çok büyük bir gençlik potansiyeli var yaklaşık 60 bine yakın öğrenci ve bunun dışında öncesinde öğrencilik hayatını geçirip benim gibi Buca’da ikamet etmye devam eden çok büyük bir potansiyel var fakat sizlsr de biliyorsunuz Buca’mızda her ne kadar Bucalının göstermiş olduğu yakın ilgiye rağmen Bucamızda özellikle sanatsal faaliyetlerin gerçekleştirilebileceği alanlar konusunda çok ciddi sıkıntılar var. Buca’mızda sinema yok, tiyatro yok. Ben özellikle tiyatroyu da çok önemsiyorum. Buca’mızdaki sinema salonu tiyatro salonu sanat merkezi eksikleri için çalışmalarımız bu süreçte yaptık ve önümüzdeki dönemde 2020 yılından itibaren Buca’nın sinema, tiyatro ve gösteri sanatları merkezlerini sırayla açacağız. Bucalımız ve tüm İzmirlinin kullanımına açacağız ve artık Buca’daki bu eksiklik ortadan kalkacak. Buca’daki sanatseverler sanatla, sinemayla, tiyatroyla buluşacaklar . Aynı zamanda Buca Sanat Akademisi’ni kurarak çocuklarımızın resimle, tiyatroyla, müzikle, sinemayla iç içe olabilecekleri bir merkez yaratacağız. Ve halihazırda inşaatı devam eden Buca’daki Gösteri Sanatları Merkezimiz de yakın bir süreçte faaliyete geçecek ve yine orada sizlerle sanat, sinema ve tiyatroyla buluşacağız” diye konuştu.
“Maskemi Takarım Farkındalık Yaratırım”
Kılıç, “Bu hafta 2-8 Kasım Dünya Lösemili Çocuklar Haftası. Bizler artık Lösemi’nin bulaşıcı bir hastalık olmadığını, tedavi edilebilir bir hastalık oldğunu biliyoruz. Farkındalık yaratarak Lösemili çocukların toplumda diğer hastalıklar gibi hiçbir ayrım gözetilmeden yaşayabilmelerini sağlayabiliriz. Bizler de geçtiğimiz hafta bununla ilgili bir çalışma yaptık. ‘Maskemi takarım farındalık yaratırım’ şeklinde bir çalışmamız var sizlerin de bu hafta sosyal medyada Lösemiyle ilgili paylaşımlar yaparak bu farkındalığı topluma aksettirmenizi diliyorum” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından film gösterimi yapıldı. Açılış programı Dolce Band Orkestrası’nın konseriyle sona erdi.
Ülkemizin uluslararası düzeyde ödül veren ilk kısa film festivali olan Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İzmir Televizyon Yapımcıları Derneği’nin desteğiyle düzenlenen İzmir Kısa Film Festivali, yerli ve yabancı pek çok sanatçının katılımıyla 20’nci kez başladı. Festivalin açılış gecesi buca belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlendi. Muhteşem açılışa ünlü sanatçılar Farah Zeynep Abdullah, Mustafa Alabora, Selda Alkor, Metin Aldulger, festival filmleri yönetmenleri ve çok sayıda davetli katıldı. 20’nci Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali’nde Altın Kedi ödülleri için yarışacak filmlerin fragman gösterimi ve Lösemi Haftası dolayısıyla ‘Canım Kardeşim’ filminin mutlu sonlu versiyonunun kamera arkası belgeseli gösteriminin ardından konuşan Festival Direktörü Yusuf Saygı, “Bu sene 20’nci yılımız ve 20 yıl gerçekten uzun bir yoldu bizim için film gösterimi günleriyle başlayan maceramız bu sene Türkiye’nin en büyük Kısa Film Festivali’ne dönüştü. Buradan 20’nci yılla ilgili bir kaç kişiye teşekkür de etmek istiyorum. Öncelikle 20 yıldır bize ev sahipliği yapan Fransız Kültür Merkezi’ne bize salonlarını açtıkları için çok teşekkürler. Bu yıl çok fazla başvurumuz oldu ve zorlu bir süreçten geçtik filmleri seçtik güzel bir seçki hazırladık sizlere. Umarım filmlerimizi izler ve beğenirsiniz ve ayrıca tanıtımlarımızı yapan Büyükşehir Belediyemize, açılışımıza ev sahipliği yapan Buca Belediyemize çok teşekkür ediyorum. Ve Buca Belediyesi’nde son üç yıldır Gençlik Merkezi’nde yaptığımız film gösterimleriyle de Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerine de ulaşmış oluyoruz. Hepiniz hoş geldiniz” dedi.
“Sanata ve sanatçıya destek vermekten onur duyuyoruz”
Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, “Bizler kentin kanaat önderleri olarak sinema sanatıyla birlikte sanatın her dalını kent geneline yaymak ve kentin tüm dinamikleri tarafından benimsenmesini sağlamak için çalışmalarımızı var gücümüzle devam ettiriyoruz. Sanata ve sanatçıya değer vermekten destek vermekten gurur ve onur duyuyoruz”
Buca’nın sanatsal eksiklikleri ortadan kalkacak
Buca’nın bir üniversite kenti olduğunu vurgulayan Kılıç, “Buca’nın çok büyük bir gençlik potansiyeli var yaklaşık 60 bine yakın öğrenci ve bunun dışında öncesinde öğrencilik hayatını geçirip benim gibi Buca’da ikamet etmye devam eden çok büyük bir potansiyel var fakat sizlsr de biliyorsunuz Buca’mızda her ne kadar Bucalının göstermiş olduğu yakın ilgiye rağmen Bucamızda özellikle sanatsal faaliyetlerin gerçekleştirilebileceği alanlar konusunda çok ciddi sıkıntılar var. Buca’mızda sinema yok, tiyatro yok. Ben özellikle tiyatroyu da çok önemsiyorum. Buca’mızdaki sinema salonu tiyatro salonu sanat merkezi eksikleri için çalışmalarımız bu süreçte yaptık ve önümüzdeki dönemde 2020 yılından itibaren Buca’nın sinema, tiyatro ve gösteri sanatları merkezlerini sırayla açacağız. Bucalımız ve tüm İzmirlinin kullanımına açacağız ve artık Buca’daki bu eksiklik ortadan kalkacak. Buca’daki sanatseverler sanatla, sinemayla, tiyatroyla buluşacaklar . Aynı zamanda Buca Sanat Akademisi’ni kurarak çocuklarımızın resimle, tiyatroyla, müzikle, sinemayla iç içe olabilecekleri bir merkez yaratacağız. Ve halihazırda inşaatı devam eden Buca’daki Gösteri Sanatları Merkezimiz de yakın bir süreçte faaliyete geçecek ve yine orada sizlerle sanat, sinema ve tiyatroyla buluşacağız” diye konuştu.
“Maskemi Takarım Farkındalık Yaratırım”
Kılıç, “Bu hafta 2-8 Kasım Dünya Lösemili Çocuklar Haftası. Bizler artık Lösemi’nin bulaşıcı bir hastalık olmadığını, tedavi edilebilir bir hastalık oldğunu biliyoruz. Farkındalık yaratarak Lösemili çocukların toplumda diğer hastalıklar gibi hiçbir ayrım gözetilmeden yaşayabilmelerini sağlayabiliriz. Bizler de geçtiğimiz hafta bununla ilgili bir çalışma yaptık. ‘Maskemi takarım farındalık yaratırım’ şeklinde bir çalışmamız var sizlerin de bu hafta sosyal medyada Lösemiyle ilgili paylaşımlar yaparak bu farkındalığı topluma aksettirmenizi diliyorum” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından film gösterimi yapıldı. Açılış programı Dolce Band Orkestrası’nın konseriyle sona erdi.