Güzel bir eğitim alarak, güzel bir okulda, üniversitede okumak, kariyerin merdiven basamaklarında yükselmek her gencin tatlı hayalidir. Üniversite sınav günleri yaklaştıkça heyecan başladı. Gençlerimizde ve biz ailelerde. Okulda eğitime başlayan her öğrencinin hayallerini süsleyen, hedefine giden tek yol sınavlardan geçiyor. Peki, bu hayallerini öğrencilerin kaçta kaçı başarıyor? Kaç ta kaçı başaramıyor? Neden başarıyor? Neden başaramıyor? Başarının altında yatan kaygılı olmaması mıdır değil midir? Ya da başarısızlıkta ailelerin fazlasıyla evhamlı olması mıdır?
Sınav kaygısı başarıyı nasılvenedenetkiliyor?
Lise, üniversite giriş sınavları günümüz eğitim ve öğretiminde başlarda yer alan önemli sınavlardır. Sınav öncesi birçok öğrencinin kaygılanması sınav tarihi yaklaştıkça daha çok baş gösterir. ‘’ Ya gerekli puanı alamazsam? Annem babam çevrem ne der? Arkadaşlarım iyi yerleri kazanırsa, ben kazanamazsam ne olacak? Öğrenciler vb. olumsuz düşüncelere kapılırlar.Bu sınavlara giren öğrencilerin kimisinde kabus, kimisinde panik heyecan, kimilerinde ise kaygılanma sendromları görülür. Kimilerinde ise hiçbir şey olmadan normal sınava girer çıkarlar. Sınavlarda öğrencilerin kaygı yaşamasının yanında aileler de o kaygıyı kendilerince yaşarlar. Kimileri için takıntı haline dönüşür kimileri için ise korku.Aile içinde öğrenci için de yaşanılanlar son derece normal ve doğal bir durumdur. “Çünkü sınavlar insan hayatında belli bir performans ve belli bir emek eforu gerektiren, yoğun yaşanılan durumlardır.
Sınav kaygısının kontrol edilemezolması ve korku rüzgârına kapanılması ağır bir sorundur.
Önemli olan kaygıyı yenebilmek ve oto kontrol altında dengede tutmaktır. Kontrol edilebilen kaygı dikkati arttırıyor, öğrenmeyi daha bir hızlandırıyor. Kaygının abartılı ve takıntılı hale getirilmesi başarısızlığa yol açar. Kaygılanmayı aza indirerek, dozunda tutmak denge de tutmak yanında, öğrencinin sınavdaoto kontrol sağlaması şart.Unutmayınız ki; başarınızı, mutluluğunuzu, özgüveninizi geliştirmenize yardımcı olacak en önemli şeylerden biridir oto kontrol. Öğrenciye düşen elinden geleceğini yapacağını bilmesi, anne babalara da düşen de bu süreçte soğukkanlı bir şekilde çocuğunun yanında olması yeterlidir.Bazı kişiler veya aileler sınava öyle bir ağır sanki baş edilmez anlam yükleyerek, dünyanın sanki sonu gelecekmişçesine ‘’ ya olacak, ya olacak’’ dercesine öğrencinin duygu durum bozukluğuna ve moral çöküntüsüne neden olabiliyorlar.
Sınav kaygısını nasıl mı yeneriz?
Sınava girecek öğrencilerimize naçizane önerilerim şunlardır:
Öncelikle sınava iyi hazırlandığınızı, elinizden gelen çabayı çalışmayı yaptığınıza inanmanız lazım.
İyi çalışmış olsanız dahi bu demek değildir kaygı sıfır olacaktır. Herkes de olacağı gibi azda olsa kaygı olacaktır.
Çok korkulacak bir durumun olmadığını düşünerek, anlayarak başarılı olmaya çalışacağınıza sınav günü elinizden gelen tüm gayreti göstereceğinize içtenlikle inanıp bilmeniz gereklidir.
Moralinizi son derece üst seviyede tutarak, mahalle baskısına, karşılaştırılmalı yakıştırmalara daha doğrusu moralinizi bozacak tüm sohbetlere sözlere kulağınızı kapamalısınız.
Kendi bildiğiniz başarı hedefine odaklanmalısınız.
Sınava bir gün kala uykunuzu çok iyi almış ve dinlenmiş olarak zihinde dinç kalmalısınız.
Vizyon ve misyon‘sahibi olacağım’ inancıyla, kendi yol haritanızı kendinizden başkası daha iyi belirleyemez. Yani kaptan sizsiniz.
Sınava iki gün kala, kaygılardan uzak, bol neşe ve motivasyonlasınav saatine çok iyi dinlenerek hazır olmalısınız.
Başaracağım inancı ve azmiyle sakinlik ve sessizlik içinde hazır olmalısınız..
Hem bedenen hem ruhen hem de zihnen hazır olmalıyız.
**Bu hafta sonu yapılacak YKS sınavlarına girecek tüm öğrencilerimize başarılar diler,her şey diledikleri ve istedikleri gibi olması temenni ve dualarımızla.
''Her başarı hikayesinde, cesur kararlar almış birini bulacaksın.'' (Peter F. Drucker)
Sosyolog-Yazar
Gökhan İlhan