Çocukluk kavramı, son zamanlarda dünyada çeşitli yönleriyle tartışılmakta ve kendine özgü nitelikleri ile değişim ve dönüşümlü konularla ele alınmaktadır. Bu konularla, çeşitli disiplinlerin bakış açısı ile araştırmalar yapılmaktadır. Kimi zaman çocuk hakları, çocuk işçiler, çocuk suçluluğu, çocuk istismarı, çocukluk politikaları gibi konular olmaktadır. Çocukların sosyolojide ve özellikle de klasik sosyolojide ihmal edilmiş oldukları gerçeği, çocukluk sosyolojisi alanında çalışan akademisyenlerce açıklıkla kabul edilmiştir. Çocukluk yaşamı sosyolojiye göre sosyal bir gerçekliktir. Araştırmalar içerisinde yoksul çocuklar, kimsesiz çocuklar, sokak çocukları, işçi çocuklar, mülteci çocuklar, asker çocuklar, taciz, istismar ve şiddete maruz kalan çocuklar, damat çocuklar, çocuk gelinler derken engelli çocuklar, kısacası bizim çocuklarımız, bizim yavrularımız. Dünyanın, toplumların neşe kaynakları en güzel meyveleri.
Çocuk yaşta gelin, çocuk yaşta damat.
Dünya ülkelerinde olduğu gibi, maalesef ülkemizde de çocuk sorunları kanayan sosyal bir yara. Teröre karşı ülke savunmasında kahraman, şehitlerimizin yetim kalan çocukları. Ahlak yoksunlarınca yapılan çocuk tacizleri, ayrılıklarda çocukların yalnızlığı ve küçük yaşta zorla evlendirilen çocuklar. Boşanma aşamasında öncesi ve sonrası annenin babaya, babanın anneye müşterek çocuğu göstermemesi kaçırması. Sokaklarda kalan yatan kalkan çocuklar. Çocukluğunu yaşamadan, ergenliğe ulaşmadan, kendilerini anne-baba olarak bulan çocuklarımız. Uluslararası belgelere göre, on sekiz yaşının altında yapılan her evliliğe “çocuk evliliği” ve evlenen kıza “çocuk gelin” denilmektedir. Burada çocuk evliliği derken, evlilik sözü ile kastedilen hukuki anlamda değil, sosyolojik anlamda evliliktir.
Çocuk yaşta evliliklerin, temelinde yoksulluk ve ailelerin cehaleti yatmaktadır.
Dünya genelinde çocuk evliliklerinin en büyük nedenleri arasında, yoksulluk, mal mülk, başlık parası, zenginlik hayali, düşük eğitim seviyesi ve ailelerin kızlarını evlilikle koruma altına alma düşüncesi vardır. Yoksulluk ve eğitimsizlikle gelen büyük bir akıl tutulmasıdır, küçük yaştaki kız çocukların zorla evliliğe sürüklendirilmesi. Daha buluğa ermemiş kız çocukları için bu tür evlilikler tamamen bir şoktur bir travmadır. Yaşadığı şokun bilincinde olmadan güler oynar, evlendirilir. Akranlarıyla oyun oynayıp, okula gideceği bir dönemde, evliliğe ittirilen, zorlanan bir çocuğun durumunu sizin hayal gücünüze bırakıyorum. Baba bilir, dede bilir, nine bilir, abi bilir, düşüncesiyle korku salıp zorla evlendirilen kız çocukları Akıl, vicdan ve merhametten yoksun, hukuk dışı davranışlarla kör cahillik yapan, insanlıktan nasibini alamamış ebeveynler, eş, dost, akrabalar.
"Cehaletle savaşmak, düşmanla savaşmaktan daha zordur.
Burada iki önemli ana etken yoksulluk ve cehalet. Yoksulluk ve cehaleti yendiğimiz takdirde inanıyorum ki bu tür sosyal yaraları kapatmış olacağız. Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi "Cehaletle savaş düşmanla savaştan daha az önemli değildir. “Cehaletle savaş devlet politikası yanında, eğitimcilerimize, sivil toplum kuruluşlarına, meslek odalarına kısacası tüm insanlığa hasıl olan bir görevdir. Yapılan araştırmalar da; Eğitim erken yaşta evliliklerin hem sebebi hem sonucu olarak ele alınmaktadır. Şöyle ki ebeveynlerin ve çocukların eğitim düzeyi düştükçe erken evliliklerin oranı artıyor. Erken evlilikler arttıkça çocukların okula devamlılığında azalma görülüyor.
‘’Yemin ederim ki, dünyanın bütün toprakları bir tek insanın kanını akıtmaya değmez.’’
Savaş ve çatışmaların çocukların yaşamında meydana getirdiği olumsuz sonuçlar arasında, yaralanma ve sakat kalma, öldürülme, işkence ve kötü muameleye maruz kalma, ebeveynlerini ve yakınlarının yaralanması ve ölümü, şiddet (fiziksel, psikolojik, cinsel) mağduru veya faili olma, çocuk asker olarak savaş ve çatışmalarda bulunan çocuklar vardır. Yayınlanan bir rapora göre ‘’2013 ile 2017 arasında, silah seslerinin susmadığı 10 ülkede, beş yaşının altında en az 870 bin çocuğun hayatını kaybettiği öğrenildi. Birleşmiş Milletler verilerine göre ise; geçen yıl tüm dünyada devam eden savaş ve çatışmalar nedeniyle 12 binden fazla çocuk hayatını kaybetti. Bu acı tablo karşısında merhum üstat Cemil Meriç’in deyimiyle ‘’ Yemin ederim ki, dünyanın bütün toprakları bir tek insanın kanını akıtmaya değmez.
Daha kendisi çocuk iken, kucağında bir an çocuk buldu, anne oldu baba oldu..
Kimi aileler, ev sayısını azaltmak için, kimi ebeveynler ise cehaletin getirdikleriyle, saklambaç, körebe oynayacak, bisiklete binecek kız çocuklarını babası hatta dedesi yaşında olan adamlarla evlendirmektedirler. Kendisi çocuk iken, kucağında bir an çocuk buluyor. Küçük yaşta evlendirilen kız çocukları, sosyal yaşamı yasaklanmış, konuşmaz, görmez, duymaz bilmez bir hal alıyorlar. Sadece sözde kocasına itaat etme alışkanlığına yönlendirilirler. Bu durum içerisinde ruhsal bozukluklar baş gösterir. Psikolojik ve fizyolojik belirtiler her geçen gün daha bir görülür.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2016 verilerine göre, Türkiye'de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısı, son 10 yılda yaklaşık 3 kat artarken 250 bin çocuk istismara uğradı. TÜİK'in 2019 verilerine göre ise güvenlik birimlerine suç mağduru olarak gelen 206 bin 498 çocuğun yüzde 15,2'si cinsel suçlardan mağdur oldu. Hem istismarı engellemek, hem farkındalık geliştirmek, hem de çocukları rehabilite etmek için hukuk yaptırımı ve bunun yanında kurumlarca birçok adımlar, önlemlerin alınması gerekmektedir.
Çocuk tacizlerine hiç bir yöneticinin, hiçbir yasa yapıcıların göz yumacağını düşünmüyor ve de inanmıyorum.
Araştırmada göze çarpan detaylardan biri 135 çocuğun eğitim durumu. İstismar edilen çocuklardan okula gitmeyen %11,1; Ana okul seviyesinde % 2,2; İlkokul seviyesinde olanların % 28,1; ortaokul seviyesinin %38,5 olduğu görülmektedir. İstismarın ortaya çıkma şekli incelendiğinde ise % 40 mağdur ifadesi, % 14 başkasının görmesi ile gerçekleşmiş. Çocuk tacizlerine hiç bir yöneticinin, hiçbir siyasetçinin göz yumacağını düşünmüyor ve inanmıyorum. Çünkü her kesin bir evladı, herkesin torunu herkesin bir aile bağı vardır. Bunu düşünse düşünse insanlıktan nasibini almamış kişilik bozuklukları olanlardır.
Avrupa'da 5 çocuktan 1'i cinsel şiddete maruz kalıyor
Dünyada her yıl yaklaşık 40 milyon çocuğun istismara maruz kaldığı tahmin edilirken, ABD, İngiltere, Almanya, Rusya ve Hindistan gibi ülkelerde ciddi sayıda vakanın yaşanması dikkat çekiyor. Dünya genelinde her yıl milyonlarca çocuk fiziksel, cinsel, duygusal ve ekonomik olmak üzere farklı türde birçok istismara maruz kalıyor.
Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD'nin çocuk istismarı konusundaki karnesi oldukça kötü. ABD’de istismara uğrayan mağdurların yüzde 48'inin erkek, yüzde 52'sinin kadın olduğuna işaret edilirken, her 10 saniyede bir çocuğun istismarla karşı karşıya kaldığı veya tecavüze uğradığının raporlara görüldü.Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezlerinin yayımladığı rapora göre, ülkede 2017'de yaklaşık 674 bin çocuk istismarı ve ihmali vakası tespit edildi. Raporlarda, bin 720 çocuğun istismar ve ihmalden öldüğü vurgulanırken, her 4 çocuktan 1'inin hayatlarının bir döneminde istismar ve ihmal ile yüzleştiği yer aldı. Rusya'da çocukların yüzde 78,4'ü hayatlarında bir kez tacize uğruyor. Hindistan, Rusya ve Japonya gibi büyük ülkelerde de ciddi ölçüde çocuk istismarı vakaları yaşanıyor.
Her bir çocuğa, bizim çocuklarımız gözüyle bakılıp toplumsal rehabilite şart.
Bu tür erken evliliklerin, sık görüldüğü bölgelerdeki, yerlerde ki; öğretmenlerden, din adamlarına, muhtarlardan doktorlara ebelerden, yerel yöneticilere, vatandaşlardan, ailelerle kadar eğitimsel çalışmalara inilmelidir. Duyarlılığın artırılmasının çok önemli olduğu bir gerçektir. Basın medya ile görsellerle desteklenmeli duyarlılık oluşturulmalıdır. Çünkü bu çocuklar ''Bizim çocuklarımız.'' Bu acı olan, sosyal yarada şu ülke, bu ülke şu ilçe, bu ilçe, şu bölge, bu bölgeden ziyade toplumsal bir sosyal yara olarak tümden dünyamız, ülkemiz adına acı olarak görmek ve kalıcı önlemler ele alınması gerekir. Doğusu da biziz, batısı da biz. Egesi de biz, Karadeniz’i de biziz. Kısacası bu dünya bu ülke hepimizin ortak yaşam alanı. Bu çocuklarda ülkemizin meyveleri ve bizim çocuklarımız. Kısacası dünyada toplumsal rehabilite şart.
Her çocuğun kalbinde, yüreğinde, kendinden çok daha büyük bir çocuk vardır.
Mart 2020 pandemi nedeniyle okulların kapanmasıyla, çocuklara yönelik ihmal ve istismar riskleri artmış, ihbar edilme oranlarını düşürmüş, çocukların internet üzerinden istismara daha çok maruz kaldığı da görülmüştür.
*****Çocuk yaşta yaptırılan evliliklerin, çocuğun cinsel istismarı kapsamında tutulması ve değerlendirilmesi ve cezai yaptırımların kararlı ve katı olması zaruridir. Ailelerin ve failler olarak evlenen erkeklerin mutlaka yasal yaptırımlara tabi tutulması gerekmektedir. Çocukları Koruma Kanunu, Ceza Yasası, Medeni Kanun ve diğer yasalardaki çocuklarla ilgili yasalar çocuklarımıza, çocukluklarını yaşatmalıdır.
*****Çocuğa yönelik şiddet için 7/24 ulaşılabilecek aktif ve derhal yanıt veren bir ihbar ve destek hattı oluşturulmalı. Mağdurların kolay ve daha hızlı bir şekilde adalete erişimleri için önlemler alınmalı; çocuğun üstün yararını temel alan hukuki yardım almaları sağlanmalı. Cezasızlık politikasına derhal son verilmeli, yasalar gerektiği gibi uygulanmalı. Acil eylem planları hazırlanmalı.
********Çocukların internet güvenliğinin sağlanmasında teknoloji şirketlerine daha fazla sorumluluk verilmesi ve denetim ve kontrollerin yasalar çerçevesinde daha özenle ve hassasiyetle uygulanması da ayrı bir gerekliliktir.
***********Unutmayalım ki; Her çocuğun kalbinde, yüreğinde, kendinden çok daha büyük bir çocuk vardır. Sonuç olarak, çocuk istismarı konusunda hassasiyetle üzerinde durulması ve acil önlemlerin daha da alınması yaptırımların uygulanması şarttır. Çocuğa aile içinde ve dış çevrede koruyucu ilginin artırılması, yasalarla çocuk istismarı ve ihmalinin önlenerek azaltılması, çocuğun ailede emek gücü değil neşe kaynağı olarak görülmesi temenni ve dileklerimle.
"Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, Onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır." M.Kemal Atatürk
Sosyolog/Yazar
Gökhan İlhan