İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, 23 bin işçinin çalıştığı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’deki toplu sözleşme sürecinin tıkanmasına ilişkin Egedesonsöz’e değerlendirmede bulundu.
Ege'de Sonsöz'den Ender Aldanmaz'ın haberine göre, Greve saatler kala sendika ile bir araya gelinip gelinmeyeceği konusunda açıklama yapan Başkan Tugay, “Haberleşme var ama doğrudan görüşme için bir planlama yok. Herkes kendi tarafında bir değerlendirme yapıyor. Doğrudan görüşme için bir randevu durumumuz yok” dedi.
ARKADAŞLARIMIZIN TALEPLERİNE ‘OLUR’ DİYEMİYORUZ
Başkan Tugay, sendikanın taleplerinin belediye bütçesinde karşılığının olmadığını belirtti. Tugay açıklamasında “TİS’te yüzde 20’leri falan hedeflediğimiz bir durum vardı. Bunu yüzde 30’lara çıkardık. Yani daha fazlası için bütçemiz yok. O yüzden adım atamıyoruz. Ben sonuçta patron değilim yani. Cebimden çıkarıp da vermiyorum ya da işçilerden alıp da kendi karımız olarak bir tarafa koyacak değiliz. Bütçe yönetiminde bunun karşılığı yok ve yani arkadaşlarımızın taleplerine ‘olur’ diyemiyoruz” ifadelerini kullandı.
İŞE DEVAM PRİMİ, RAPOR ALMAMA PRİMİ BENDEN ÖNCEKİ DÖNEMDE İCAT EDİLMİŞ ŞEYLER
TİS görüşmelerinin maaş konusu dışında başta ‘işe devam primi’ olmak üzere kabul edemeyecekleri teklifler olduğunu ve buralarda da uzlaşı olmadığını kaydeden Tugay, “Başka talepler de var. Onların içerisinde de başından beri ilkesel olarak karşı çıktığımız ve henüz uzlaşamadığımız konular var. Soyer döneminde ‘işe devam primi’ diye bir prim konmuş. Yani bu ne demek anlamıyoruz. İşe devam zaten zorunlu. Bunun primi olur mu? Olmasın. Rapor almama primi diye bir prim konmuş. Ben doktorum. İnsan hastaysa rapor alacak. Hasta olmayan bir insanın rapor almamasını doğru bulmayız. Hasta olmadığı halde rapor alan varsa bu zaten usulsüz ve dolandırıcı bir tavır. Onu da savunamayız. Bunlar geçen dönem icat edilmiş şeyler. Bunlar da epey bir miktar tutuyor bu arada” şeklinde konuştu.
SADECE BİR RAKAMDA ANLAŞAMAMAK DEĞİL KONU
Tugay açıklamasında şunları söyledi:
“Türkiye'de ve muhtemelen dünyada örneği olmayan işler. Bunlarda da anlaşamadık yani. Haftalık çalışma saati 45 saat mesela. 40 saatte düşün diyorlar ama yasal olarak 45 saat. Normal bir sözleşmeye dönmemiz lazım. Konu para olmanın ötesinde bir uzlaşmaz bir tutum var ve çıkmaza sürüklüyor. Sadece bir rakamda anlaşamamak değil konu. Biz bu hakları geçen dönem aldık, bunları vermek istemiyoruz diyorlar. Türkiye'de ve dünyada eşi benzeri olmayan bazı şeyler, primler, haklar... Ve hani başka kurumlar da yok, başka belediyeler de yok. Özel sektörde zaten hiç yok. Bizde olması da bize adaletli gelmiyor açıkçası...”
KRİZ MASASI OLUŞTURDUK
Olası bir grev durumunda grevin etkilerini azaltma noktasında çalışmalar yapacaklarını söyleyen Başkan Tugay “Kriz masasını oluşturduk. İşkur'a zorunlu olduğuna inandığımız hizmetlerin aksamaması için bildirimde bulunduk. Oradan gelecek yazıyla, yani asgari ihtiyaçların karşılanması için gerekli tedbirler alınacak. Hepimiz sahada olacağız. Takip ediyor olacağız” açıklamasını yaptı.
SENDİKANIN MAKUL OLMAYAN TEKLİFLERİ MAKUL DÜZEYE İNDİRMESİ GEREKİYOR
Sendikaya çağrı yapan Tugay, “Temennimiz grevin olmaması. Ya da olacaksa da mümkün olan en kısa sürede sonuçlanması, normale dönmesi. Ama bu şu anda bizim elimizde değil. Sendikanın makul olmayan teklifleri makul düzeye indirmesi gerekiyor. Burada pazarlıkla ilgili değil yaklaşımla, anlayışla ilgili temel bir sorun var. Benim yönetimimde İzmir Büyükşehir Belediyesi daha farklı bakıyor bu işlere. Bunu sendikaların da herkesin de algılaması lazım. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ve pek çok belediyenin personel sayısı, ücret politikaları, toplu iş sözleşmesindeki ağır şartları köklü şekilde düzeltmezsek eğer, o zaman ileri ki günlerde sağlıklı hizmet veremeyiz. İzmir halkının en çok bu konuda bizi doğru anlamasını isterim. Çünkü peşinde koştuğumuz şey bir pazarlıkla bir para korumakla falan değil, daha iyi bir kurum olma adına sağlıklı çalışma şartları oluşmasını sağlamak. Burada maalesef bazı kötü alışkanlıkları da değiştirmeye çalışıyor diyor. Buradaki kastım şu, muadili eş değeri karşılaştırabileceğimiz diğer kesimlere baktığınız zaman pek çok kesimde olmayan bir sürü hak ve ücret talebi var. Türkiye'de İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin çalışanları dışında başka belediye çalışanları var. Memurlar var. Diğer kamu kurumu çalışanları var. Ondan sonra özel sektör çalışanları var. Hepsine birden bakmamız lazım ve onlarla karşılaştırma yapmamız gerekiyor. Ben vali maaşını telaffuz ederken, yani herkes Türkiye'nin içinde bulunduğu ücret durumunu fark etsin diye bunu örnek olarak söyledim. 70 bin lira civarında bir ortalama vali ücreti olduğunu biliyoruz. Bu durumda bir sendikanın işte 84 bin liradan başlayan bir ücret talebinde bulunmasını normal bulamıyoruz. Ve hepimiz ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız lazım. İçinde bulunduğumuz şartlara göre kararlar almamız lazım. En önemlisi de kurumumuzun esas temel görevi olan hizmet ihtiyacını karşılayacak şekilde bir tutum içerisinde olmamız lazım. Burada ben yönetici olarak doğru kararlar almaya çalışıyorum. Çalışma arkadaşlarımızın durumu anlayacağına inanıyorum” değerlendirmesini yaptı.